Başarı hikayeleri, her zaman bize ilham vermiştir. İşte Hamdi Ulukaya‘nınki de tam bu türden bir hikaye. Biz ülkede birbirimizle boğuşurken, Erzincanlı bir vatandaş, yoğurt satarak Amerika’da dünyanın en değerli markalarından birini yarattı. Kısa zamanda elde ettiği bu başarıyla adından sıkça bahsettiren Ulukaya’nın yeniden gündeme gelmesinin nedeni ise “çalışanlarına şirket hisselerinin yüzde 10’unu dağıtma kararı verdiğini” açıklaması. Bu paylaşım programıyla, bazı çalışanlara bir milyon dolara yakın pay düşecek.
Şu an Amerika’nın en başarılı 10 işadamından biri olarak anılan Hamdi Ulukaya, yoğurt markası olan Chobani’yi 2005’te kurdu…
Yıllar önce Amerika’ya küçük bir sırt çantasıyla dil öğrenmek için giden Ulukaya, ilk fabrikasını babasının desteğiyle kurmuş. Babasının, onu ziyarete geldiği bir sırada “Burada hiç güzel peynir yok, bizimkileri getirip satsana” demesiyle başlamış aslında bu macera. Ve iki yıl içinde de tam anlamıyla oturtmuşlar bu ürünü. Tam peynir işi düzene oturmuşken de Chobani’yi kurmaya karar vermişler.
Ve Chobani’nin enteresan bir kurulma hikayesi var
Ulukaya, bir gün masasını toplarken eline, üzerinde “Makineleriyle satılık yoğurt fabrikası” yazan bir kağıt geçmiş. Çöpe atmış bu kağıdı önce ama yarım saat sonra gidip aramaya başlamış çöpün içinde. “O çöp kutusu hayatımın dönüm noktasıdır” diyor Ulukaya.
Bu kararında, fabrikasında çalışan 55 kişi etkili olmuş en çok.
“O insanlar bir ay sonra kapanacak bir fabrikada çalışıyorlardı ve gittiğimde işin hiç teklemediğini gördüm. İnsanlarda ne bir isyan, ne bir bıkma ya da moral bozukluğu… Çok etkilendim. Dedim ki ‘Bu insanlar kapanmak üzere olan bir fabrikada böyle çalışıyorlarsa yeni bir yatırımda neler yaparlar.’ Beni yanıltmadılar. Dört yılda Amerika’nın en büyük süt alımını yapan fabrika olduk.” Bu cümleleriyle anlatıyor o günleri Ulukaya.
Chobani, sadece 11 yıl gibi bir süre içinde Amerika’nın lider yoğurt şirketi oldu
Markasının isminin altında yatan hikayeyi ise şöyle aktarıyor Ulukaya:
“Balkan ülkelerinde, Yunanistan’da falan ‘Choban’ aynı anlama geliyor. Çoban yani. Ben de bu kelimenin bu birleştirici özelliğinden etkilendim. Sonuçta çoban her yerde çoban, yoğurt her yerde yoğurt.”
Yabancı basında “Yoğurdun Steve Jobs’u” olarak nitelendirilen Hamdi Ulukaya’nın başarı hikayesi ise, alışık olduğumuzdan biraz daha renkli
Ulukaya, dedesi ve babasıyla yaz aylarında yaylaya çıkıp koyun güden, üniversite çağına kadar meslek seçimi konusunda oldukça kararsız olan bir çocuk… Sonra bir gün hiç İngilizce bilmemesine rağmen, küçücük bir sırt çantasıyla Amerika’ya gitmeye karar veriyor. Daha o yıllardan risk almayı sevdiğini gösteriyor bize bu yaptığı. Öyle ki; aldığı riskler sayesinde, genç yaşına rağmen bugün Amerika’nın en başarılı işadamları arasına ismini yazdırmış biri o.
Ve Chobani’nin kurucusu olarak adından sıkça bahsettiren Hamdi Ulukaya, dün yaptığı basın açıklamasında çalışanlarına hisse dağıtacağını söylemesiyle yeniden gündeme geldi
Ulukaya “Chobani Shares” adı verilen ortaklık programından 26 Nisan 2016 tarihinden itibaren, yaklaşık 2 bin çalışanın yararlanacağını açıkladı. Yaptığı açıklamada bu adımın hep hayali olduğunu belirterek “Bugün, Chobani için yeni bir sayfa açıyoruz. Şu andan başlayarak, hepimiz Chobani’nin geleceğinin bir parçası olabiliriz” dedi.
Amerikan basınında yer alan habere göre Ulukaya’nın duyurduğu bu programın hayata geçmesi için şirketin öncelikle halka arz edilmesi gerekiyor. Ama bunun gerçekleşmesi için, Ulukaya’nın eşiyle olan mal paylaşımı davasının sonuçlanması beklenecek.