Türkiye bir skandallar ülkesi midir? Bilemiyoruz. Bunu ayakkabı kutusu imalatçısı firmalara danışmak gerekir. Gelin biz şu güne kadar gündeme gelmiş büyük skandallara bir göz atalım.
Watergate
1972-1974 Amerika Birleşik Devletleri’nin başkentinde gelişen ve Başkan Richard Nixon’ın istifa etmesiyle sonuçlanan ve siyasi bir skandal olan Watergate’in adı şurdan geliyor: Watergate, ABD’nin başkenti Washington D.C.’de bulunan bir otel ve iş merkezinin adıdır. Skandal bu binada ortaya çıktığı için Watergate Skandalı ya da kısaca Watergate adıyla anılır. Gayet makul yani bu adın konması.
17 Haziran 1972 günü 5 hırsız, Watergate iş merkezindeki bir büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Bu büronun ABD’nin o zamanki ana muhalefet partisi olan Demokratik Parti’nin merkezi olduğu ortaya çıktı. Sürdürülen soruşturma hırsızların Nixon’ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı olduklarını ve amaçlarının Demokratik Parti’nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğunu ortaya koydu. Hal böyle olunca, Nixon dayı “Havar havar” diyerek istifa edip tarihe istifa eden tek başkan olarak geçti. En azından istifa edebilecek kadar delikanlı olduğunu gösteren Nixon’ın günümüz siyasetçilerine örnek olmasını diliyoruz.
İSKİ
İSKİ Skandalı, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün ihalelerini paravan olarak kurduğu şirketlere vermesi ve bu ihalelerde büyük yolsuzluklar yapması olayıdır. İSKİ nedir? İstanbul Su Kanalizasyon İdaresidir. Yani adı gereği vıcık bir kurum.
1990’lı yılların başlarında tarihinin en susuz dönemini yaşayan İstanbul’un içme suyu temin etmekle görevli kurumu İSKİ’nin Genel Müdürü Ergun Göknel’in, kurumun ihalelerini paravan olarak kurduğu şirketlere verdiği ve bu ihalelerde büyük yolsuzluklar yaptığı ortaya çıktı. Hem de nasıl ortaya çıktı! Eşi Nurdan Erbuğ’la ilişkisi bozulan Göknel, İSKİ’de sekreterliğini yapan Feray Işık ile aşk ilişkisi yaşamaya başlamıştı. Bu durumdan hoşnut olmayan Nurdan Erbuğ, eşi Ergun Göknel’in yaptığı yolsuzlukları ortaya çıkardı. Duble skandal yani.
Susurluk
3 Kasım 1996’da saat 19.25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu yasadışı polis-mafya-aşiret ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren mevzuyu hatırlamayan, muhtemelen liselidir.
Kazanın ardından kamuoyu, “devlet, siyaset, mafya” üçgeninde yasadışı ilişkilerin ortaya çıkartılmasını talep etti. “Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” ismi verilen sivil toplum eylemleriyle ve medyanın desteği ile üstü örtülen ilişkilerin ve faaliyetlerin açıklanması için eylemler yapıldı.
Kazada, Mercedes’i kullanan Hüseyin Kocadağ, üzerinde Mehmet Özbay kimliği bulunan Abdullah Çatlı ve Melahat Özbay sahte kimlikli, Gonca Us hayatını kaybetmiş; DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak yaralı olarak kurtulmuştur. O zamandan beri Susurluk ayranı uyku yapmamakta, uykuları kaçırmaktadır.
Tansu Çiller’in mal varlığı
Tansu Çiller’in Başbakanlık yaptığı süre zarfında servetini “Çiller de ne para yemiş be” seviyelerine çıkaran skandaldır. Yapılan araştırmalar, Çiller’in 600 milyar lira (eski parayla) serveti olduğunu ve 400 milyar lirasının ispat edilemeyen kısımda yer aldığını gösteriyordu. Çiller’in seçim meydanlarında Refah Partisiyle koalisyon kurmayacağını söyleyip kurmasının nedeni olarak da, Mal Varlığı Araştırma Komisyonu’ndan yakasını kurtarmak için Refah Partisi ile anlaşmak zorunda kalması veriliyordu. Zira aksi taktirde Çiller’in yolu Yüce Divan’a çıkabilirdi.
