Atasözleri ve deyimlerle zenginleşmiş dilimizde, gerçek anlamı dışında kullanılan birbirinden ilginç deyimler mevcut. Günah keçisi deyimi de bunlardan biri. ”O kadar hayvan varken neden günah keçisi?’’ sorusu aklınızı kurcalıyorsa günah keçisi deyiminin ilginç hikayesi sizi de şaşırtabilir. Milattan yıllarca öncesine, Yahudiliğe kadar uzanan günah keçisi deyiminin hikayesi, asırlardır süre gelen ve her dilde karşılığı olan ilginç bir ritüele dayanıyor. Siz yine de tüm suçu hak etmeyen birine yüklemeyin.
Suçsuz olduğu halde başkalarının suçlarını yüklenen kişiye söylenen ‘günah keçisi’ tabiri, eski bir Yahudi ayinine dayanıyor
Her deyimin ve her atasözünün elbette bir hikayesi var. Bazılarının çıkış noktası ise oldukça geçmiş dönemlerdeki dini inanışlara ve ritüellere dayanıyor. Günah keçisi deyiminin de çıkış noktası Yahudi inancı.
Hikayeye göre, Eski Ahit’te bahsedilen Kefaret Günü ayinlerinde Yahudiler, simgesel olarak günahlarını bir hayvana yüklüyorlardı
William Hunt, 1854
Scapegoat adı verilen ve dilimize günah keçisi olarak çevrilen ritüel, tarih boyunca birçok farklı kültürde vücut bulmuş. Genellikle bir belayı defetmek ya da günahlardan arınmak için yapılan dini ritüel, günah keçisi tabirini de dilimize sokmuş bulundu.
Kura ile seçilen iki keçiden biri Tanrı’ya diğeri ise Azazel’e sunulurdu
Keçi sürüsü içinden seçilen iki erkek keçi, biri Tanrı’ya, diğeri de şeytanın diğer bir ismi olduğu söylenilen Azazel’e gönderilirdi. Rivayete göre, keçilerden biri kesiliyor, diğeri ise çöle bırakılıyor ya da bir tepeden aşağı atılıyordu.
Bu inanışın Antik Yunan medeniyetlerinde de karşılık bulduğu söyleniyor. Tek farkı ise günahları yüklenenlerin insan olması
Antik Yunan’da yaşanan doğal afetlerden ya da salgın hastalıklardan sonra beladan kurtulmak için günah keçisi belirlendiği ve bir tür ayin yapıldığı rivayet ediliyor. Apollon için düzenlenen Thargelia adı verilen festivalde, kurayla bir kadın ve bir erkek seçilerek dövülüyor, şehrin dışına kadar sürüklenip taşlanıyordu.
İncil’de de bahsedilen günah keçisi ayini, baş rahibin duasıyla başlar ve her yıl tekrar edilirdi
İncil’de bahsedildiği şekliyle, baş rahip keçinin başını tutarak halkın günahlarını itiraf ederdi ve devamında günah keçisi kesilirdi. Diğer keçi ise gökten düşmüş melek olarak tarif edilen, şeytanın bir ismi olduğu söylenen, Azazel’e gönderilirdi. Azazel adlı kötü ruhu yatıştırmak için gönderilen bu keçi ise bir tepeden aşağı atılır ya da çöle bırakılırdı.