Londra işçi sınıfında büyüyen, Bengalli, Müslüman ve queer olan Sabira Haque’e kendisine karşı gösterilen önyargılar ağır gelmeye başladı. Hayatının farklı aşamalarında ırkçılık, cinsiyetçilik, klasisizm, İslamofobi ve homofobi ile yüzleşmesi derin bir korku duygusu hissetmesine neden oldu. Öyle ki kendisine olan güveni bitme noktasına gelmişti. 20’li yaşlarında kendi sesini bulmasına yardımcı olan sanat terapisini araştırdı ve benzer zorlukları yaşayan diğer insanlarla tanıştığı güvenli alanlar keşfetti.
Haque, düğün organizasyonunu yapması gerektiğinde Bengal geleneklerine göre düzenlenen evlilik törenlerini incelemeye başladı. Derinlere indikçe kına sanatı, uygulama süreci ve zengin tarihi ile büyülendi. Geleneksel olan beden sanatını uygulamaya başladı ve bir yıl sonrasında bu işi profesyonelce yapmaya karar verdi.
Sonuç olarak Huq That ortaya çıktı. Huq That’in amacı geleneksel alanın dışına çıkararak kınayı daha erişilebilir hale getirmek. Haque, birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yaparak ve geçici dövmeler satarak Londra’nın genç yaratıcı kitlesini antik sanatla tanıştırıyor.
Haque, insanların soyadlarını vermekte zorlandıkları gerçeğini yansıtmak için projesinin adına kendi soyadını verdi. Sözcüğün “fuck” şeklinde duyulmasını istediği için telaffuzu üzerinde bir söz oyunu oynadı. Proje onun için gerçek benliğini ifade etmenin bir yoluydu ve “Haque” Arapçada “gerçek” ya da “doğru” anlamlarına geliyor.
Haque’in projesi, çoğunlukla esmer, kadın ve eşi olmayan çalışmaların bir araya getirildiği kolektif bir fotoğraf çekimi ile başladı.
Projesi için araştırma yaparken Instagram’da queer fotoğrafçı Alia Romagnoli’ni keşfetti. Yarı Hintli, yarı İtalyan sanatçı kamerasını, çift ırklı ve queer olmanın ne demek olduğunu keşfetmek için kullanıyordu. Haque, Romagnoli’nin fotoğraflarında kendi geçmişini gördü.
Hindistan’da büyüyen Romagnoli, ülkenin sansür uygulamaları nedeniyle, queer insanların olumlu yönlerini tasvir eden görüntüler göremedi.
Sanatçı Londra’ya yerleşip kentin LGBTQ topluluğuyla tanıştıktan sonra kendini gösterme cesaretini buldu. Fotoğraf onun için aidiyet duygusunu derinleştiren, temsil edilmeyen öteki bireylerin hikayelerini anlatmak için ona güç veren bir araç haline geldi.
Romagnoli ve Haque, Huq That’in lansmanı için bir çekim yapmak üzere birlikte çalıştı.
Güney Asyalı modelleri dişi bir bakış açısıyla göstermek istediler; sanatçılar onları cinsel bir obje olarak kullanmak yerine ham ve daha soft bir şey yakalamak istedi. Ayrıca Avrupa özentisi, boya dolu yüzleri ile güzellik ideaallerini sürdüren, Güney Asya gelin fotoğraf çekimlerine karşı bir duruş sergilemek niyetindeydiler.
Romagnoli, eski Bollywood filmlerinden ve 1970’li – 80’li yıllarda çekilmiş fotoğraflardan ilham alarak Küstah pozlar ve yüz ifadeleri gibi tropileri birleştirdi.
Hint halk resimlerinde maharanilerin veya kraliçelerin resimlerini çizerek taht görevi gören renkli kumaş zeminler yarattı. Ayrıca eski Hint portre fotoğrafını andıran fotoğraflara ışıltılı, grenli bir doku uyguladı.
Haque, birçoğu daha önce hiç modellik yapmamış, farklı bedenlerde ve cilt tonlarında modeller aradı.
Romagnoli, her cilt tonuna uyacak farklı aydınlatma çalışmaları ile modellerin benzersiz görüntülerini plana çıkardı. Romagnoli çalışmalarını, “Fotoğraflardaki kadınların birbirleriyle etkileşimleri, birbirlerine verdikleri ve birbirlerinden aldıkları pozitij enerjiyleyargıdan arınmış bir dünya yaratan güzel bir şey vardı.” şeklinde açıklıyor.
Haque, sokak modasından esinlenen tasarımların stilize etmesiyle tanınan, stilist Rhiannon Isabel Barry ile çalışarak Londra işçi sınıfını, büyük moda markalarının kitlesel olarak benimsenmiş tarzlarıyla somutlaştırdı.
Görüntülerdeki modeller üzerinde, geleneksel Güney Asya kıyafetleri ve takılarıyla birlikte Burberry, Fendi ve Louis Vuitton gibi markaların ileri moda parçalarının yanı sıra Haque’in ayrıntılı kına tasarımlarını da bulunuyor. Projenin diğer katılımcıları saç stilisti Nadine Baptiste, makyaj sanatçısı Umber Ghauri ve makyaj direktörü Salwa Rahman bulunuyor.
Haque, çalışmalar tamamlandıktan sonra fotoğrafları gördüğünde ruhu açığa çıkmış gibi hissettiğini söylüyor.
Kendi kırılganlığının bu denli yansıtıldığına inanamayarak öylesine şaşkına döndü ki çalışmaları iki ay boyunca kimseyle paylaşmadı. Görüntüleri nihayet sosyal medyada paylaştıklarında, onlarda kendilerini bulan Hintli ve Bengalli kadınlardan birçok destek mesajı aldı.
Haque, bir adım ileri giderek Huq That’i queer gelinler ve damatlara kına uygulayarak genişletmeyi planlıyor.
Yaptıkları ilk çalışma esmer, feminen ve queer olmanın sevincini yakalıyor. Romagnoli’nin fotoğrafları da kolektif çalışanların kültürel mirasla olan güze ve komplike ilişkilerinin yanı sıra kendi kına ve kız kardeşlik deneyimlerini yaşadıkları bir karalama defteri izlenimi veriyor.