Bunga Bunga
İtalya’nın efsane “Başgan”ı Hacı Berlus’un (Silvio Berlusconi) hareminde 30’dan fazla kadın vardı! Başbakan Silvio Berlusconi’nin aralarında oyuncu ve hayat kadınlarının olduğu 30’dan fazla hayat kadınıyla bunga bunga partileri yaptığı ortaya çıkınca buralardan nice arkadaşın morali bozulmuştu.
100 binden fazla telefon dinleme kayıtlarını inceleyen savcılar iki yıllık bir sürede Berlusconi’nin gece hayatını mercek altına aldı. En az 30 kadının Berlusconi’nin seks partilerine katıldığını iddia eden savcılar, İtalyan Başbakanı’nın onlara hediye verdiğini öne sürdüler. Bu kadınların çoğunun Güney Amerika ve Doğu Avrupa’dan geldiği belirtiliyor. Taş üstünde taş baş üstünde baş koymayan Hacı Berlus’un dam üstünde ceviz kırdığı günler olarak tarihe geçti.
Amerikan rüyasının sonu
Art arda patlak veren özel şirket skandalları Amerika’nın taşının toprağının yolsuzluk olduğunu ortaya koymuştu. Gelin isterseniz bu şirketleri sıralayalım.
WorldCom: ABD’nin önde gelen iletişim şirketlerinden WorldCom, tarihin en büyük muhasebe yolsuzluklarından birini yürüttüğünü, Ocak 2001-Mart 2002 döneminde karını 3.8 milyar dolar yüksek gösterdiğini kabul etti.
Enron: Enerji devi Enron, geçen Ekim’de bilançosunu açıkladığında hesaplardaki bir ‘kara delik’ dikkatleri çekti. Bunun üzerine şirket hakkında soruşturma başlattı. Enron, karını şişirdiğini kabul etti.
Andersen: Enron skandalının patlak vermesinin ardından gözler şirketi denetleyen Andersen’e çevrildi. Herkesin merak ettiği soru, Andersen’in yapılan usülsüzlüğü görememeyi nasıl başardığıydı. Bunun üzerine Andersen, Enron’la ilgili belgeleri yok etti ve adaleti engellemekten cezaya çarptırıldı.
Adelphia: Telekom şirketi Adelphia, 25 Haziran’da iflasını açıkladı. ABD’nin altıncı en büyük kablo televizyon şirketi olan Adelphia’nın muhasebe işlemleri inceleme altında. Şirket, son iki yıldır karını yüksek gösterdiğini ve sahip olduğundan daha fazla abone sayısı açıkladığını kabul etti.
Tyco: İleri teknoloji şirketi Tyco’nun eski CEO’su Dennis Kozlowski hakkında yolsuzluktan ötürü Haziran başında soruşturma açıldı. Kozlowski hakkındaki suçlama, 1 milyon dolar tutarında satış vergisini ödememe ve 13 milyon dolar tutarında sanat eseri satın almaktı.
Global Crossing: Yüksek teknoloji şirketi Global Crossing, sektörünün parlayan yıldızlarından biriydi. Şirket 28 Ocak’ta iflasını açıkladı, ve şirket hakkında soruşturma başlatıldı. Global Crossing’in de muhasebe oyunları sonucu battığı, iflasın düzmece olduğu ortaya çıktı!
Merrill Lynch: Böylesi bir skandallar ortamında yatırım bankaları da sıkıntılı bir döneme girdi. ML, New York Savcılığı ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşma sonucu ML, 100 milyon dolar ceza ödedi!
Bu silsilenin ardından yıllarca sürecek bir dolar buhranı baş gösterdi ve Amerikan ekonomisi, kapasitesinin yarısını kaybetti.
