Hubble Uzay Teleskobu, ilk uzay teleskobu olmasa da birçok üstün özelliğe sahip olmasıyla bilim insanlarının göz bebeğidir. NASA ve Avrupa Uzay Ajansı’nın ortak projesi olan Hubble, Büyük Gözlemevleri Programının bir parçasıdır. Hubble, uzayda bakımı astronotlar tarafından yapılan tek teleskoptur. Bugüne kadar astronotlar beş kez bakım uçuşu gerçekleştirmiş ve Hubble’ın mükemmel görüntüler yakalaması sağlanmıştır. 30 yılı aşkın süredir uzayda görev yapan bu teleskop geçtiğimiz aylarda çalışmalarını durdurdu. İşte Hubble Uzay Teleskobu hakkında merak edilenler…
1. Teleskop, adını ünlü bir astronomdan aldı
Hubble Uzay Teleskobu adını, Amerikalı bir astronom olan Edwin Hubble’dan aldı. Hubble, 1923 yılında Mount Wilson Gözlemevi’nde çalışırken, o zamanlar bir bulutsu olarak kabul edilen Andromeda’nın aslında Samanyolu galaksisinden yüz binlerce ışık yılı uzaklıkta ayrı bir galaksi olduğunu belirledi. Aynı zamanda 1929 yılında galaksilerin birbirlerinden sabit bir hızla uzaklaştığını keşfetti. Bu çığır acıcı keşif, “statik evren” teorinin yıkılmasına yardımcı oldu. Hubble 1953 yılında hayatını kaybetti. Ancak adını taşıyan teleskop, o zamandan beri onun bütün teorilerini doğruladı.
2. Hubble Uzay Teleskobu yaklaşık 40 yılda yapıldı
Hubble’ın ilk kökenleri 1946 yılına kadar uzanıyor. Henüz NASA’nın kurulmadığı bir dönemde gökbilimciler güçlü bir teleskobun evren anlayışımızı değiştireceğini savunmaktaydı. Astrofizikçi Lyman Spitzer Jr. bir makalesinde; Dünya atmosferini rahatlıkla aşabilecek güçlü bir teleskop yapmanın mümkün olduğunu iddia etti. Ancak yüksek maliyet gerektirdiği için adım atılmadı. NASA kurulduktan sonra uzaya dört adet insansız uydu gönderilmişti. Ancak Spitzer 1970’li yıllarda hala daha güçlü bir teleskop yapılabileceğini savunmaktaydı. Bu nedenle yorulmadan lobi çalışmaları gerçekleştirdi. Yine de proje devasa bir maliyet gerektiriyordu bu yüzden Spitzer’in lobisi daima başarısızlıkla sonuçlanmaktaydı. 1977 yılına kadar ABD Kongresi büyük uydu projesi için fon sağlamayı kabul etmedi. 1978 yılından sonra ise uzay teleskobu için fon sağlandı ve proje için ilk adım atıldı.
3. Hubble projesi “Challenger” felaketi nedeniyle ertelendi
NASA’nın Columbia Uzay Mekiği’nden sonra kullanmaya başladığı Challenger Uzay Mekiği, ilk uçuşunu 4 Nisan 1983 yılında yapmıştı. Bu ilk görevin ardından Challenger, dünya yörüngesinde dokuz kez daha uçuş yaptı. 28 Ocak 1986 günü 10. uçuşunu yaptığı sırada kalkıştan tam 73 saniye sonra infilak etti. 6 astronot ve bir öğretmenden oluşan yedi kişilik mürettebattan kurtulan olmadı. Bu trajedinin ardından Hubble projesine ara verildi. Bilim insanları, teleskop yapımında kullanılan materyallerin hassasiyetini yükseltmek ve yer – kontrol yazılımını geliştirmek için uzun ve yorucu bir çalışma dönemine girdi. Bu nedenle teleskop, proje için öngörülen süreden tam yedi yıl sonra uzaya fırlatıldı.
4. Arızalı bir ayna neredeyse Hubble’ın tüm görevini mahvediyordu
1990’da Hubble’ın ilk görüntülerini inceleyen bilim insanları, ana odaklama aynasının yanlış parlatıldığını keşfetti. Aynadaki bu sapma çok küçüktü. Öyle ki hesaplamalar, sapmanın bir insan saç telinin genişliğinden 1/50 daha az olduğunu gösteriyordu. Yine de bu oran fotoğrafların çoğunu bulanıklaştırmaya yetiyordu. Bu durum Newsweek dergisinin manşetine “1.5 Milyar Dolarlık Gaf” şeklinde yansıdı. Uzay yürüyüşü yapan astronotlardan oluşan bir ekip, bu küçük aksaklığı gidermek için tam üç sene uğraştı. Aralık 1993’te Hubble’ın aynası onarıldı. Kısa bir süre sonra Hubble, uzaydan ayrıntılı görüntüler aktarmaya başladı.
