Sumter Count, Güney Karolina’nın orta kısımlarında, Atlantik Okyanusuna ve Mavi Sırt (Blue Ridge) Dağlarına yaklaşık 1-1.30 saat mesafede yer alan bir bölge. General Thomas Sumter’ın anısını yaşatmak için, bölge bugün onun ismiyle anılıyor. Bölge, çok uzun zamandır tartışılan bir konu olan, koyu tenli ‘Türk’lere ev sahipliği yapıyor. Bugün, sizlere ’Türk’ olarak anılmak isteyen bir topluluğun hikayesinden bahsetmek istiyoruz.
1. Güney Karolinadaki ilk Türk: Yusuf Ali veya Joseph Benenhaley
Topluluğun köklerinin, Amerikanın bağımsızlık savaşında General Sumter’ın keşif eri olarak görev yapan Joseph Benenhaley’e (Osmanlıda Yusuf Ali olarak anıldığına inanılıyor) dayandığı düşünülüyor.
2. Yusuf Ali, General Sumter sayesinde Güney Karolinaya yerleşti
Savaştan sonra General Sumter’ın Joseph’e yerleşmesi için bir arazi verdiği ve burada ailesiyle birlikte yaşamasını söylediği söyleniyor. Bu sayede, günümüze kadar bölgelerin yerlileriyle de karışarak, birkaç yüz kişilik Türk asıllı ve dış etkilere kapalı bir topluluk oluşturmuşlardır.
3. Yusuf Ali ve ailesinin gerçekten de ‘Türk’ olup olmadığı uzun zaman tartışıldı
Bu hikaye onların ‘Türklükle’ olan tek bağlantısı. Çünkü konuşma biçimleri, yemekleri ya da dansları Anadolu’ya hiç bir benzerlik göstermiyor. Ayrıca ne Müslüman, ne de Ortodoks Hristiyanı değiller, ki bu dinler Osmanlı İmparatorluğu zamanında en yaygın dinlerden ikisi.
4. Bir grup araştırmacı Yusuf Ali’nin hikayesinin uydurma olduğunu iddia ettiler
Bu insanların hikayesine son zamanlara kadar gereken önem verilmemesinin yanı sıra, dönem dönem bazı yazarlar ve araştırmacılar hikayenin tamamen uydurma olduğunu iddia etmişlerdir. Böyle bir hikayeyi uydurmaları için sebep olarak toplumdaki köleleştirilmiş koyu tenli insanlara yapılan eziyetlerden kurtulmak için yaptıklarını iddia etmişlerdir.
5. Benenhaley’lerin ‘Türk’ genine sahip olduğu sonunda anlaşıldı
Bu yıl, Güney Karolina Üniversitesi’nin yazdığı ve yayımladığı bir kitap sayesinde bu insanlar yeniden gündeme geldi. Joseph Benenhaley’in direk varisi olan, sekiz insandan alınan dnalar ile yapılan testlerin sonucunda Akdeniz/Orta Doğu/Kuzey Afrika kökenlerine rastlanmış, aynı zamanda önemli derecede beyaz Avrupalı karışımı da bulunmuş, fakat hiç Sahra altı Afrika genlerine rastlanmamıştır.
6. Yusuf Alinin varisleri konu hakkında sonunda konuşmayı kabul ettiler
Bu insanları kendi haklarında konuşmaya ikna etmek çok zorlu bir iş, çünkü kötü anılar peşlerini bırakmıyor; kimsenin onlara inanmaması ve hatta dalga geçmesi yüzünden artık sadece kendileri gibi insanlarla konuşuyorlarmış. Buna rağmen dört cesur insan, isimlerini gizli tutarak konuşmayı kabul ettiler. Bu insanlardan biri olan Boaz’ın -Boaz bu kişinin gerçek ismi değil, kimliğini gizli tutmak adına takma isim kullanıyor- söylediklerine göre bu etnik grubun kendini bütün dış etkenlerden izole etmesinin sebebi kendileriyle aynı etnik kökenden gelen, kendileri gibi insanların yanında daha rahat hissetmeleriymiş. Onlara göre yapılan ırkçılık, bu izolasyonun en büyük sebebi. 21.yüzyıla gelindiğinde artık bu insanlar başka bölgelere taşınmaya ve başka insanlarla evlenmeye başlamışlar. Yine de Boaz gibi insanların söylediklerinden yola çıkabiliriz ki ‘Amerikalı’ olmak uzun, zor ve çileli bir süreçtir.
7. Bir topluluğun kendini kanıtlama hikayesi
Belki de çok uzun zamandır ‘Türk’ olduklarını kanıtlamaya çalışan bu insanlar, sonunda bunu başarmış ve aslında bir insanın kendi ırkıyla yaşamadığı taktirde hayatın ne kadar zorlaşabileceğini hepimize göstermişlerdir. Arada sırada gündeme gelen ‘Türklerin Kökeni’ konulu tartışmalar sonuç vermese de, uzun yıllar içerisinde Türklerin çok geniş bir alana yayıldığını bu araştırmalar sonucunda kesin olarak gördük.