Fantastik dünya kurgularının ustası Sarah J. Maas’den efsanevi bir eserler geldik! Okuyucuların kalplerini ele geçiren “Hilal Şehir”, Maas’in büyüleyici dünyasına kapı aralayan, okuyucularını benzersiz bir serüvene çıkaran harika bir kitap. Yazarın kalemi, sadece kurgusal bir evrenin sınırlarını zorlamakla kalmıyor, aynı zamanda derin duygusal bağlar kurarak okuyucularıyla bir bağ kuruyor. “Hilal Şehir”, sürükleyici hikayesi ve zengin karakterleriyle, okuyuculara fantastik bir kaçış sağlıyor adeta! Şimdi daha fazla vakit kaybetmeden Hilal Şehir kitap analizi yazımıza geçelim 👇
Hilal Şehir kitap konusu
Bryce’ın gün boyunca çalışıp geceleri eğlenerek geçirdiği kusursuz hayatı bir gün bir iblisin en yakın arkadaşlarını öldürmesiyle alt üst olur.
Bu saldırıda yalnız, yaralı ve yaslı kalan Bryce, suçlu hapse atıldığında bile cinayetlerin devam etmesi nedeniyle kendini soruşturmanın merkezinde bulur. Arkadaşlarının intikamını almak için elinden geleni yapacaktır.
Hunt Athalar, bir zamanlar isyan etmeye çalıştığı Başmelekler’in kölesi olan meşhur bir Düşmüş Melek’tir. Acımasız becerileri ve inanılmaz gücü, şimdi patronunun düşmanlarını öldürmek üzere kullanmaktadır. Ancak şehirde bir iblisin kargaşa çıkarmasıyla birlikte, Hunt’a karşı dayanılmaz bir teklif gelir: Bryce’ın katilini bulmasına yardım ederse özgürlüğü ulaşılabilir olacaktır.
Bryce ve Hunt, Hilal Şehir’in yeraltı dünyasına derinlemesine daldıkça, her şeyi ve herkesi tehdit eden karanlık bir güç keşfederler. Birbirlerinde, ikisinin de özgür olabileceği ateşli bir tutku bulurlar. Kitabı incelemek ve satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bryce Quinlan, 23 yaşında yarı-Fae olan ve Griffin Antikaları’nda çalışan bir asistandır. Bryce’in görevi müşterileri karşılamak ve gizli arşivleri korumaktır. Bryce en iyi arkadaşı Danika ile birlikte yaşamaktadır. İki arkadaş henüz ölümsüzlüğe geçmemişlerdir ve bunu 27 yaşında birlikte yapmayı planlamaktadırlar. Bryce bir gün eve geldiğinde Danika ve diğerlerini parçalanmış halde bulur. Tam o sırada bir şeytanın olay yerinden kaçtığını görür. Şeytan’ın peşinden koşarken onun bir meleğe zarar verdiğine şahit olur ve meleğin başında kalır. Sonra yakalanır, bir hücreye götürülür ve başına iki melek konur.
Hunt ve Isaiah, 200 yıl önceki melek isyanda yer almıştır. İsyan başarısız olduğunda Düşmüş ilan edilmiş, işaretlenmiş ve köle dövmeleri ile damgalanmışlardır. Ruhn adında biri Bryce’in (uzak) kuzeni olduğunu iddia eder ve onu serbest bırakmaları için ısrar eder. Bunun üzerine Isaiah, Bryce’ı serbest bırakır. Neredeyse iki yıl sonra, Bryce bir arkadaşının daha Danika gibi öldüğünü öğrenir. Katil olduğunu düşünülen kişi tutuklanmış olmasına rağmen hala birisi aynı şekilde cinayet işlemektedir. Bryce’ın suçluyu bulması istenir çünkü o, cinayetler arasındaki tek bağlantıdır. Hunt, Bryce’a 7/24 koruma sağlamak için onun yanına taşınır ve ikili katili bulmak için birlikte çalışmaya başlar.
Bryce Quinlan: Bryce Adelaide Quinlan yarı fae yarı insandır. En yakın arkadaşının acımasızca öldürülmesinden iki yıl sonra Bryce, katili yakalamak için Hunt Athalar adlı güçlü bir düşmüş melekle güçlerini birleştirir.
Hunt Athalar: Orion “Hunt” Athalar, Başmeleklerin suikastçısı olarak çalışan kötü şöhretli düşmüş bir melektir.
Ruhn Danaan: Ruhn Sonbahar Kral’ın varisidir. En yakın arkadaşları Declan Emmet ve Tristan Flynn ile birlikte yaşamaktadır.
Danika Fendyr: Danika Fendyr, Bryce’ın en iyi arkadaşıdır. Danika ve tüm sürüsü serinin başlangıcından iki yıl önce katledildi.
“Dikenler Ve Güller Sarayı” serisi ile tanınan Sarah J. Maas bizi yeni bir fantastik dünyaya ışınlıyor. Bu yeni dünyada çok şey oluyor. Çok ayrıntılı, biraz karmaşık 800 sayfa boyunca her yönden gelen tonlarca karakter, bir sürü olay örgüsü, farklı savaşlar ve ittifaklar, birçok komplo ve potansiyel cinayet nedenleri. Bryce’ın en iyi arkadaşını kimin ve neden öldürdüğünün gizemini çözmeye çalışarak işin içine girdiğinizde kitap gerçekten de çok eğlenceli.
Karakterlerin işlenmesi de mükemmel. Romanın kadrosu oldukça geniş: Bryce, Hunt, Danika, Ruhn Danaan, Lehabah, Jesiba… liste devam ediyor. Yan karakterler bile benzersiz ve neredeyse baş karakterler kadar güçlü bir şekilde yazılmış. Hikâye bölüm bölüm farklı yönlere savrulmasına rağmen kendinizi anlatıdan kopmuş hissetmiyorsunuz.
Kitap sizi sürekli tetikte tutuyor. Bir türlü elinizden bırakıp gidemiyorsunuz. Bryce ve Hunt’ın atışmaları, sürpriz elementi ve daha birçok şeyler hikayede sizi içine çekiyor. Kitapta romantizm oldukça yavaş işleniyor, tabii ki bu durumun eksiden çok artısı var çünkü karakterler daha doğal bir şekilde aşık oluyor. Pek çok romanda gördüğümüz, “peri masalı aşkı” değil de, ziyade incelikli ve doğal bir romantizm.
Şimdi gelelim kitabın eksi yönlerine romanın ilk 60 sayfası biraz yavaş akıyor. Yazar dünyayı inşa etmeye o kadar odaklanmış ki başlangıçta tüm tarihi, hiyerarşileri ve ilişki bağlantılarını aynı anda anlatıyor.
Fantastik, yetişkinlere yönelik romantizm, gizem ve gerilimin harmanlandığı bir hikaye arıyorsanız Sarah J. Maas’ın Hilal Şehir kitabı tam size göre. Bu roman oldukça ustaca yazılmış ki sanki film izliyormuşsunuz gibi geliyor.
“Selamm. Sonunda gözümü korkutan bir kitabı daha grup okuması sayesinde bitirmiş oldum. Açıkçası başta kitabı sevmezsem diye korktum. Çünkü hem kalındı hem de 200 sayfadan sonra açılıyor son 200 sayfası da güzel denilince bir kaldım. Ve öyle de oldu. İlk 200 sayfa da gerçekten çok zorlandım çok fazla detay çok fazla kişi ve çok fazla olay vardı. Bir süre sonra takip edemez oldum. Ama sonradan okuya okuyan alıştım açıkçası. Devam kitaplarını okur muyum evet muhtemelen. Ama favorim olur mu bilemedim. Günümüz dünyasında geçen bir fantastik evren yazar ilk 200 sayfada bütün evreni anlatmaya çalışmış bu da beni biraz yordu açıkçası. Dikenler ve güller sarayını daha rahat okumuştum. Cam şato serisi de dikenler ve güller sarayına göre çok basit yazılmış bu da dikenleri ve güller sarayına göre çok ayrıntılı yazılmış en ortası dikenler ve güller sarayına yani… Serinin ikinci kitabı belki daha iyidir onda bu kadar zorlanmam bilemiyorum..”
Yazan: @smellycatandbook
” ”Memento Mori. Öleceğini unutma.”
Cam Şato serisiyle başlayan Sarah J. Maas hayralığım Dikenler ve Güller Sarayı ile devam etti. Yeni kitap çıkardığını duyunca okumadan duramadım tabii ki. Çok şans eseri keşfettim yazarı ve kitaplarını hatta o kadar geç oldu ki bazı kitaplarının baskısını bulamayıp e-kitap halde okudum. Ama keşke daha önce keşfetseymişim dediğim türden bir kalemi var yazarımızın. Tüm kitapları ve kurgusu çok iyi çok çok iyi ama Hilal Şehir’ de bunu daha da üst seviyeye çıkarmış. Yazarın öyle büyülü bir kurgu-hayal dünyası var ki hayran olmamak mümkün değil. Kurduğu kurmaca evrende satırların arasında kayboluyorsunuz okurken. Sonra bir bakmışsınız kitap bitmiş.Hilal Şehir’ de öyleydi. Farklı doğaüstü varlıkların ve insanların teknolojik bir çağda birlikte yaşadığı, vampirlerin rahatça gezdiği, kurt sürülerinin olduğu, meleklerin ve perilerin uçtuğu, cadıların büyü yaptığı, tamamen kendi evrenine özgü şeyler barındırıyor Hilal Şehir. Kısaca şunu diyebilirim ki en iyi kurgu evrenine sahip kitaplar arasında Hilal Şehir.”
Yazan: @imzaKushim
Hilal Şehir alıntılar
“Kimse çektiği acılar için madalya almıyor.”
“Kırılgan egon ne yaptığımı biliyor olmamı kaldıramadı galiba.”
“Sevgiyle, her şey mümkündür.”
“… her hareketi, hiç tereddüt etmeden onunkiyle eşleşiyordu, sanki soru ve cevap gibiydiler, güneş ve ay.”
“Benim için daha kolay, insanların ne olduğum hakkında en kötüsünü varsaymaları yani. Gerçekte kim olduklarını görmemi sağlıyor.”
