Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız, hayatımızı kolaylaştıran, ömrümüzü uzatan pek çok icadın bir kaza sonucu ortaya çıktığını biliyor muydunuz? Hatta yaptığı sakarlık kimi bilim insanlarına Nobel Ödülü bile getirdi. İşte tarihe adlarını altın harflerle yazdıran 19 mucidin neye niyet neye kısmet dedirten 19 icadı.
1. Ya deney tüpü kırılsaydı?
1903 yılında, deney tüpünü laboratuvarının zeminine düşüren Fransız kimyager Edouard Benedictus, kırılan tüpün dağılmadan tek parça halinde kaldığını fark etti ve kolodyum ihtiva eden sıvının buharlaşmasından sonra tüpte kalan ince plastik tabakanın parçalanmayı engellediğini anladı. Bunu not etmesine etti ama üzerine çalışmadı. Ta ki kaza yapan bir aracın içindeki kızın camdan dolayı nasıl darbe aldığını görene kadar. Daha önceki deneyiminden esinlenerek iki cam tabakasının arasına selüloz nitrat yerleştirerek üç katlı cam oluşturan mucidin buluşu, 1920’lerde arabaların ön camlarında kullanılmaya başlandı.
2. Yanık şaraptan Brandy’e
Taşıma sırasında yerden kazanmak için şarabı kaynatarak suyunu ayrıştıran Hollandalı bir tüccarın kazara bulduğu Brandy kelimesinin kökeni olan Brandejwin, “yanık şarap” anlamına geliyor.
3. Karışım ocağa düşünce…
New York’ta, Charles Goodyear tarafından, 1839’da keşfedilen sertleştirilmiş plastik, lastik-sülfür karışımının yanlışlıkla ısıtılmış ocağın üzerine düşürülmesi sonucu bulundu.
4. Yanlış parçayı çıkarınca kalp pilini buldu
Mühendis Wilson Greatbatch, 1958 yılında Cornell Üniversitesi’nde kalp seslerini kaydeden bir cihaz üzerinde çalışıyordu. Yaptığı cihazdan yanlış parçayı çıkaran Wilson, gerekli enerjiyi cihaza verdiğinde, icadı normal bir kalp gibi çalışmaya başladı. Yeni cihazını 1960 yılında bir insanın kalbine yerleştirmeden önce hayvanlar üzerinde denedi ve ince ayarlarını yaptı.
5. Sen misin daha ince patates isteyen!
1853 yılında, bir lokantada çalışan George Crum kalın kestiği patates dilimleri yüzünden azar işitince müşterisine kızıp “Sen misin daha ince daha kızarmış patates isteyen!” dedi. Patatesleri inanılmaz derecede ince kesti ve kupkuru olana dek kızarttı. Öfkesi sayesinde tarihe geçeceğini aklının ucuna bile getirmemişti tabii!
6. Plastik yapayım derken sakızı buldu
Thomas Adams sakızı bulduğunda aslında plastik yerine geçebilecek bir madde üretmeye çalışıyordu. 1848 yılında, ladin ağacı reçinesi üzerinde denemeler yaparak yapışkan, lastik gibi bir malzeme elde eden John B. Curtis ise bu çiğnenebilir malzemeyi satılabilir bir ürün haline getirdi. İlerleyen süreçte Curtis, sakıza aroma ve daha çok yumuşaklık vermek için parafin ekledi.
7. İşe yaramaz sandı ama…
1970’lerin başlarında dayanıksız yapıştırıcıyı bulan Dr. Spencer Silver, bu icadını işe yaramaz olarak değerlendirmişti. Ta ki ofislerin vazgeçilmezi post-it’e ilham verene kadar. Bir kilisede ilahi kitabındaki ayracın istediği yerde durmaması üzerine oldukça sinirlenen Art Fry, meslektaşının işe yaramayan buluşu sayesinde ayıracın kitaba yapışmasını sağlayacak, ancak çıkarttığında kitaba zarar vermeyecek post-it’i buldu.
