Bu liste Doğruluk Payı tarafından hazırlanmıştır, haberiniz olsun.
Seçimler yaklaşırken Türk siyasetinin nabzını da ölçmeye devam ediyoruz.
Bu sefer AK Parti’nin üst düzey isimlerinin çeşitli açıklamalarından oluşan bir liste hazırladık. Özellikle ekonomik konuların bu denli yoğun olduğu bir ortamda, bu listenin de ekonomi ağırlıklı olması şaşırtıcı olmasa gerek.
Buyrunuz.
1. Ahmet Davutoğlu: “Komşularla ekonomimizi yüzde 8’den yüzde 32’ye çıkardık”
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye ekonomisinin yıllar içinde (AK Parti döneminde) nasıl geliştiğini anlatmayı pek seviyor. Yine bu anlatımlarından birinde, ekonomimizin geliştiğinin göstergelerinden biri olarak, komşularımız ile olan ticaret hacmimizin %8’den %32’ye çıktığını iddia etti.
Biz de bu iddiayı analiz edelim dedik. AK Parti döneminde genel ihracatımız 4,5 kat, ithalatımız ise 3,5 kat artmış durumda.
Ancak böylesi ciddi bir artışı komşularımız için söylememiz pek mümkün değil, TÜİK verilerine göre 2002 yılında komşularımız ile ticaretimizin tüm ticaret hacmimizin içindeki payı %4,8 görünüyor. 2015’e geldiğimizde ise oran artarak %10,8’e çıkmış. Hatta 2012’den sonra bu konuda bir düşüş gerçekleştiğini de söyleyebiliriz.
%32 iddiası nereden mi geliyor? Biz de bilmiyoruz.
Yani Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu iddiasında Doğruluk Payı yoktur diyoruz.
2. Fikri Işık: “12 yılda bir ülke GSYH’sini 4 kat artırdıysa, ihracatını neredeyse 4 katın üzerine çıkarmayı başardıysa bu son derece önemlidir”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’a ait bu iddia. AK Parti iktidarları döneminde GSYH’mizin dolar bazında 4 kat arttığı iddiasını inceleyerek başlayalım o halde işe…
2002 yılında AK Parti iktidara geldiğinde, GSYH 232 milyar dolar idi. 2013 verilerine göre ise GSYH 819 milyar dolara ulaşmış. Bu tabloya göre artış 2,5 kat civarında. Yani dolar bazındaki artış bakanın iddiası gibi 4 kat değil, 2,5 kat.
Ancak iş burada bitmiyor, GSYH incelenirken en sağlıklı ve anlamlı veriyi sabit fiyatlar üzerinden incelediğinizde bulabiliyorsunuz. Bu hesaba göre ise 2002’deki GSYH 72,5 trilyon lira olarak görünürken, 2013 yılında 122,4 trilyon liraya ulaşıyor. Bu da GSYH’deki gerçek artışın aslında %69 olduğunu gösteriyor.
İddianın ikinci kısmına gelelim, 4 katın üzerinde bir ihracat artışı kısmı yani. TÜİK verilerini incelediğimizde 2002 yılında Türkiye 36 milyar dolarlık ihracat miktarına sahip. 2014 itibari ile ise ihracatımız 158 milyar dolar. Artış oranı 4,3 kat civarında, yani bakan Işık bu kısımda haklı.
Eh bu nedenle de zaten kendisinin Doğruluk Payı olmadığını söylemiyoruz ve kısmen Doğruluk Payı vardır diyoruz.
3. Mustafa Şentop: “HDP barajı aşsa bile şu anki parlamento tablosu değişecek durumda değil”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop söylüyor bunu. 2015 Genel Seçimleri’nde HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı, malumunuz herkesin dilinde. Mustafa Şentop’un iddiası ise, HDP oldu da barajı aşsa bile şu anki meclis tablosunun değişmeyeceği ile ilgili.
Hem seçim tahminleri yayınlayan araştırma şirketleri, hem de bazı gazeteci/araştırmacıları bir süredir bu konu ile ilgili çeşitli senaryoları, simülasyonları kamuoyuna sunuyorlar. Bunlardan yaptığımız bir derlemeye göre, şu anki genel beklenti, HDP’nin barajı aşabileceği yönünde. Bu olduğu zaman ise, meclis aritmetiğinin bırakın aynı kalmasını, AK Parti’nin tek başına iktidar olma ihtimali bile zayıflıyor.
