Hepimiz hata yaparız. Hatta bazen başkalarının hatalarını bile hoşgörüyle karşılamaya çalışırız. Çünkü içimizde bir yerlerde hâlâ o meşhur cümle yankılanır: “İnsanlar değişebilir.” Ne güzel düşünce… Ama ne yazık ki bazı insanlar, değişmek yerine aynı döngüyü yeniden ve yeniden sahneye koyar. Hani neredeyse “bu filmi daha önce izlemiştim” dedirten cinsten. Üstelik her seferinde başrolde onlar, yan rolde yine sizin kırılmış kalbiniz olur! İkinci bir şans mı? Evet, kulağa olgunluk gibi gelebilir. Ama bazen bu “şans”, aslında kendinize attığınız bir çelmeye dönüşebilir. Hele ki karşınızda, özrünü süsleyip sunan ama davranışlarını asla değiştirmeyen biri varsa… O zaman o şans, bir tokat gibi geri döner. İşte ikinci bir şansı hak etmeyen insan tipleri…
1. Ebedi kurban
Hepimizin zor zamanları olur, değil mi? Bazen işler yolunda gitmez, kalbimiz kırılır, işten atılırız ya da biri canımızı yakar. Ama bazı insanlar var ki… hayat onlar için sonsuz bir felaket filmi gibi.
Ne olursa olsun, bir türlü sorumluluk almazlar. Hep başkaları suçludur: patron, eski sevgili, annesi, evren… Hatta Merkür retrosu bile! Ama hiç kendileri değil. Çünkü onlar “hep mağdur”, “hep kurban”.
Onlara bir şans daha vermek istiyorsunuz, biliyoruz. Belki değişirler… Ama eğer onlar kendi düşünce yapılarında en küçük bir değişim göstermiyorlarsa, kendinize şunu sorun: “Ben bunu kaç kere yaşadım?” Ve cevabınız üçten fazlaysa, uzak durmak en sağlıklısı olabilir.
2. Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş insanlar
Bazı insanlar yalanı o kadar çok söylüyor ki, kendileri bile neyin doğru neyin uydurma olduğunu unutuyor. Hani her konuştuğunda “Acaba bu da uydurma mı?” diye içten içe düşündüren tipler…
Dürüstlük kutsaldır. Çünkü sadece başkalarına değil, kendinize karşı da dürüst olmanız gerekir. Sürekli yalan söyleyen biriyle ilişki kurmak, hiç var olmamış bir evde yaşamaya çalışmak gibidir. Temel yok. Çökmesi an meselesi.
Ve ne kadar özür dilese de, ne kadar “değişeceğim” dese de… eğer aynı davranışlar tekrar ediyorsa, maalesef bu bir kalıp haline gelmiştir.
3. Seri manipülatör
Şimdi sizi biraz ürkütebilir bu madde… çünkü manipülatörler, öyle hemen tanınacak cinsten değiller. Tatlı dilli, ilgili, empatik gibi görünürler. Ama aslında tüm bu özellikleri kendi çıkarları için kullanırlar.
Zamanla “Acaba ben mi yanlış anladım?”, “Belki de çok alınganım…” gibi cümleler kurmaya başlarsınız. İşte orada tehlike çanları çalmaya başlar. Çünkü bu kişi, sizin algınızla oynamaya başlamıştır. Bu, psikolojide “gaslighting” olarak bilinir. Ve çok tehlikelidir.
“Saygı, her ilişkinin temelidir.” Ama bir manipülatör için bu geçerli değildir. Onlar için önemli olan sadece kendi kazancı, kendi gücü ve kendi egolarıdır.
Eğer biri sizi sürekli olarak şüpheye düşürüyor, kendinizden şüphe ettiriyorsa, o kişiye “belki bir şans daha” demeden önce kendinize bir şans verin. Çünkü ikinci şans ona değil, size zarar verir.
4. Özür dilemeyen suçlu
“Tamam, insanız. Hepimiz hata yaparız.” Evet, bu cümlede sorun yok. Sorun şu: Bazı insanlar hata yapar ama asla kabul etmezler.
O kadar barizdir ki hataları… ama bir türlü “Pardon” demezler. Üstüne bir de sizi suçlarlar: “Ama sen de şöyle yapmasaydın…” En sonunda kendinizi özür dilerken bulursunuz. Hani hatayı yapan onlardı?
Ne yazık ki, özür dilemeyen biriyle ilişki kurmak, sürekli mayın tarlasındaymış gibi hissettirebilir. Her an bir şeylere basabilirsiniz ve suçlanan yine siz olursunuz.
