Birçoğumuz çocukluğunda ya bir okul gezisiyle ya da aile ile birlikte mutlaka en az bir kez hayvanat bahçesine gitmişizdir. Genelde çocuklara doğal yaşamı yakından göstermek ve tanıtmak gibi sevimli ve öğretici sebeplerle bizleri bu hapishanelerde gezdiren büyüklerimiz o zamanlar henüz aydınlanmaya başlamamıştı elbette.
Sirkler ilk kez Antik Roma zamanında, seyahat edemeyen batılılar için egzotik hayvanların sergilenmesi ve eğlence amaçlıyla ortaya çıkmıştır. Hayvanat bahçesi kültürü ise binlerce yıl öncesine, Çin İmparatorluğuna kadar dayanıyor.
Ne var ki artık günümüzde bu konu insanlık tarafından ortak bir fikir halini aldı; o da hayvanat bahçelerinin kapatılması gerektiği. Bu farkındalığa daha fazla sayıda insanın ulaşması için biz de sebeplerini bir kez daha listemizde sıraladık.
1. Hayvanlar doğal yaşamlarından çok uzakta kalıyorlar
Tamamen yapay bu ortamlarda yaşatılmaya çalışılan hayvanlar içgüdülerini unutacak hale geliyorlar. Kaldı ki, vahşi bir hayvanı kafesinde boş boş dururken seyretmek o hayvanı tam anlamıyla tanımaya yetmez. Bir kaplanı veya ayıyı kendi doğal ortamında görmediğimiz sürece onun yaşantısını ve özelliklerini anlamamız mümkün değil ve tabii ki, kafes ortamlarında o hayvanlara bu fırsat sunulamıyor.
2. Hayvanat bahçeleri esarettir
Bir canlının eğlence gibi basit bir amaç uğruna kafese konulması haksızlık değil de nedir? İhtiyaçları olan hareket alanını kısıtlayan bu kafeslerde hayvanlar tutsak ediliyor.
3. Hayvanlar kendilerini ifade edemezler
Hayvanlar insanlardan çok daha fazla savunulmaya ihtiyaç duyan canlılardır, çünkü kendilerini ifade etme şansları yoktur. Fiziksel acıyı onlar da insanlar kadar hisseder ve hatta stres acı gibi duyguları bizlerden daha yoğun şekilde yaşarlar ama anlatamazlar. Bilinçli insanlar olarak bizler hayvanlar için zulümden ibaret bu işletmelere karşı durmazsak hayvanlar sömürülmeye mahkum kalırlar.
4. Hayvanat bahçeleri insanlığın bencilliğinin eseridir
İnsanlığın eğlencesi veya daha başka çıkarları için başka bir canlının hayatını kullanması bencillik ve zalimliktir. Daracık alanlara sırf biz gidip seyredelim diye hapsedilen o canlılara bu ortamların aslında hiçbir faydası yok. Gözetim yapan görevliler ve yöneticilerin isteği dışında hiçbir ihtiyacı karşılanmayan hayvanlara kafesler içinde kendi doğal özellikleri unutturuluyor.
5. Durum kuş bahçeleri için de geçerli
Kuş gibi özgür olmak deyimini bu kadar benimseyip de zavallı kuşları çoluk çocuk izleyip sevinelim diye parmaklıklar ardına koymak ne kadar doğru ve adil olabilir? Bunun dışında, kuş bahçelerinin yanı sıra sözümüz evinde kafeste kuş besleyen “hayvan severler” için de geçerli.
6. Sirkler eğlence değil işkence ortamıdır
Sirklerde hayvanlara şaklabanlık yapmalarını öğretmek amacıyla, dayakla veya aç ve susuz bırakılarak işkence ediliyor. Bu mekanlarda hayvanlar üzerinde eğitim adı altında içgüdülerini ve doğalarını unutmaları için kırbaç, kanca gibi aletlerle işkenceler uygulanıyor.
7. Hayvanların vücutlarına istemedikleri ilaçlar veriliyor
İnsanların güvenli bir şekilde bu yabani canlıları izleyebilmeleri ve hayvanların daha kolay idare edilip eğitilebilmesi için hayvanlar ilaçlarla uyuşturuluyorlar. Bu koşullar yüzünden stres altında kalan hayvanlar hem psikolojik hem de fiziksel sağlık sorunları yaşadıklarından yine ilaçla tedavi görmek zorunda kalıyorlar.
8. Yabani hayvanların nasıl yakalanıp getirildiği hiç aklınıza gelmiş miydi?
Doğal yaşam alanlarından alınıp getirilen bu zavallı hayvanları konuşarak ikna etmiyorlar tabii ki. Bazen tek bir arslanı, ayıyı ya da antilopu yakalayıp getirebilmek için bir sürü hayvan ya yakalanma esnasında ya da yolculuk sırasında telef oluyor.
9. Hayvanlar doğal ortamlarından taşınırken kötü koşullara maruz kalıyorlar
Travmatik bir şekilde doğal yaşam alanlarında yakalanarak toplanan hayvanlar, şehirlere getirilirken bazen günlerce hatta haftalarca süren yolculuk boyunca zor ve kötü koşullara katlanmak zorunda bırakılıyor. Üstelik sirkler için konuşacak olursak bu yolculuklar tek seferle de kalmıyor.
10. Yunus parkları için de bu durum geçerli
Yunusların insanların ruhuna ne kadar iyi geldiği gibi romantik cümleleri sık sık duyarız. Yunuslar da aynı hisleri paylaşıyor mu acaba diye düşünen olmuş muydu hiç? Evleri olan okyanus ve denizlerden alınan bu canlıları küçücük, betondan havuzlara hapsedip istemedikleri şeyler öğretilerek eğlence malzemesi yapılıyor. Yunuslar bildiğiniz gibi gerçekten çok zeki hayvanlardır ve yaşadıkları korkunç tutsaklığın ve işkencenin farkındalığı onları çoğu kez intihara götürecek kadar psikolojik zarara uğratıyor.
11. Hayvanlar bizim oyuncağımız değildir
Büyük ve nispeten daha doğru şekilde yönetilen hayvanat bahçelerinde hayvanların bakımları düzgün yapılabilse de, kimi hayvanat bahçelerindeki koşullar, onların beslenmesi ve bakımı için son derece yetersiz kalıyor.
12. Gösteri izlemek isteyenler için hayvansız sirkler de var
Artık tüm dünya hayvan hakları konusunda farkındalığa doğru gidiyor, dünyanın birçok ülkesinde hayvanlı sirkler yasaklanıyor ve bu doğrultuda hayvanlı sirklerin popüleritesi de oldukça azaldı. Sadece insanların yer aldığı, çok daha başarılı ve insani sirk gösterileri mevcut.
13. Hala empati kuramayanlar için
Eğer listeyi buraya kadar okuduysanız ve hala hayvan sergilenen mekanlardan yeterince rahatsız olmuyorsanız empati kurmanıza biraz daha destek olalım. Bu bahtsız hayvanlarla kader ortağı olmuş insanların da bir dönem var olduklarını hatırlatalım. Sömürgeye maruz kalmış insanların sergilendiği bu canlı insan müzelerine göz atmak tüylerinizi diken diken etmeye yetecektir.