Ana sayfa » Yaşam » Uzmanlara Göre Her Yeni Ebeveynin Bilmesi Gereken 9 Önemli Şey
Uzmanlara Göre Her Yeni Ebeveynin Bilmesi Gereken 9 Önemli Şey
Her aile kendi ritmini, kendi doğru yöntemini keşfeder. Ama şunu da unutmayın; her gün yapılan minik, sevgi dolu eylemler o minik beynin içinde büyük etkiler yaratıyor.
Yeni bir hayatın başladığı o ilk an… O minik eller, kocaman umutlarla dünyaya gözlerini açar. İşte tam da bu yüzden, ebeveynlerin içini saran o “En iyisini yapmalıyım!” hissi aslında hiç de yabana atılır gibi değil. Çünkü her anne-baba, bebeklerine yalnızca sevgi dolu bir yuva değil, aynı zamanda uzun vadede mutlu, sağlıklı ve güçlü bir hayat armağan etmek ister. Bebeklere hayatta iyi bir başlangıç sağlamak, onların gelecekteki sağlıkları ve mutluluğu için kritik bir temel oluşturur. Yani aslında siz bugün “Bebeğime ne yedirsem?” diye düşünürken, gelecekte onun kendine güvenen, mutlu ve sağlıklı bir birey olmasına katkı sağlıyorsunuz. Ne kadar büyüleyici, değil mi? Uzmanlara göre, minik dokunuşlarla büyük farklar yaratmak mümkün. Peki ama nasıl? İşte uzmanlara göre her yeni ebeveynin bilmesi gereken şeyler…
1. Kolostrumun faydalarını küçümsemeyin
Her yeni ebeveynin bilmesi gereken şeyler arasında belki de en önemlisi bu! Anne olmanın en sihirli taraflarından biri de bedeninizin minik yavrunuz için mucizeler üretmesidir. Kolostrum da işte bu mucizenin adı! Ebe Lesley Bland’ın da dediği gibi, kolostrum bebeğinizin doğumdan sonra ilk içeceği olan, oldukça yoğun ve fayda yüklü bir sıvıdır. Süt gibi ama daha da zengin, daha da özel! Ve işin güzel tarafı ne mi? Doğumdan önce bile, yani 37. haftadan itibaren kolostrumu toplamaya başlayabiliyorsunuz. Neden mi? Çünkü bu yoğun sıvı, minik bebeğinizin bağışıklık sistemine turbo destek sağlıyor. Onu enfeksiyonlara karşı adeta bir kalkan gibi koruyor.
Ayrıca sindirim sistemini harekete geçiriyor, mekonyum (yani bebeğinizin ilk kakası) kolayca çıkıyor ve bu da sarılık riskini azaltıyor. Özellikle diyabetli anneler, ikiz-üçüz bekleyenler ya da bebeği özel sağlık durumlarına sahip olanlar için bu “sıvı altın” adeta bir hayat kurtarıcı. Yani kolostrum sadece süt değil. O, annenin bebeğine verebileceği ilk “süper güç” diyebiliriz.
2. Bebeğinizle konuşun ama vücut dilinin ne anlattığını da dinleyin
Yeni doğmuş bir bebek ne yapar? Ağlar. Ama sadece ağlamaz! Minicik elleriyle, bacaklarıyla, mimiğiyle, tüm vücut diliyle sizinle iletişim kurar. Örneğin, esniyor mu? Belki de uykusu geldi. Kıpır kıpır mı? O zaman biraz oyun zamanı olabilir. Uzmanların dediği gibi, bebeğinize verdiğiniz her uygun tepki onun beyninde yepyeni bağlantılar kurmasına yardımcı oluyor. Yani sadece ihtiyaçlarını karşılamıyorsunuz, geleceğini de inşa ediyorsunuz. Harika değil mi?
3. Sık sık ten teması kurun
Doğar doğmaz bebeğinizi çıplak cildinize koymalarının sebebi sadece tatlı bir an yaratmak değil. Bu temas, bilimsel olarak mucizeler yaratıyor. Ebe Bland bunu çok güzel açıklıyor: “Ten tene temas, hem sizin hem de bebeğinizin nefes alış verişini, kalp atışını ve vücut sıcaklığını dengeler.”
Ama dahası var! Bu yakınlık, bebeğinizin bağışıklık sistemini aktive ediyor. Çünkü teninize temasla birlikte “mikrobiyom” adı verilen koruyucu bir canlı kalkan oluşmaya başlıyor. Bu kalkan, bebeğin bağırsaklarını ve cildini kötü bakterilere karşı koruyan milyarlarca iyi bakteri, mantar ve virüs içeriyor. Ayrıca bu temas emzirmeyi de kolaylaştırıyor ve sizinle bebeğiniz arasında daha güçlü bir bağ kuruyor. Bir nevi ilk “aşk teması” diyebiliriz!
Yeni doğmuş bir bebeğin dünyası zaten yeterince kaotik. Siz bir de ona ne zaman ne olacağını kestirememek gibi bir belirsizlik yaşatırsanız, işler biraz zorlaşabilir. O yüzden bebekler için düzen hayat kurtarıcıdır.