8. Havadan bir küf düştü, insanlığın kaderi değişti
Alexander Fleming’in hayatta kalan tek meslektaşı, ünlü bilimadamının penisilini 1928 yılında bir rastlantı sonucu bulduğunu anlatmıştı. Fleming bir deney üzerinde çalışırken, muhtemelen laboratuvarın karşısındaki bardan uçup gelen bir küf mikroskoptaki lamın üzerine konar. Tam da üzerinde zararlı bir bakteri türü olan stafilokokları inceleyen Fleming, küfün bakteri üzerindeki etkisini görmek ister. “Penicilim notatum” isimli yeşil küfün bulunduğu bölümdeki bakterilerin öldüğünü fark edince hayrete düşer. Daha sonra gerçekleştirilen testlerde, bu küfün diğer bakteriler üzerinde de etkili olduğu ortaya çıkar. Tavşan, fare ve insanlar üzerinde yapılan testler sonunda, açık bir yan etkisinin de olmadığı görülür. Ne var ki Fleming, küften sızan maddeyi bir türlü keşfedemez. 1939’da, Oxford’dan Howard Florey ve Ernst Chain bu maddeyi ayrıştırmayı başarır ve buna “penicilin” adını verirler. Bu madde, öldürücü bakteriyel hastalıklarla savaşabilen ilk antibiyotik olarak tarihe geçer. Milyonlarca insanın hayatını kurtaran bu buluş mucidine Nobel Ödülü getirir.
9. Domuzlar ilham verince
Mezbaha işçilerinin, domuzların elektrikle sersemledikten sonra çok sakin durduklarını fark etmelerinin bir sonucu icat edilen ECT (Electroconvulsive therapy), Avusturyalı Julius Wagner-Jauregg’e ilham vererek elektroşok tedavisini bulmasını sağladı. Mucit bu icadıyla 1927 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı.
10. Hayatlar tesadüfen tatlandı
1879 yılında Fahlberg adındaki bir kimya öğrencisi, toluol (kömür katranındaki hidrokarbon) türevlerini araştırırken elindeki maddeyi tadınca günümüzün yapay tatlandırıcısı sakarin ortaya çıktı. Diğer iki yapay tatlandırıcı da kaza sonucu keşfedildi. 1937’de Illinois Üniversitesi öğrencilerinden Michael Sveda sigarasını yaktığında aldığı tatlı tadın peşine düştü ve “cyclamate” olduğunu buldu. Nutra Svveet ise 1965 yılında anti nükleer bileşimler araştırılırken keşfedildi.
11. İlaç yapayım derken Coca-Cola’yı buldu
İlaç sektöründe çalışan John Pemperton, koka özü ve şarap karışımından bir şurup üzerinde çalışıyordu. Mucit bu buluşunu daha sonraları baş ağrısını gideren karışım olarak satmaya başladı. 1885 yılında Atlanta’da alkol satışı yasaklanınca Pemperton bu şurubun içine karbonatlı su ekledi ve soda benzeri bir hal almasını sağladı. Coca-Cola bu şekilde ortaya çıktı.
12. Çocukları da sevindirdi büyükleri de
General Electric’te mühendis olarak çalışan James Wright, II. Dünya Savaşı’nda uçak lastikleri, asker botları ve başka şeyler için plastiğe ihtiyaç duyan ülkesi için silikon yerine plastik kullanmak istedi. 1943 yılında silikon yağının içine borik asit katınca, şekil alabilen yumuşak bir hamur elde etti. Bu şekilde çocukların da büyüklerin de severek oynadığı oyun hamurunu bulmuş oldu.
13. Buzdolabı kadar mikrodalga yaparsan!
Savunma ürünleri üreten Raytheon Corporation’da çalışan Percy Spencer, elektriği bir arada toplayan yeni bir sistem üzerine çalışıyordu. Bu sırada cebinde unuttuğu çikolatanın ısıdan hemen eridiğini gördü. Spencer bu buluşunu mikrodalga fırına çevirdi. 1947’de patentini aldı ve 1,8 metre boyunda, 340 kilo ağırlığında ilk mikrodalga fırını üretti. Büyükçe bir buzdolabı boyutunda olan fırınlar başlangıçta pek ilgi görmese de sonraki yıllarda hemen her eve girdi. Bugün sadece ABD’de bulunan fırın sayısı yaklaşık 80 milyon.
