Yaşadığımız metropolün ve kozmopolit bataklığın bünyemizde yarattığı anti-hümanist etki bizi her gün hayvan dostlarımıza daha çok yakınlaştırıyor.
Öyle bir nokta gelip çatıyor ki sizi karşılıksız seven hayvan dostlarımızı daha çok sever hale geliyoruz. Hal böyle olunca hayvansever olmak ne demek kendimize sormamız gereken, boyutları değişen dinamik bir olgu haline geliyor. Biz de buna değinelim dedik.
Pati ver!
Sadece yavru minnoş pıtırcık kedileri veya köpekleri değil, her hayvanı seversiniz

İçinde hayvanların zarar görme ihtimalinin bulunduğu hiçbir filmi izleyemezsiniz

İnsanlardan çok hayvanların içgüdülerine güvenirsiniz

Hayvan dostlarımızın bizi her koşulda seveceğini çok iyi bilirsiniz

Büyük ihtimalle vejetaryen veya vegansınızdır

En olmadı Etsiz Pazartesi hareketini destekliyorsunuzdur.
Sokakta her gördüğünüz hayvanı sevmek için duraklarsınız

Duraklamakla kalmaz, hepsiyle bir güzel dertleşirsiniz

Favori hayvanınız ne diye bir soruya cevap vermezsiniz

Ne favori hayvanı?
Herhangi bir hayvan yavrusu gördüğünüzde çıkardığınız seslerin desibeli cam çerçeve indirebilecek güçtedir

Hayvansever olmayan biriyle asla bir ilişki yaşayamazsınız

Anne baba itirazı dinlemeden evde gizliden hayvan bakmışlığınız mutlaka vardır

Zevkine hayvan öldüren avcılar baş düşmanınızdır

Gün geçmez ki hayvan sahiplendirme platformlarında vicdanınız sızlaya sızlaya gezinmeyesiniz

Yemeğinizle ilgilenen bir hayvan görürseniz duraksamadan hepsini ona verirsiniz

Birisinin bir köpek tarafından ısırıldığını duyduğunuzda acaba köpeğin dişine bir şey olmuş mudur deme ihtimaliniz vardır

Ekosistem ya da besin piramidini umursamadan tüm hayvanların birbiriyle feci kanka olduğu bir evren hayal edersiniz

Kimin vahşi olduğunu, kimin doğaya saygı göstermediğini çok iyi bilirsiniz

“Lütfen çitlere yaslanmayınız, tırmanmayınız, üzerine oturmayınız. Aksi takdirde düşerseniz hayvanlar sizi yiyebilir ve onları hasta edebilir.”






