Wikileaks
Julian Assange önderliğindeki WikiLeaks organizasyonu, ABD Dışişleri Bakanlığı ve dünya genelindeki ABD büyükelçilikleri arasındaki ayrıntılı yazışmalardan oluşan 251.287 gizli belgenin bir önbelleğini elde etti ve belgeleri yayınladı. Belgeleri beş büyük gazetenin (El País, Le Monde, Der Spiegel, The Guardian ile The New York Times) desteği altında dağıttı ve ilk 220 diplomatik belge 28 Kasım 2010 tarihinde yayımlandı. Birçok devlet büyüğünün “yapma kurbanın olam, gözünün çapaaanı yiyem” diye inim inim inlemesine rağmen, Assange kulak asmadı ve tabiri caizse komboyu çekti. Çekilen kombo sonucu Amerika’nın kirli çamaşırları ortaya çıkmakla kalmamış birçok ülke hakkında Amerikalıların görüşünün ne yönde seyrettiği ortaya çıkmıştır. İşte size o belgelerden Türkiye hakkında ortaya çıkan Amerikan fikirleri:
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında tespit: “Çok tehlikeli ve deli.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında tespit: “Ankara’nın dışındaki siyasetten pek anlamıyor ve etrafı şakşakçı ve derinlikten yoksun danışmanlarla çevrili.”
Türkiye hakkında tespitler: “Türkiye Avrupa Birliği’ne hiçbir zaman üye olamayacak. Bunun sebebi yüksek nüfus, din ve birlik sınırlarının Irak ve İran gibi ülkelere kadar ulaşacak olması. Buna rağmen AB, Türkiye’den Gümrük Birliği, enerji konuları ve NATO-AB güvenlik ortaklığı gibi konularda faydalanmak için üyelik sürecini sürekli diri tutmaya çalışıyor. İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, Türkleri AB ve İran arasında ikili oynamakla suçluyor.”
“Türkiye, Pakistan’ın ricası üzerine Hindistan’ı uluslararası bir zirveye çağırmadı.”
“Eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen, Türkiye’nin NATO Genel Sekreterliği konusunda kendisine karşı tutumundan vazgeçmesi durumunda Roj TV’nin Danimarka’daki faaliyetlerini durduracağına dair söz verdi.”
Deniz Baykal’ın kasedi
Hemen hemen hepimizin hatırladığı bu skandal hakkında fazla konuşmaya gerek yok. İnternetten kasedi yayınlanan siyasetçiler arasında yer alan Baykal, komplo olduğunu iddia etmesine rağmen Mayıs 2010 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı’ndan istifa etmiştir.
Uçkurgate
Babası Rus göçmeni Musevilerden Bernard Lewinsky, annesi Marcia Lewis ise, Beverly Hills’te yaşayan varlıklı bir ailenin kızı olan Monica Lewinsky, Santa Monica Community Koleji’nde psikoloji öğrenimi gördükten sonra devlet memuru olarak Beyaz Saray’da göreve başladı. Temmuz 1995’ten Nisan 1996’ya kadar önce stajyer, sonra memur olarak tatlı tatlı çalışıyordu. Bu kadar gereksiz bilgiyi de neden verdiğimizi bilmeyerekten sadede geliyorum: 15 Kasım 1995 günü Clinton ile halvet olan Monica bacı, dünya tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır.
İran – Kontra
İran-Kontra skandalı veya Irangate, Ronald Reagan yönetimi sırasında Kasım 1986’da ortaya çıkan bir mevzu. ABD yönetim kademesinden bazı kişilerin, İran’a silah satması ve gelirlerin illegal bir şekilde Nikaragua’da dönemin solcu yönetimini devirmeye çalışan anti-komünist kontraları desteklemek için kullanılmasını kapsar. Yani bir nevi zenginden al fakire ver durumu söz konusu. Ne bileyim bu Amerikan başkanları da bir rahat durmuyor kardeşim!
Moşe
İsrail Eski Cumhurbaşkanı Moshe Katsav, iki kadın çalışanına tecavüz etmek ve başka bir kadın çalışanına da cinsel taciz uygulamaktan suçlu bulunmuştu. Katsav, Haziran 2007’de hakkındaki suçlamaların ardından mahkemeyle yaptığı bir anlaşma uyarınca tecavüz suçundan yargılanmama karşılığında cumhurbaşkanlığı görevini bırakmıştı. Nisan 2008’de ise Katsav, suçsuz olduğunu kanıtlamak için anlaşmadan vazgeçmişti. Fakat mevzu iki ucu cıncıklı değneğe dönmüştü. Ancak Katsav en sonunda suçlamaları kabul etti.