Jonestown katliamıyla toplu intiharları benimsediğimiz dünyada bir inanışa bağlanıp hayatını kaybedenlerin olduğu birçok tarikat bulunuyor. Genelde zengin insanların kurduğu tarikatlar para ve inançlarla desteklenerek beyin yıkama yoluyla insanın tüm düşünme sistemine nüfuz ediyor. Onlardan biri de Güneş Tapınağı.
Resmi kaynaklarda 48 yazan fakat daha fazla ölünün olduğu bilinen toplu intiharlardan tarikat sorumlu tutuluyor.
Solar Temple” yani “Güneş Tapınağı”
Ordre du Temple Solaire / OTS Kanada’da faaliyet gösteren fakat asıl merkezi İsviçre’de olan tarikatı Doktor Luc Jouret ve Joseph di Mambro 1984’de kurdu. Tarikatın asıl amaçları dünyada “doğru yetke ve güç kavramlarını oluşturmak”, insanlığı tanrının oğlu olarak adlandırdıkları İsa’nın ikinci gelişine hazırlamak, Hristiyanlığı ve İslam’ı birleştirmek diye sayılabilir.
Tarikatın 1989’da en az 442 üyesi olduğu düşünülüyor. Dağılım ise şu şekilde: İsviçre 90, Fransa 187, Kanada 86, 53 kişi ise Martinik, ABD ve İspanya
Dünya’ya melek olarak gönderildiklerine inanıyorlardı.
İçki ve sigaraya kesinlikle karşı çıkan tarikat üyeleri, başka gezegenden gelen melekler olduklarına inanıyorlardı. Birbirlerine ‘Kardeş’ olarak hitap eden tarikat üyeleri kendilerini feda ederken bunu gözlerini kırpmadan yapıyorlardı.
Ufolar da tarikatın ana hatlarından biriydi
UFO’lar olmazsa olmazdı tabii. Tarikatın kendi içinde oluşturmuş olduğu grupların liderleri Proxima adlı bir gezegenden UFO’lar aracılığıyla bilgi aldığı söyleniyordu. Bunun sebebiyse kıyamet gününde uzaylıların bu melek dostlarımızı mahşer gününün gazabından kurtaracağı inanışıydı.O yıllardaysa zengin tarikat üyelerinin mahzenlerinden hologram teknolojisini yansıtan cihazlar da çıktı.
66 Kişinin iki grupa bölünerek ayrı zamanlarda toplu intihar ettiği biliniyor.
Ölenler genelde dini bir ritüel ile son görevlerini gerçekleştirip toplu intihara yelteniyor. Öldüklerinde boyunlarında iki başlı kartalın olduğu madalyonlar ve ritüel kıyafetleri bulunuyordu. Genelde ya başlarından vuruluyor ya da kendilerini yakıyorlardı.
Deccal’den kaçma onu durdurabilme fikirleri ile yanıp tutuşuyorlardı. Bazılarına göre ölüm, Deccal onlara ulaşmadan ondan kurtulmaktı.
İntihar ettirilen 3 aylık dahil birçok çocuk da bulunuyordu.
Küçük yaşta henüz olayın ne olduğunun farkına varamayan çocuklar bu tarikatın bu saçmalıklarıyla kafası dolu şekilde ölüme gidiyordu. Söylenen ve yapılan hakkında hiçbir fikir sahibi olamayacak düzeyde olanlar içinse durum daha acıydı. Ritüellerle direkt kurban ediliyorlardı.
1994’de 48 kişinin cesedinin bulunması tapınakla ilişkilendirilmişti
1994’de polislerin belgesellere de konu olacak bu vakasıyla Güneş Tapınağı Tarikatı kendini tamamen açık ediyordu. İsviçre’nin Cheiry kasabasındaki bir çiftlik evine yangın ihbarı üzerine gelen yetkililer, Güneş Tapınağı sembolleriyle bezeli bir yeraltı şapelinde 48 yetişkin ve çocuğu başlarından vurulmuş şekilde bulmalarıyla dehşete düştüler. Ritüel kıyafetlerinin içinde bulunan insanların elleri de dua pozisyonunu almıştı.