Peki nasıl bir düzen? Kuralcı değil, nazik ve rehber gibi olanı… Örneğin, uyku zamanları, emzirme saatleri ve oyun vakitleriyle ilgili belli bir akış oluşturmak bebeğinizin güvenli bir ortamda olduğunu hissetmesini sağlar.
Uzmanlar bu konuda şöyle diyor: “Nazik rutinler, bebeklerin dünyayı anlamalarına ve kendilerini daha huzurlu hissetmelerine yardımcı olur.” Ve gerçekten de öyle. Rutinler, bir anlamda bebeğinize “Her şey yolunda, güvendesin” mesajını verir.
5. Doğumdan sonra ciltlerine iyi bakın
Bebeklerin cildi hassas derken, hani şöyle hafifçe dokunsanız yara olacak gibi olan bir ciltten bahsediyoruz. Uzmanlara göre, yepyeni doğmuş miniklerin cildi, yetişkin birinin cildinden %30 daha ince! Yani bildiğiniz narinlik ötesi bir yapıdan bahsediyoruz.
Bu sebeple doğumdan sonraki ilk 48 saatte banyo yaptırmaktan kaçınmanız önemli. Çünkü bebeğin doğumda sahip olduğu o doğal yağlar, cildi koruyan birer kalkan gibi. Hemen yıkarsanız, bu doğal savunmayı söküp atmış oluyorsunuz. Bunun yerine cildin kendi kendini emmesini beklemek, bebeğinize verebileceğiniz en güzel cilt hediyesi olur.
Ayrıca, ilk üç ay boyunca “yumuşacık kokular” diye satılan ürünlere lütfen aldanmayın! Parfüm, esans ya da gereksiz kimyasallardan uzak durun. Sadece bebeklere özel, dermatolojik olarak test edilmiş, mümkünse kokusuz ürünleri tercih edin. Çünkü onun cildi, sizin en değerli ipeğinizden bile daha hassas.
6. Dil gelişimleri için onlarla sık sık konuşun
Her yeni ebeveynin bilmesi gereken şeyler listemize devam ediyoruz. Bebeklerle konuşmak, düşündüğünüzden çok daha büyülü bir şey. Çünkü onların beyni her “anne” sesini, her melodik ninninizi birer yapı taşı gibi kaydediyor. Üstelik sadece sizi dinlemekle kalmıyorlar, zamanla bu sesleri taklit etmeye de başlıyorlar. Yani, sabah kahvaltısını hazırlarken ona gününüzü anlatın: “Bugün hava biraz kapalı ama senin gülüşünle açılır bence!” demek bile bebeğin dil gelişimine katkı sağlar. Bir de kitap okumaya ne dersiniz? Renkli resimli çocuk kitaplarını yüksek sesle okumak, bebeğinizin kelimelere olan ilgisini artırır. Hem sizinle arasında özel bir bağ da oluşur.
7. Beyin bağlantılarını güçlendirmek için sarılmayı ihmal etmeyin
Dokunmak, bebekler için yalnızca sevgi değil, aynı zamanda gelişim demek. Her kucaklama, beyin bağlantılarının güçlenmesine katkı sağlıyor. Onu sallarken, sırtını okşarken ya da hafifçe ayaklarını gıdıklarken sadece sevgi vermiyorsunuz, aynı zamanda gelecekteki öğrenme becerilerine yatırım yapıyorsunuz.
Bir de bebek masajını duymuş muydunuz? Minik dokunuşlarla yapılan bu masajlar, gaz problemlerinden uykusuna kadar birçok şeye iyi geliyor. YouTube’da sayısız video var, bir göz atmak isteyebilirsiniz. Bebeğinizin gevşemesi, sizin de huzura kavuşmanız anlamına gelir.
8. Açık havaya çıkın
Evde dört duvar arasında sıkışmak hem size hem bebeğe iyi gelmez. Günde en az bir kere dışarı çıkmak, özellikle de doğal ışık almak, bebeğinizin biyolojik saatini düzenler. Evet evet, o meşhur uyku rutini var ya, işte onun sihirli anahtarı güneş ışığı!
Kısa bir park yürüyüşü, gökyüzüne bakmak, rüzgarın saçlarınıza değmesi… Bunların hepsi bebeğinizin duyularını harekete geçirir. Hatta sadece bebek arabasında bir tur atmak bile onun için yepyeni bir dünya demek. Işıklar, ağaçlar, kuş sesleri… Kendi masalını yaşıyor resmen!
9. Kendinize zaman ayırın!
Biliyoruz, yeni bir bebekle hayat adeta 7/24 açık bir çağrı merkezi gibi. Saniye boş kalsanız bebek ağlar, mama dökülür, alt değişir. Ama burada önemli bir şey var: Siz iyi değilseniz, hiçbir şey tam olmaz.
Kendinize zaman ayırmak bencillik değil, aksine zorunluluktur. Bir kahve molası, 10 dakikalık sessizlik, duş almak ya da sadece sevdiğiniz müziği açıp dinlemek bile size iyi gelir. Yardım istemekten çekinmeyin. Bir yakına bırakın bebeği ve bir yürüyüşe çıkın. Çünkü mutlu bir ebeveyn, huzurlu bir bebek demek. Uzmanlara göre her yeni ebeveynin bilmesi gereken şeyler listemizin sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir: