Memlekette tıbbın geldiği nokta, bireysel cinnetten ibaret. “Lan ben bu adama ileride kendimi emanet edeceğim, ameliyattan sonra parça artmasın?” Tam olarak kaç yıl okuyorlar bilmiyoruz ama, aşağı yukarı 9 sene falan okuduklarını biliyoruz. Sosyal hayatlarını yok saydıklarını, ihtisas bitip mütehasıslık başladığında bile sürekli ders çalışmak zorunda olduklarını biliyoruz.
Yazık lan. Hakikatten öyle de, yapabileceğimiz pek bir şey yok. Bu liste, Türkiye’de tıbbın geldiği noktaya değil, Türkiye’de algının geldiği noktaya göndermedir. Aynı zamanda da Galata Kulesini bir turiste satmayı beceren Sülün Osman’ın, memleketteki mirasına delalet eder. Oha diyoruz, bakın bir.
Çünkü biz, elektrik süpürgesiyle bel ağrısı da tedavi ettik.
Biz aniden böyle olmadık, hepten atadan böyleydik.
İmam osurursa cemaat sıçar.
Secde alternatif tıbbı yendi, doktorlar bile yas tuttu
İcabında entelektüelite bile bir psikoza yol açtı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi bir genç bir Dimağ bir gün bir adamla karşılaşır.
Köprüde karşılaştığı karanlık adam, “Sen seçilmiş kişisin, annenin adak kurbanı var, 124 peygamber için 124 lira vereceksin.” dedi. Tıbbi aklı karıştı tabi Dimağ’ın.
Parayı verdi tıbbi boynu bükük. 30 liralık daha kırtaasiye malzemesi aldı, hızırıyla buluşmaya gitti Dimağ Skywalker.
Bekle dedi, Palpatine Hızır. “Yüzümü değiştireceğim.” dedi ve Tıbbi Dimağ gözlerini kapattı. Hızır arkadaşıyla yer değiştirdi. Yeni Hızır “Gördün mü.” Dedi. “Evlat gördün mü.” Böyle böyle adamı 2000’lik ettiler.