5. Evrenin şimdiye kadar en derin görüntülerini kaydetti
1995 yılının sonlarında Hubble operatörleri, teleskobun boş bir gökyüzü şeridine 10 gün boyunca bakmasına izin verdi. Birçok bilim insanı, bu kadar uzun pozlamanın değerli olmayacağını düşünüyordu. Ancak sonradan “Hubble Derin Alanı” olarak adlandırılan görüntüler herkesi şaşkına çevirdi. Hubble, Samanyolu’nun ötesine bakarak daha önce hiç görülmemiş çok sayıda gökada ortaya çıkardı. Aynı deney 2004 yılında tekrar gerçekleşti. Son görüntüler, bazıları 13.2 milyar ışık yılı uzaklıkta olan 5000’den fazla gökada içeriyor.
6. Teleskop sadece siyah – beyaz fotoğraf çekebiliyor
Hubble’ın yakaladığı göz kamaştırıcı bulutsular, süpernovalar ve galaksiler genellikle renk eklemek için post prodüksiyon sürecinden geçiyor. Teleskobun yerleşik dijital kameraları yalnızca gri tonlamalı piksellerle fotoğraf çekebiliyor. Bu nedenle gökbilimciler, ışığın çeşitli dalga boylarını yakalamak için farklı filtreler (genellikle kırmızı, mavi, yeşil) kullanarak aynı nesnenin birden fazla pozlamasını yapıyor. Bunlar daha sonra tek renkli bir bileşik oluşturmak için üst üste konumlandırılıyor.
7. Hubble teknolojisi çok farklı yan teknolojilerin üretilmesine neden oldu
Birçok NASA programı gibi, Hubble da birden fazla “yan” teknolojilerin gelişmesine neden oldu. En önemli buluşlardan biri, Hubble’ın süper kütleli kara delikler aramak için kullandığı Uzay Teleskobu Görüntüleme Spektrografı ile ilgilidir. Burada kullanılan aynı silikon çipler, kadınların meme dokusunu daha etkili bir şekilde görüntülemek için kullanıldı. Bu sayede iyi huylu ve kötü huylu tümörleri ayırt etmek mümkün hale geldi.
8. Hubble’ın gözlemleri, kozmolojide uzun yıllardır süren tartışmalara son noktayı koydu
Hubble uzay teleskobu, 11.265,408 kilometre uzaklıktaki ateş böceğinin ışığını tespit edecek kadar güçlüdür. Bilim insanları böyle güçlü bir teknolojiyi tam 31 yıldır evrenin sırrını çözmek için kullanıyor. Örneğin gökbilimciler Hubble’dan önce evrenin yaşıyla ilgili sürekli tartışma içine giriyordu. Ancak Hubble’ın yanmış yıldızlarla ilgili gözlemleri neticesinde, Büyük Patlama’nın 13.7 milyar yıl önce gerçekleştiği sonucuna ulaşıldı. Teleskop aynı zamanda komşu galaksilerin merkezindeki süper kütleli kara deliklerin ilk kanıtlarını da buldu. Bu durum güneş sistemi dışındaki gezegenlerin tespit edilebilmesi için hayati bir önem taşıyor. Belki de en önemlisi, Hubble’ın süpernova çalışmaları sonucunda ortaya atılan “karanlık enerji” teorisidir. Bu teoriye göre, gizemli bir kuvvet nedeniyle evren hızla genişlemeye devam ediyor. Sonucunda ne olacağı ise yeni bir uzay teleskobunun çalışmalarıyla belli olacak.
9. Herkes Hubble Teleskobu’nu kullanmak için başvuru yapabilir
Her yıl Johns Hopkins Üniversitesi Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü, Hubble’ı kullanmak isteyenler için bir çağrı metni yayınlıyor. Başvuru yapmak için herhangi bir şart ya da kısıtlama bulunmuyor. Ancak başvuru döneminde oldukça yoğun geçen bir rekabet yaşanıyor. Her yıl binlerce hevesli gökbilimci başvuru yapsa da sadece küçük bir kısmı teleskobu kontrol etme şansı buluyor. Hubble randevusu alamayanlar ise teleskobun çektiği kapsamlı bir fotoğraf arşivini incelemekle yetinmek zorunda kalıyor.
10. Hubble’dan sonra göreve başlayacak yeni teleskobun birkaç ay içinde fırlatılacağı düşünülüyor
Hubble uzay teleskobu programına göre, teleskop sadece 15 yıl uzayda kalacaktı. Bu süre fazlasıyla aşıldığı için teleskop, geçtiğimiz aylarda çalışmalarını sonlandırdı. NASA’nın liderliğinde, 15 farklı devlet, Avrupa Uzay Ajansı ve Kanada Uzay Ajansı ortaklığında uzun süredir yeni bir proje yürütülmekte. James Webb ismiyle geliştirilen bu yeni teleskop, Hubble’dan çok daha büyük bir aynaya sahip. Hubble’ın göremediği alanları fotoğraflayacağı için bilim insanları oldukça heyecanlı. James Webb teleskobunun 18 Aralık 2021 tarihinde uzaya çıkması planlanıyor.
Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:
Güneş Sisteminden Galaksilere: Uzay Hakkında Merak Edilen 49 İlginç Bilgi