Araştırma şirketlerinin tahminlerine göre, HDP barajı aştığı ve CHP/MHP oy kaybetmediği anda AK Parti ortalama 260-270 milletvekiline sahip olacak. Yani tek başına iktidar olmak için gereken 276 milletvekiline ulaşamayacak. Böylesi bir mecliste HDP ortalama 60-65 milletvekili kazanırken, MHP 90-95, CHP ise 125-130 milletvekili alabiliyor.
Dolayısıyla HDP’nin barajı aşması, meclis tablosunu kökten değiştiriyor. Mustafa Şentop’un iddiasında büyük oranda Doğruluk Payı yok.
4. Nihat Zeybekçi: “Avro ne kadar değer kaybettiyse Türk lirası da aynı oranda dalgalanıyor”
TL giderek zayıflıyor Dolar karşısında. En son 2,70-2,73 seviyesindeydi biz bu analizi yaparken. Ancak özellikle iktidar cephesinde bu konuda yapılan eleştirilere yanıt verirken oluşan bir refleks var, “sırf bizde yükselmiyor dolar, her yerde böyle” diyorlar. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi de katılmış bu iddialara.
Öncelikle oturduk, 15 Nisan 2014 ve 15 Nisan 2015 tarihlerini baz alarak, ciddi para birimleri ve TL’nin Dolar karşısındaki kıyaslamasını yaptık. Bu kıyasa göre TL bir yılda %27 değer kaybetmiş Dolar karşısında. Avro ise %29 değer kaybı yaşamış. Örneğin, Sterlin %13 değer kaybederken, İsviçre Frankı değer kaybını %10’da tutabilmiş.
Son bir yıla bakında aslında Bakan Zeybekçi haklı, ama biz bir de son bir ayın verilerine bakalım dedik;
15 Mart – 15 Nisan 2015 döneminde bu para birimlerinin Dolar karşısındaki durumuna bakınca gördük ki, bu dönemde TL %2,5 değer yitirirken, Avro %1,7 değer kazanmış. Sterlin %0,6 değer kazanırken, İsviçre Frankı %4,1 değer kazanmış Dolar karşısında, hatta Dolar’dan daha değerli bir hale gelmiş. Yani dememiz o ki, Dolar karşısında herkes değer kaybederken, TL daha çok kaybediyor. Özellikle son dönemde kaybı büyük. Tüm bu sebeplerle Bakan Nihat Zeybekçi’nin iddiasında büyük oranda Doğruluk Payı yok.
5. Ahmet Davutoğlu: “2008’den bu yana -dünyada her yerde istihdam düşüşü yaşanırken, işsizlik artarken- 6 milyon yeni iş alanı oluşturduk”
Başbakan ile başladık, Başbakan ile bitirelim. Seviyor ekonomik durumumuzu övmeyi, durduramıyoruz. Bu kez de istihdam ile ilgili konuşmuş ve 2008’den bu yana 6 milyon yeni istihdam yarattık demiş, hem de dünyanın geri kalanında işsizlik artarken. Bakalım, bakalım…
Malum, 2008-2009 yılları tüm dünyada ciddi bir ekonomik kriz dönemiydi. Bu dönemde gelişmiş ekonomiler %3,5 oranında küçüldüler. Türkiye de 2009 yılında %4,8 oranında bir küçülme yaşadı ekonomisinde. Dolayısı ile bu durgunluk, hatta kriz, istihdam verilerine de yansıdı.
Hemen söyleyelim, OECD ve TÜİK verilerine göre Türkiye 2008’den bu yana 4,7 milyon istihdam yarattı. İddia edildiği gibi 6 milyonluk bir durum yok yani ortada. Bu dönemde istihdam oranındaki artış da %4 olmuş. Hani tüm dünya bu konuda gerilerken, biz ilerliyorduk ya; aynı dönemde OECD ülkelerinden Şili ve İsrail bizden daha fazla istihdam oranı artışı yakalamışlar. Şili %5’i bulurken, İsrail daha da ileri gidip %8’lik bir istihdam artış oranı yakalamış.
Bu veriler ışığında diyoruz ki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bu iddiasında da Doğruluk Payı yok.