14. Ben diyeyim röntgen, sen de röntgenstrahlen
Wilhelm Konrad Röntgen, 1895 yılında gazların içinden geçen elektrik yolunu araştırmak amacıyla, katot ışın tüpüyle deney yaparken, baryum platin siyanürü levhasından yayılan radyasyonun şeffaf olmayan cisimlerin içinden geçebildiğini fark etti. Araştırmalarına devam ederken radyasyonun 15 mm. kalınlığındaki alüminyumdan, daha indirgenmiş yoğunlukta geçebildiğini gördü. Ve bu radyasyona, “X-ışınları” adını verdi. Röntgenstrahlen olarak adlandırılan ve Almanya dışında bütün dünyada röntgen olarak anılmaya başlanan bu icat, daha sonra insan vücudunun iç kısmını gösteren fotoğraflamada kullanıldı.
15. Pıtraktan cırt cırta
Elektrik mühendisi olan George de Mestral, İsviçre dağlarında köpeğiyle gezerken pıtrak olarak bilinen dulavrat otu köpeğinin tüylerine kendisinin de elbisesine yapıştı. Mikroskopla bu iş nasıl oluyor diye incelediğinde bitkinin üzerinde sayısız kanca olduğunu gördü. Naylon üzerinde yaptığı denemeler sonucunda günümüzde sıklıkla kullanılan cırt cırtı buldu.
16. Petrol pompaları tıkanmasaydı vazelin bulunmayacaktı
Amerika’nın köklü, zengin ve tahsilli ailelerinden birinin oğlu olan Robert Chesebrough 1859′da kimya mühendisliği eğitimi aldı. Baba mesleğinde ilerlemek yerine petrol kuyularında kimyager olarak çalışmaya başladı. Chesebrough, Pennsylvania’ya petrol kuyularına yatırım yapmaya gitti. Sondaj platformlarını incelerken Rod Wax olarak bilinen ve parafine benzeyen yapışkan maddeyi keşfetti. Petrol pompalarını tıkayarak işçilerin çalışmalarını yavaşlatan bu maddenin işçilerin vücutlarında oluşan yara, yanık ve kesiklere iyi geldiğini gözlemleyen Chesebrough, aylarca yaptığı deneyler ve testler sonucu yüzde 100 doğal ve cildi koruyan bir ürün keşfetti. At arabalarına istiflettiği vazelinleri insanlara dağıtan Chesebrough, 6 ay içinde de satış ekibi kurarak “Vaseline” markası ile vazelin satışı yapmaya başladı.
17. Jet uçakları üzerine çalışırken leke çıkarıcı icat etti
3M’de kimyager olarak çalışan Patsy Sherman, 1953 yılında jet uçaklarının yakıtlarından etkilenmeyecek bir madde geliştirmek için yürütülen bir projede görevlendirilmişti. Asistanlardan biri, üzerinde çalışmakta oldukları bir karışımı kazayla Sherman’ın ayakkabısının üzerine damlattı. Zaman içerisinde ayakkabısı lekelenip kirlendiği halde, bir bölümün tertemiz kaldığını fark eden Sherman, yaptığı çalışmaları geriye doğru incelediğinde, bugün Scotchgard olarak tanınan leke önleyiciyi buldu.
18. Unutkanlık mısır gevreğini bulmalarını sağladı
Kahvaltı ürünleri girişimcisi iki kardeş John ve Will Kellogg tahılları pişirerek granola denen bir kahvaltı karışımı yaratmayı deniyordu. 1898 yılında pişirdikleri tahılları birkaç gün ocağın üzerinde unutunca karışım hem küflendi hem de yoğun ve kuru bir hal aldı. Yaptıkları birkaç denemeden sonra küfü önlemeyi başaran kardeşler Corn Flakes olarak anılan mısır gevreğini buldu.
19. Ve asrın icadı: Fotoğraf
Louis Daguerre, karanlık odada, gümüş iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1838 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu. Bunu tekrar dışarı çıkardığında görüntü belirginleşmişti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu. Bunun üzerine levhaları yerleştirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dışarı çıkarttı. Dolabı boşaltmasına rağmen hâlâ aradığı maddeyi bulamamıştı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmış termometreden dökülmüş cıvayı fark etti. Gümüş levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın başlangıcı oldu. Yerini ancak on yıl sonra negatif ve pozitif film sürecine bıraktı.