Türk Toraks Derneği insan sağlığında solunan havanın akciğer üzerindeki etkisine dikkat çeken bir çalışma yaptı. Geçtiğimiz yıl yapılan bu çalışmanın raporunu paylaşan dernek, Türkiye’deki tüm şehirlerin hava kalitesini ölçümleyerek elde ettiği verilerden oldukça çarpıcı bilgiler olan özel bir rapor hazırladı. Hava kirliğinin geçmiş yıllara göre artmış olması, sağlık açısından tehditleri arttırıyor. Termik santrallerin hayatımıza tamamen yerleşmesiyle, sağlığımıza neler olabileceğine önemle dikkat çeken raporun detayları, hassas olarak üzerinde durulması gereken bir konu olarak huzurlarınızda.
Türk Toraks Derneği, hazırladığı 2016 yılı raporunda sadece 3 ilin havasının yeterli oranda temiz olduğunu açıkladı.
Bu iller Tunceli, Rize ve Artvin. Bu illerin Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırların altında olduğunu açıklandı.
Uyguladığımız yöntemlerle kirlettiğimiz havaya partikül madde kirliliği de eklenince sonuç çok vahim bir hal alabiliyor.
Partikül madde; havayı kirleten gazların yanında ikinci temel hava kirleticiler anlamına geliyor.
Partikul madde kirliliği açısından Kayseri, Tekirdağ, Muş, Ağrı ve Iğdır illeri 2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün izin verdiği üst sınırın 5 kat üzerinde olduğunu gösteriyor.
En kalabalık nüfusa sahip İstanbul ve İzmir’de ise hava kirliliği sınırın 2, Ankara’da ise 3 kat üzerinde.
Yapılan araştırma sonucunda hava kirliliğinin yoğun olarak saptandığı ve standart limitinin 2 ile 4 kat üzerine çıkan Bursa, Adana, Hatay, Zonguldak, Mersin gibi şehirlerde yapılması düşünülen termik santrallerin kurulması kanser tehdidini ortaya çıkaracak.
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporunda da durum vahim. Avrupa bazında havası en kirli şehirlere baktığımız zaman ilk 10 şehrin 8’i Türkiye’den.
DSÖ’nün raporuna göre sırası ile Batman, Hakkari, Gaziantep, Siirt, Afyon, Karaman, Iğdır ve Isparta Avrupa’nın ve Türkiye’nin havası en kirli şehirleri.
Termik santraller kanserle birlikte birçok akciğer hastalığını ortaya çıkaracak, hamile kadınlar ve yeni doğacak çocuklar bundan çok ciddi şekilde zarar görecek.
Hazırlanan rapor, önceki yıllarda yapılanlarla kıyaslandığında da ciddi derecede hava kirliliğin artmış olduğu görülüyor.
Buna rağmen PM10’dan daha ölümcül sağlık sorunlarına yol açan PM2.5 ölçümü Türkiye genelinde istisnai örnekler dışında yapılmıyor.
Buna karşın, insan saçının 30’da 1’i büyüklüğünde olan PM 2.5, akciğerlere yerleşerek solunum yolu ve kalp rahatsızlıklarını doğurmakta.
Ülkemizde solunum rahatsızlıklarına bağlı olarak 13 milyona yakın kişi hastanelere gidiyor. En çok görülen tanı olan ”Solunum Yolu Enfeksiyonu” ise en yaygın olarak 0-14 yaş gurubunda görülmekte.
Raporun ekonomik yaptırım tarafı ise çarpıcı rakamlar karşımıza çıkıyor.
2016 yılında sadece İstanbul’da 150.000 kişi, hava kirliliğine bağlı gelişen bir hastalık nedeniyle sağlık kurumuna başvurmuş ve Sosyal Güvenlik Kurumu ödemelerine göre bu kişiler için 9 milyon TL kaynak harcanmış.