Bu durumda kendinize dürüst olun: Bu kişiyle tekrar aynı yola girsem, gerçekten huzurlu olur muyum? Cevabınız “Hayır”sa, kendinize bir iyilik yapın ve bu şansı sadece ona değil, kendinize vermeyin.
Bazen bir kelime, bir bakış ya da bir sessizlik bile içinize işleyebilir. Ama dışarıdan bakınca, hiçbir şey yaşanmamış gibi görünür. İşte duygusal taciz tam da böyle bir şey! Gözle görünmez ama kalpte kocaman izler bırakır.
Bu insanlar, sizi küçük düşürmenin ve özgüveninizi aşındırmanın bin bir yolunu bilir. Üstelik bunu öyle zarifçe yaparlar ki, ilk başta “acaba ben mi abartıyorum?” diye bile düşünebilirsiniz. Halbuki hayır. Sorun sizde değil.
“Kendini ezdirme, kötü davranışı kabullenme.” Ama duygusal tacizciler bu ilkeye ters çalışır. Manipülasyon ustasıdırlar. Özellikle de kendinizi suçlu hissettirerek sizi daha da yalnızlaştırabilirler.
İkinci bir şans mı? Çok büyük bir karar. Çünkü değişmeyen biriyle aynı acıları tekrar yaşamak yüksek ihtimaldir. Bu nedenle, kendinize karşı şefkatli olun. Bazen “Hayır” demek, verebileceğiniz en büyük “Evet”tir. Elbette kendinize!
6. Sadece alıcılar
Hepimizin hayatında olmuştur: Ne zaman ihtiyaç duysalar yanlarındasınız. Dinliyorsunuz, yardım ediyorsunuz, el uzatıyorsunuz. Ama sıra sizde olduğunda? Ortalıkta yoklar. Mesaj bile atmazlar.
İşte bu kişiler “amansız alıcı” tiplerdir. Enerjinizi emerler, zamanınızı sömürürler, ama karşılık vermeyi akıllarına bile getirmezler. Siz tükenirsiniz, onlar hâlâ “bir şey rica edecektim” der.
“Bu ilişki bana ne katıyor?” diye düşünmek bencillik değil, öz bakımdır. Çünkü sürekli tüketildiğiniz bir ilişkide, bir gün siz de kendinize yetememeye başlarsınız. Ve o zaman, gerçekten ihtiyacınız olan insanlar yanınızda olmaz.
7. Sürekli eleştirmen
Eleştiri kötü bir şey değildir. Hatta yerinde bir eleştiri, sizi daha iyi versiyonunuza dönüştürebilir. Ama sürekli eleştirmenler öyle midir? Hayır. Onlar sadece eksik arar. Siz çabalarsınız, o ise kusur bulur. Gülerken bile “Neden o kadar çok gülüyorsun?” diye sorar.
Bu insanlar genelde eleştirilerini “sana iyilik yapıyorum” ambalajında sunarlar. Ama içinde sadece yargı, küçümseme ve özgüveninizi kemiren kelimeler vardır. Asla yapıcı değildirler. Amaçları düzeltmek değil, sizi yetersiz hissettirmektir.
Böyle biriyle ilişkideyseniz, kendinize şu soruyu sorun: “Onun söyledikleri beni geliştiriyor mu, yoksa geriye mi götürüyor?” Cevap netse, uzaklaşmak en sağlıklı adımdır. Çünkü sürekli olumsuzlukla yoğrulan bir zihin, bir süre sonra ışığı unutmaya başlar.
8. Tekrar suç işleyenler
İkinci bir şansı hak etmeyen insan tipleri yazımızın sonuna geldik. Hani bazı insanlar vardır, bir hata yapar, özür diler ve “değişeceğim” der. Siz de inanırsınız. Çünkü kalbiniz temizdir. Ama ne olur? Bir bakmışsınız, aynı senaryo tekrar yaşanıyor. Hem de farklı bir bölümde, ama aynı başrollerle!
İşte bu kişiler, “tekrar suç işleyen” tiplerdir. Hatalarından ders çıkarmazlar. Onlar için ikinci şans, bir değişim fırsatı değil, sıfırlanmış kredi kartı gibidir. Harcamaya devam ederler..
Unutmayın, bazı insanlar değişmek istemez. Sadece sizi yanında tutmak ister. Ve siz, tekrar tekrar aynı hayal kırıklığını yaşamayı hak etmiyorsunuz. O yüzden, bazı ikinci şanslar verilmez. Çünkü bazen en güçlü karar, bir daha denememek olur.