İklim değişikliği, insanlık tarihinin en büyük medeniyetlerini bile yerle bir edebilecek kadar güçlü bir etkendir. Geçmişte büyük şehirler inşa eden, gelişmiş tarım ve ticaret ağları kuran uygarlıklar, ani iklim değişiklikleri karşısında ayakta kalamamıştır. Tarımsal üretimdeki düşüşler, su kaynaklarının tükenmesi ve doğal afetler, toplumları krizlere sürüklemiş; sonunda büyük göçler, iç savaşlar ve çöküşler meydana gelmiştir. Bu yazıda, iklim değişikliğinin yıkıma sürüklediği medeniyetler ve hikayelerine yakından bakacağız. İşte iklim değişikliği nedeniyle yok olan medeniyetler…
1. Khmer İmparatorluğu, Kamboçya
İklim değişikliği nedeniyle yok olan medeniyetler listemize Khmer İmparatorluğu ile başlıyoruz. Bugün, Kamboçya’daki Angkor Wat tapınak kompleksinin kalıntıları her yıl 2 milyondan fazla ziyaretçi ağırlıyor. 12. yüzyılın başlarında inşa edilen bu tapınak, Khmer İmparatorluğu’nun dini başkenti olarak hizmet vermiştir.
Khmer İmparatorluğu’nun 1431’de komşu Ayutthaya İmparatorluğu (günümüz Tayland’ı) tarafından başkentinin yağmalanması sonucu çöktüğü düşünülüyordu. Ancak Sidney Üniversitesi’ndeki Greater Angkor Projesi’nde çalışan bilim insanları, iklim değişikliğinin asıl neden olabileceğine inanıyor.
Angkor, İmparatorluğun diğer bölgeleri gibi, 1 milyon nüfusa su sağlamak için kanallar ve rezervuarlarla desteklenen bir “hidrolik şehir”di. 1300’lerde başlayan Küçük Buzul Çağı ile birlikte küresel sıcaklıklar düşmeye başladı ve bu durum 1800’lere kadar sürdü. Ağaç halkalarından elde edilen veriler, Angkor’un su altyapısının aşırı musonlar yüzünden tıkanmaya başladığını gösteriyor. Şehirdeki nüfus azalınca sulama sistemini onarmak imkansız hale geldi.
Bu durum mahsul kıtlığına ve su sıkıntısına yol açtı, bu da toplumda huzursuzluk yarattı. Halk Budizm’e yöneldi, prensler arasında iktidar mücadelesi başladı ve Ayutthaya İmparatorluğu bu zayıflığı fırsat bilerek şehri işgal etti. 1431’de gerçekleşen bu yağma, Angkor’un sonunu getirdi.
2. Mississippian Kültürü, Amerika Birleşik Devletleri
Cahokia, bir zamanlar Mississippian kültürünün en büyük kentsel merkeziydi ve bugün Illinois eyaletinde UNESCO Dünya Mirası olarak korunan bir alan. Modern St. Louis’e sadece 15 dakika mesafede bulunuyor.
Mississippian kültürü, 800 ile 1500 yılları arasında ABD’nin güneydoğu ve orta batı bölgelerinde gelişti. Halk, karmaşık toprak işleri, geniş ticaret ağları ve mısır bazlı tarım sistemleriyle tanınıyordu. Cahokia, küçük bir tarım köyünden on binlerce insanın yaşadığı önemli bir politik ve dini merkeze dönüştü.
Ancak Küçük Buzul Çağı’nın başlangıcıyla birlikte bu kültür çökmeye başladı. Yakındaki göllerden alınan çekirdek örnekleri, yağışların batıya kaydığını ve bunun mısır üretimini etkilediğini gösteriyor. Ayrıca, Mississippi Nehri’nin taşmasıyla Cahokia MS 1150 civarında sular altında kaldı.
Arkeologlar, bu dönemde savunma amaçlı inşa edilen duvarların arttığını ve yakılmış köyler olduğunu belirtiyor. Yani o döneme ait her kalıntı iç karışıklığa işaret ediyor. Avrupalılar 1500’lerde bölgeye ulaştığında, Mississippian kültüründen geriye sadece harabeler kalmıştı.
