Yaz aylarının kavurucu sıcaklarında serinlemenin en keyifli yollarından biri hiç şüphesiz havuza atlamaktır. Suyun o serin dokunuşu, bedenimizi olduğu kadar ruhumuzu da rahatlatır. Hele bir de arkadaşlarla, çocuklarla ya da tek başımıza yüzmenin tadı bambaşkadır. Fakat o pırıl pırıl mavi suların arkasında görünmeyen bazı tehditler olduğunu biliyor muydunuz? Dışarıdan tertemiz ve berrak görünen bir havuz, aslında mikroplarla dolu olabilir. Üstelik bu mikroplar; ciltte tahriş, kulak enfeksiyonu ya da mide-bağırsak rahatsızlıkları gibi pek çok sağlık sorununa davetiye çıkarabilir. Ama hemen telaş yapmayın! Bu yazımız size mikrop korkusu aşılamaya değil, tam tersine bilinçli bir şekilde keyifle yüzebilmeniz için ihtiyacınız olan tüm bilgileri sunacağız. Klorun gerçekten işe yarayıp yaramadığından, halk arasında doğru bilinen yanlışlara, dikkat edilmesi gereken hijyen kurallarından mikropların suya nasıl karıştığına kadar birçok detayı sizinle paylaşıyoruz. Peki halka açık havuzlar ne kadar pis?
Sıcak yaz günlerinde serinlemenin en keyifli yollarından biri hiç kuşkusuz havuza girmek!
Elbette ki kendinizi mavi sulara bırakmak! Özellikle havuzda kulaç atmanın o ferahlatıcı hissi başka hiçbir şeyde yok. Ama bir düşünün: O pırıl pırıl görünen su, gerçekten de göründüğü kadar temiz mi? Evet, görünüş bazen aldatıcı olabilir.
Aslında bir havuzun içi sadece suyla dolu değil; görünmeyen mikroplar, bakteriler, virüsler ve hatta parazitler de o suyun bir parçası olabilir. Evet, kulağa biraz ürkütücü geliyor ama paniğe gerek yok! Biraz bilgi ve dikkatle bu görünmez misafirlerin keyfinizi kaçırmasının önüne geçebilirsiniz. Çünkü eğlenceli bir yaz tatili, sadece yüzmeyle değil, akıllı yüzmeyle de mümkün!
Her yaz sosyal medyada şöyle manşetler görmeye alışığız: “Şok görüntüler! Su parkında mikrop şoku!” ya da “Halk havuzlarında hijyen skandalı!”. Bu başlıklar abartı gibi görünse de maalesef tamamen hayal ürünü değil.
İyi haberle başlayalım: Havuzların çoğu, klorla dezenfekte ediliyor ve bu da birçok bakteriyi etkisiz hale getiriyor. Ancak kötü haber şu ki, halka açık havuzlar ne kadar klorlansa da bu madde süper kahraman değil. Bazı mikropları hemen yok edemiyor ve hatta bazıları saatlerce, hatta günlerce suda yaşamaya devam edebiliyor.
“Cryptosporidium” adındaki minik ama inatçı bir parazit, klorlu suda tam 10 gün hayatta kalabiliyor!
Bu parazit genellikle ishal olan bir kişinin dışkısıyla bulaşır ve bir başka yüzücü o suyu yanlışlıkla yuttuğunda yayılır. Üstelik gözle görülmeyecek kadar küçük bir miktar bile enfeksiyon için yeterlidir.
Başka bir misafir: Pseudomonas aeruginosa — bu bakteri jakuzi döküntüsüne ve kulak enfeksiyonlarına yol açabiliyor. Bir de virüsler var: Norovirüs, adenovirüs… Liste uzuyor. Kısacası, mikrop cenneti!
Ve unutmadan: Yüzücüler suya sadece neşe değil, aynı zamanda ter, idrar, yağ ve ölü deri hücreleri de bırakıyor. Tüm bu organik maddeler, klorla birleştiğinde “kloramin” adlı kimyasallara dönüşüyor. İşte o güçlü klor kokusu var ya? Aslında havuzun temizliğinin değil, kirliliğinin habercisi!
Havuz keyfini güvenle yaşamak için ne yapabilirsiniz?
Endişelenmeye hiç gerek yok! Basit ama etkili birkaç önlemle, havuz keyfini mikroplara kaptırmadan yaşayabilirsiniz. İşte yazın vazgeçilmezi olan havuzlardan güvenle yararlanmak için dikkat etmeniz gereken pratik ipuçları:
Yüzmeden önce mutlaka duş alın! Sadece 1 dakikalık durulama bile vücudunuzdaki kir, yağ ve mikropların çoğunu uzaklaştırır.
Hastaysanız havuza girmeyin. Özellikle ishal veya açık yaralar varsa, mikrop yayılma riski oldukça yüksektir.
Ağzınıza su kaçırmamaya dikkat edin. Su yutmak, birçok mikrobu doğrudan vücudunuza davet etmektir.
İshal geçirdiyseniz havuza 2 hafta ara verin. Özellikle “kripto” teşhisi konduysa, bu süre şart!
Çocuklarla sık sık tuvalet molası verin. Bu hem hijyen hem de olası kazaların önüne geçmek için önemli.
Bebek bezlerini havuz kenarında değil, uygun bir yerde değiştirin. Aksi halde tüm havuzun keyfi kaçabilir.
Yüzme sonrası kulaklarınızı iyice kurulayın. Böylece “yüzücü kulağı” gibi rahatsızlıkları önleyebilirsiniz.
Açık yaranız varsa, mutlaka su geçirmez bandajla kapatın. Hem kendinizi hem de başkalarını koruyun.
Yüzme sonrası tekrar duş almayı unutmayın. Cildinizde kalan mikroplardan arınmak için birebir!
Havuzun kokusuna aldanmayın! Güçlü klor kokusu temizliğin değil, fazla kirin göstergesi olabilir.