Bu yıl 17. kez gerçekleşecek olan !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali 15 – 25 Şubat tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. Biletler ise 2 Şubat’tan itibaren Biletix’te satışta olacak. Festivalin İstanbul ayağındaki kaçırılmaması gereken filmler listesi kafanızdaki kararsızlığı çözmenizde bir nebze yardımcı olur belki…
1. The Florida Project
Yılın belki de en çok merak uyandıran ve beğenilen filmlerinden The Florida Projeck’i ilk kez !f İstanbul’da izleme şansına sahip olabilirsiniz. Film Disney Dünyası’nın yakınlarında pek de büyüleyici olmayan hayatların kıyısında geçiyor. Florida Project; çocukluk ve bırakılmak istenmeyen çocukluk deneyimlerini renkli olduğu kadar hüzünlü bir çerçeveden sunuyor izleyene.
2. Phantom Thread
Yıllar geçmesine rağmen There Will Be Blood etkisi üzerimizden eksilmemişken Paul Thomas Anderson ve Daniel Day-Lewis yeni bir ortaklık ile karşımıza çıkıverdi. Gerçek bir hikayeden uyarlanan film, yelpazesinde kraliyet ailesi, sosyete ve film yıldızlarını bulunduran İngiliz moda dünyasının duayenlerinden Reynolds Woodcock’un hayatına odaklanıyor. Woodcock’un dikişlerini sağlam şekilde attığı hayatı yaşayacağı aşkla biraz değişecektir.
3. Last Flag Flying
Kimler yok ki bu filmde? Steve Carell, Bryan Cranston ve Laurence Fishburne üçlüsünün yer aldığı, yolda geçen bir dostluk filmi ne kadar kötü olabilir diye düşünüp kendinizi güvence altına alabilirsiniz.
4. The Breadwinner
Hapse atılan babasını kurtarma çabasına girişen 11 yaşındaki Afgan kızı Parvana’nın saçlarını kestirip erkek çocuğu gibi davranarak ailesine destek olmaya çalıştığı film Deborah Ellis’in ünlü kitabından uyarlandı. Parvana, Taliban kurallarında tehlikeli ve fantastik dünyasından destek alarak ailesini yeniden toparlamaya çalışır.
5. Princess Cyd
Chicago’ya yaz tatilini geçirmek için teyzesini ziyarete giden Cyd zamanının çoğunu gündelik işler ve barbekülerle geçirmektedir. Bu sırada kahve dükkanında çalışan Katie’yle tanışıp birbirlerine ilgi duymaya başlar ve cinsellikle ilgili sorularla başlayan sohbetleri giderek derinleşir. Genç bir kadının dünyayı keşfini masalsı şekilde anlatan film doğal performanslarıyla da ilgi topluyor.
6. How to Talk to Girls at Parties
1970’lerin Londra’sına uzanan Neil Gaiman uyarlaması punk olmak isteyen umutsuz genç Enn’in 48 saatlik aşkını anlatıyor. Ancak bu aşka giden yolda önce ürküttüğü kadar heyecanlandıran Kraliçe Boadicea’nın mekanına uğruyor ardından bir ev partisi gibi görünüp farklı dünyalardan görünen garip takıntılı kişilerin ortamına düşüyor.
7. Distant Constellation
Yönetmen Shevaun Mizrahi kamerasını İstanbul’un tam ortasında bir huzur evinin köşesine yerleştirip bize oradaki insanların hikayelerini dinleme ve hatta hikayelerin bir parçası olabilme şansını veriyor. Bu sakin ve naif filmde yaşlı Ermeni Selma, gözleri görmeyen bir fotoğrafçı, iki yaşlı adam ve binanın dışındaki inşaatın işçilerinin sohbetlerine kulak veriyoruz.
8. Dreaming Murakami
Haruki Murakami’nin Kaze No Uta O Kike (Rüzgarın Şarkısını Dinle) adlı romanını çevirmeye başlayan Mette Holm, Tokyo metrosunda yürürken iki metre boyunda dev bir kurbağa ile karşılaşır. Koca kurbağa Mette’yi her yerde takip etmeye başlarken gerçek ve hayal dünyası yavaştan birbirine girmeye başlayacaktır.
9. The Work
Tek mekanda geçen belgesel niteliğindeki film, Kaliforniya’nın Folsom Hapishanesi’nde geçiyor. Çoğunluğu müebbet hapis cezasına çarptırılmış mahkumların dört günlük terapi süreci başlamak üzeredir. Bu dört günde her mahkum kendi hayatlarının derinliklerine inip geçmişlerini çözümlemeye çalışacaktır.
10. Cano
Cano, arkadaşı birdenbire ortadan kaybolan İbrahim’in yanında onu arayan bir film. İbrahim başta gündelik hayatına devam etmeye çalışsa da zaman geçip etrafındakilerin umursamazlığını görüp bu olayın içine daha fazla düşmeye başlayacaktır. Arkadaşı Cano’yu bulamayan İbrahim aramalarını köyünde yapmaya karar verir ve bu yolculuk hem Cano’yu hem kendini bulmaya dönüşür.
11. Arada
Ozan 19 yaşında ve bir punk grubunun solistidir. Sabah Kaliforniya’ya gidecek gemiye binip olduğu yerden kurtulmayı planlarken bütün geceyi biletini aramak için kız arkadaşı Lara ile İstanbul sokaklarında geçirecektir.
12. I Am Not A Witch
Zambiya köyünde yaşayan 9 yaşında bir kız çocuğu olduğunuzu düşünün. Ve karşınızda sizi cadı olmakla suçlayan bir topluluk var. Önünüze iki seçenek sunuluyor; ya seyyar cadılar kampına gideceksiniz ya da keçiye dönüşeceksiniz. Bu yaratıcı hikayede küçük Shula’nın kaderine razı mı geldiğini yoksa özgürlüğün peşinden mi koştuğunu izliyoruz.
13. Les Affamés
Virüs salgını sonrası kasabanın başka bir dünyaya dönüştüğü film sıradan dünya sonu veya zombi filmlerinden uzaklaşıp daha yaratıcı bir ortamda geçiyor.