Günümüzde şaşırtıcı sayıda insan hayaletlerin varlığına inanıyor. Chapman Üniversitesi’nin yaptığı bir ankete göre, Amerikalıların %52’si kendilerine ruhların musallat olduğunu düşünüyor. Aynı şekilde İngiltere nüfusunun yarısı doğaüstü güçlerin varlığına inanıyor. Ancak günlük hayatta bu insanları korkutan şeylerin bilimsel açıklamaları olabilir. İşte bilim insanlarının hayaletler konusundaki 6 açıklaması…
1. Elektromanyetik alanlar
Michael Persinger isimli Kanadalı bir sinirbilimci onlarca yıl boyunca elektromanyetik alanların insanların hayalet algıları üzerindeki etkilerini araştırdı. Araştırmalarının sonucunda algılanamayan manyetik alanların, insanlara yanlarında bir “varlık” varmış gibi hissettirebileceğini öne sürdü. Çünkü bu manyetik alanlar, beynin temporal loblarında olağan dışı aktivitelere neden oluyordu. Daha sonraki araştırmalar, insanların elektromanyetik alanların varlığını kabul etmek yerine bu olayı hayaletlerle açıklama eğiliminde olduğunu gösterdi. Bununla birlikte perili olduğu iddia edilen alanlarda da sayısız araştırmalar gerçekleşti. Sonuç olarak bilim insanları bu ortamların genellikle olağan dışı manyetik alanlara sahip olduğunu keşfetti.
2. Düşük frekanslı sesler
Infrasound, insanların duyamayacağı kadar düşük frekanslı seslerdir. Bu sesleri hayvanlar duysa da düşük frekanslı titreşimler insanlarda belirgin rahatsızlıklara sebep olur. Bu konuda araştırma yapan bilim insanları düşük frekanslı seslerin; oryantasyon bozukluğuna, panik duyguların artışına, kalp atış hızı ve kan basıncı değişikliklerine neden olabileceğini buldular.
Bir tıbbi ekipman üreticisi için çalışan mühendis Vic Tandy, laboratuvarlarında perili bir oda olduğunu iddia ediyordu. Tandy ne zaman bu laboratuvarda çalışsa, depresyon belirtileri gösteriyor ve kendini rahatsız hissediyordu. Sonuç olarak odanın bir fandan gelen 19 Hz’lık ses dalgasına ev sahipliği yaptığını keşfettiler. Son yapılan çalışmalar düşük frekanslı seslerin omurgada üşüme ve huzursuz hissetme gibi belirtilere sebep olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum da tıpkı Tandy’de olduğu gibi insanların hayaletler ve diğer doğaüstü güçlerle karşılaştığı izlenimini veriyor.
3. Küf
Clarkson Üniversitesi’nde profesör olan Shane Rogers, aylarca perili olduğu söylenen yerleri gezerek paranormal olayların izlerini sürdü. Fakat o, hayalet değil bu mekanlarda küf aramaya çıkmıştı. Araştırmalar, bazı küf türlerinin mantıksız korku ve bunama gibi oldukça ilginç semptomlara neden olabileceğini gösteriyor. Rogers, araştırma sürecinde kesin bir şey söylemenin mümkün olmadığını söylüyor. Fakat şu ana kadar perili ev olarak bilinen tüm yerlerde zehirli küfler bulundu.
4. Karbon Monoksit zehirlenmesi
1921’de W.H. Wilmer adlı bir doktor, American Journal of Oftalmology dergisinde perili bir ev hakkında garip bir makale yayınladı. Perili bir evde yaşayan ve tıp literatüründe H ailesi olarak bilinen bir aile, garip fenomenler deneyimlediklerini iddia ediyordu. Geceleri evde mobilyaların dolaştığını, garip sesler duyduklarını ve hayaletlerin varlığını hissettiklerini söylüyorlardı. Dahası kendilerini zayıf hissettiklerini ve yatakta hayaletler tarafından tutulduklarını iddia ediyorlardı. Bilim insanları evi araştırmaya başlayınca evdeki fırının arızalı olduğunu gördüler. Bozuk fırın evi karbon monoksit ile dolduruyordu. Bu ise kişilerde işitsel ve görsel halüsinasyonlara neden oluyordu. Fırın ortadan kaldırıldıktan sonra H ailesinin hayatı tekrar normale döndü.
5. Başkalarına inanma durumu
Londra Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada, katılımcılara metal bir anahtarı zihniyle büktüğünü iddia eden bir medyumun videosunu izlettiler. Bu sırada katılımcıların yanında video çekilirken orada olduğunu söyleyen başka biri daha vardı. Tuhaf bir şekilde tanık olduğunu söyleyen kişi katılımcıların fikirlerini büyük ölçüde etkilemekteydi. Sonuç olarak hayaletleri gördüğünü söyleyen bir kişi etrafına benzer düşüncelere sahip insanları kolayca toplayabilme gücüne sahipti. Siz daha önce hiçbir varlık hissetmemiş olsanız dahi karşınızdaki insan sürekli hayaletlerinin gerçek olduğunu söylüyorsa hafızanız ve bilinciniz bu durumdan etkilenebilir.
6. İnanmak istiyorsunuzdur
Bilim insanları, hayaletlere inanmanın motive edici bir etkisi olduğunu söylüyor. Ölümden sonra ne olacağını kimse bilmiyor. Bu nedenle çoğu insan ölümden sonraki hayata inanarak, belirsizliği bir ölçüde gidermiş oluyor. Doğrulama yanlılığı, algılarımız üzerinde güçlü bir etkiye sahip. Somut bir kanıt olsa da olmasa da inandığınız bir şeyin var olduğunu kabul etmek kolaydır. Paranormal olaylar deneyimlediğini iddia eden pek çok kişinin güçlü bir öte dünya inancına sahip olması da tesadüf değildir.
Bu listemiz de ilginizi çekebilir:
Halk Arasında Perili Köşk Olarak Bilinen Yusuf Ziya Paşa Köşkü’nün İlginç Hikayesi
Kaynak: 1