3. Maya Uygarlığı, Orta Amerika
Günümüz güneydoğu Meksika, Guatemala ve Belize bölgelerinde gelişen Maya Uygarlığı, mimarisi, hiyeroglif yazısı ve astronomi bilgisiyle tanınır. Ancak MS 900 civarında Maya Uygarlığı bir siyasi çöküş yaşadı.
Maya toplumu, her biri dini ve politik olarak bir “k’uhul ajaw” tarafından yönetilen yaklaşık 60 şehir devleti içeriyordu. Her şehir devleti kendi bölgesine göre ormanları temizleyip tarım alanları kurdular ve sulama sistemleri geliştirdiler. Mayalar, Orta Amerika’daki koşullara uyum sağlamışlardı, ta ki büyük bir kuraklık baş gösterene kadar.
Belize’deki bir mağara sarkıtlardan elde edilen verilere göre, Mayalar alışılmadık derecede yağışlı bir dönemde gelişmişlerdi ve çöküşleri tarihin en büyük kuraklıklarından biriyle çakıştı.
Zaten kaynaklar konusunda rekabet eden Maya şehir devletleri, bu kuraklıkla birlikte birbirleriyle savaşa girdi. Halk şiddetten kaçmak için göç etmeye başladı ve ticaret yolları değişti. Birkaç nesil içinde, bir zamanlar büyük olan şehirler terk edilip neredeyse unutuldu.
4. İndus Vadisi Uygarlığı, Pakistan ve Hindistan
Harappan kültürü, MÖ 3300 civarında Pakistan ve Hindistan’ın İndus Nehri Vadisi’ne yerleşerek İndus Vadisi Uygarlığı’nı kurdu. Bu uygarlık, şehirlerin su yönetim sistemleri sayesinde nehrin yıllık taşkınlarından faydalanarak dikkat çekici bir kentsel planlama geliştirdi.
Yaklaşık 4200 yıl önce gerçekleşen ani bir iklim değişikliği İndus Vadisi Uygarlığı’nı vurdu. Okyanus akıntılarındaki kesintiler muson yağmurlarını zayıflattı, bu da nehrin taşkınlarına engel oldu. Bu durum, uygarlığın şehirlerini terk edip kıyı bölgelerine taşınmalarına neden oldu. Arkeologlar, bu göçün Antik Mısır ve Orta Doğu ile olan ticareti de bozduğunu düşünüyor.
Bu iklimsel olaya dair kanıt, Hindistan’ın Meghalaya Mağaraları’ndaki sarkıtlardan elde edilmiştir. Bu olay o kadar etkiliydi ki 2018’de Uluslararası Jeolojik Bilimler Birliği, mevcut jeolojik dönemi “Meghalayan Çağı” olarak tanımladı.
5. Akad İmparatorluğu, Irak
İklim değişikliği nedeniyle yok olan medeniyetler listemizin sonuna geldik.Dünyanın ilk imparatorluğu olarak kabul edilen Akad İmparatorluğu, MÖ 2300’den 2150’ye kadar hüküm sürdü. Bu medeniyet, kayıp şehir Akad’da kurulmuş ve günümüz Irak topraklarında genişlemiştir.
İndus Vadisi Uygarlığı’nı yok eden iklim krizi Akad İmparatorluğu’nu da sert vurdu. Irak, Ürdün ve Suriye’de “shamal” adı verilen ve genellikle kum fırtınasına dönüşen sert rüzgarlar eser. Bu rüzgarlar saatte 40 mile ulaşabilir ve toprakta kum birikmesine neden olabilir. Soğuyan ve kuruyan iklim, shamalların daha sık ve uzun süreli hale gelmesine yol açtı. Ömer Körfezi’nden alınan tortu örnekleri, bölgenin yiyecek yetiştirmek için elverişsiz hale geldiğini gösteriyor. Arkeolojik bulgular, kuzeydeki şehirlerin terk edildiğini ve güneye kitlesel bir göç yaşandığını ortaya koyuyor.
Ancak Akadlar, kendi çöküşlerini ilahi bir ceza olarak görüyordu. Tanrıları kızdırdıklarına ve Gutian halkının bu yüzden gönderildiğine inanıyorlardı. Ancak tıpkı Khmer İmparatorluğu’nda olduğu gibi, işgalciler yıkımın gerçek nedeni değildi; imparatorluğun sonu, iklim değişikliği tarafından çoktan belirlenmişti.
Kaynak: 1