Sıra dışı yaşamı ve dikkat çeken eserleriyle Türk sanat tarihinin önemli isimlerinden İlhan Koman, 98. yaş gününde unutulmadı. Google 1986’da Stockholm’de hayatını kaybeden değerli sanatçının yaş günü için özel bir Doodle hazırladı. Bu Doodle, yıllar önce hayatını kaybeden sanatçıyı tanımayanlar için “İlhan Koman kimdir?” sorusunu getirdi akıllara. İşte heykeltıraş İlhan Koman ve sürükleyici yaşamı…
Google önemli isimler ve olayları anmak için Doodle hazırlıyor. Daha önce hazırladığı Doodle’ları merak ediyorsanız sizi hemen buraya alalım. Bu güne kadar pek çok değerli ismin yer aldığı Doodle’da bugün sanat dünyasının özgün ismi İlhan Koman vardı
1986’da hayatını kaybeden İlham Koman’ı tanımayan pek çok kişi “İlhan Koman kimdir?” diye merak etti. Biz de sizler için değerli sanatçının hayatını derledik
ilhan Koman, 17 Haziran 1921’de Edirne’de doğdu. Babası doktorluk ve çiftçilikle uğraşan Fuat Bey, annesi Leman Hanım’dı. Ailesi 1880’lerde Yugoslavya’dan Edirne’ye göç etmişti
İlhan Koman Edirne Lisesi’ni bitirdi ve 1941’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde sanat eğitimine başladı. 1 yıl sonra hocalarının da önerisiyle heykel bölümüne geçti
Heykel üreten ilk Alman sanatçılardan olan Rudolf Belling’in öğrencisi olarak 1945’te eğitimini tamamladı. MEB’in açtığı sınavı kazandı ve Neşet Günal, Refik Eren ve Sadi Öziş’le birlikte devlet bursu ile Paris’e gitti
1947-50 arasında Fransa’da Academie Julian ve l’Ecole du Louvre’da çalışmalar yaparak yeteneğini gösterdi. Louvre Müzesi’ndeki çalışmaları sırasında özellikle Mezopotamya ve Mısır sanatından çok etkilendi
İlk sergisini 1948’de Paris’te açan İlhan Koman, Türkiye’ye dönmeden önce Melda Kaptana’yla evlendi. Çiftin bir oğulları oldu
1951’de Türkiye’ye döndü ve 1958’e kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde mecburi hizmetini tamamladı. 1952’de Anıtkabir Heykel Yarışması’nda “Şeref Holü’ne çıkan merdivenlerin sağındaki kabartma kompozisyonu” birinciliğini kazandı
1952–1954 arasında bu proje kapsamında gerçekleştirdiği “Sakarya Meydan Muharebesi” konulu rölyefleri Paris’te görüp etkilendiği Mezopotamya ve Mısır rölyeflerinden izler taşır.
1953 yılında akademi bünyesinde kurulan metal atölyesinde çalışmaya başladı. İş adamı Mazhar Süleymangil’in sağladığı sermayeyle Şadi Çalık ve Sadi Öziş’le birlikte Karemetal adlı mobilya atölyesi kurup modern mobilyalar tasarladı/h2>
Fransız Grup Espas’tan esinlendi ve 1955’te Ali Hadi Bara, Şadi Öziş ve mimar Tarık Carım’la Türk Grup Espas’ı kurdu. Bu grupla resim, heykel ve mimarinin işbirliğini savunan işler üretti.Çalışmalarıyla birçok ödül aldı. 1958’de uluslararası bir sergi için Brüksel’e gitti. Orada Türk pavyonunun yapımını üstlendi. Bu süreçte tanıştığı mimar Ralph Erskine’in daveti üzerine İsveç’e, mimari tasarımları araştırmak üzere gitti
İlk eşinden ve Güzel Sanatlar Akademisi’nde ayrıldı. 1959’da çok sevdiği İsveç’e yerleşti. 6 yıl sonra 1905 yapımı 2 direkli bir yelkenliyi restore ederek içinde yaşamaya başladı
İlhan Koman’ın heykeleri birçoğu Stockholm’de olmak üzere sokaklarda yerini almış durumda. En beğenilen ve sevilen eserlerinde biri Stokholm’da Mimarlık Yüksek Okulu önünde bulunan “Leonardo’ya Selam” heykeli. Ayrıca en önemli eserlerinden Akdeniz Heykeli şu anda Yapı Kredi Yayınları binasında sergilenmekte
Akdeniz Heykeli 2014’te İsrail’in Gazze’ye karadan saldırısını protesto edenler tarafından Levent’te bulunan konsolosluk önünde saldırıya uğramıştı. Ancak 4.5 ton ağırlığındaki heykel bu saldırıda zarar görmedi.
30 Aralık 1986’da 65 yaşında hayatını kaybettiğinde hala bu teknede yaşıyordu. Kalan hayatında bu tekneyi evi ve atölyesi olarak kullandı
1967’de Stokholm Uygulamalı Sanatlar Yüksek Okulu’da öğretim üyesi oldu. Bu süreçte yeni geometrik türevler ve yel değirmenleri gibi bilimsel buluşları tescillendi. 1969’da İsveç’te Sundsvall’da bir alan düzenlemesi için açılan yarışmada birincilik ödülü aldı. 1970’te Örebro Belediye Sarayı önüne konulması için yaptırılan heykel yarışmasında birincilik ödüllerinden birini aldı.
65 yaşında, Stockholm’de hayatını kaybettiğinde vasiyeti üzerine cesedi yakıldı ve külleri yaşamının son dönemini üzerinde geçirdiği Baltık Denizi’ne atıldı
