Son yıllarda Güney Kore’den küresel düzeyde başarı yakalayan ve izleyicilerde hayranlık uyandıran yapımlar ortaya çıkıyor. Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho’nun Parasite’i ve Hwang Dong-hyuk’un Squid Game isimli dizisi bunlardan sadece ikisi. Bu yapımların sosyokültürel konuları ele alış biçimleri o kadar ilgi çekici ki izlememiş olsanız bile isimlerini muhtemelen duymuşsunuzdur. 2020 yılında Parasite dört dalda Oscar ödülü alırken Squid Game, Netflix’in gelmiş geçmiş en popüler dizisi olma yolunda hızla ilerliyor. Peki bu yapımları özel kılan nedir? Güney Kore’de gelir eşitsizliği ve yoksulluk her iki yapımın da ortak noktası.
Eleştirmenler Parasite ve Squid Game’in popülaritesinin büyük ölçüde sosyal ve ekonomik gerçekleri ortaya koymasına bağlıyor. Her iki yapımda da şiddetin yaygın olduğu, oldukça eşitsiz ve kazananın her şeyi aldığı bir toplum anlatılıyor. Mevcut düzendeki en önemli sorun kazananın her şeyi alması ve kaybedenin hiçbir şeye sahip olmaması. Peki bu popüler yapımlar Güney Kore’deki sosyal ve ekonomik düzeni ne kadar gerçekçi yansıtıyor? Gelin birlikte inceleyelim.
Dünya Eşitsizlik Veri Tabanına göre Güney Kore nüfusunun en zengin %1’lik kesimi, ülke servetinin yaklaşık %25’ine sahip
Nüfusun yarısı ise toplam servetin sadece %2’sini paylaşıyor. Şöyle düşünebiliriz: Güney Kore, 100 dilimlik pastaya sahip 100 kişilik bir ülke olsaydı, en zengin kişi o pastadan 25 dilimi kendisine alırdı. En fakir 50 kişi ise aralarında sadece iki dilimi bölüşürdü. Başka bir ifadeyle Güney Kore ekonomisi, kazanan her şeyi alır mantığıyla işliyor. İşte bu eşitsizlik Parasite ve Squid Game gibi yapımların tam kalbinde yer alıyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine bakıldığında Güney Kore’deki ekonomik eşitsizlik daha net görülebiliyor. Örgütün Gini katsayısı verileri, Güney Kore’nin Avrupa’nın pek çok ülkesinden daha eşitsiz olduğunu gösteriyor. Burada bizim açımızdan önemli olan nokta ise durum ne kadar kötü olursa olsun Türkiye’ye kıyasla Güney Kore’nin daha eşit bir ülke olması!
Ülkedeki mevcut vergi sistemi, Güney Kore’deki gelir eşitsizliğinin en temel nedenlerinden biri
Birçok ekonomistin de belirttiği gibi kanun yapıcılar ve onların iş dünyasındaki zengin müttefikleri tarafından alınan kararlar, ülkedeki gelir eşitsizliğini her geçen gün büyütüyor. Kore Sağlık ve Sosyal İşler Enstitüsü’nün 2019 yılında yaptığı bir ankette, katılımcıların %85’i toplumda çok büyük gelir eşitsizliği olduğunu söylüyor. Eşitsizlik; eğitim, barınma ve giyinme gibi tüm temel ihtiyaçlara yansımış durumda. Öte yandan insanlar başarılı ve zengin olabilmek için tek yolun varlıklı bir ailede doğmak olduğunu düşünüyor. Gençler, son derece rekabetçi bir eğitim sisteminin ortasında oldukça karamsar haldeler. Sonuç olarak Güney Kore’de gelir eşitsizliği ülkenin her tarafında hissediliyor.
Güney Kore’nin en iyi üç üniversitesi başkent Seul’da bulunuyor. Öğrenciler bu prestijli üniversitelere kabul alabilmek için agresif bir şekilde birbirleriyle rekabet ediyor. Fakat bu rekabet eğitimde eşitsizliği beraberinde getiriyor. Çünkü varlıklı aileler, çocuklarının özel eğitimine bütçe ayırabilirken yoksul insanlar eğitime yeterince bütçe ayıramıyor. Sonuç olarak zengin ailelerin çocukları daha iyi üniversitelerde okuyabiliyor.
Güney Kore’deki gelir eşitsizliği, insanların yaşadıkları evlere de yansımış durumda. Ülkedeki birçok insan bodrum katındaki dairelerde yaşamlarını devam ettiriyor. Seul’daki ortalama daire fiyatları 500 milyon won’un üzerinde. Bu da yaklaşık 417 bin dolara denk geliyor. Fiyatlar bu şekildeyken insanlar hem ev alamıyor hem de ev kiralarken zorlanıyor. Bu nedenle bodrum katında bulunan daireler insanlara makul geliyor. Bu daireler çoğunlukla ışık görmüyor ve yeterince havalanmıyor. Yine de yoksullar bu konutlarda yaşamlarına devam ediyor.
2017 yılında Moon-Jae-in cumhurbaşkanı seçildikten sonra ülkedeki gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak için bazı adımlar atmaya başladı
Hükümet, yeniden yapılandırılmış vergi politikalarıyla gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Aynı zamanda hükümet; yaşlı nüfusun refah seviyesini artırmak, işsizlik sorununu çözmek ve yoksul nüfusun gelirini artırmak gibi konularda da çalışıyor. Bu çalışmalar doğrultusunda mevcut yönetim, ülkenin önde gelen holdinglerini, yatırımcılarını ve yüksek gelirli bireylerini hedef alan sert vergi artışları uyguladı. Bunun yanı sıra asgari ücret de geçtiğimiz yıllara kıyasla daha iyi bir seviyede. Yine de hükümetin Güney Kore’deki gelir farkını kapatma çabası tam anlamıyla etkili görünmüyor. Birçok Güney Koreli vatandaş, mevcut yönetimin çabalarını yetersiz olarak tanımlıyor.