Sokak hayvanlarına yardım etmek hepimizin vicdani bir görevi aslında. Toplum olarak yemeğimizin azını paylaşmak, bir kap su bırakmak, kışın sığınacakları bir kuytu köşe, kutu koymak çok zor şey değil. Hatta en kolayı bunu yapan insanlara mani olmamak… Fakat henüz o bilinç seviyesine ulaşamadığımız için birkaç hayvanseverin üzerine binen yüzlerce kedinin masrafı ve bakımı bazen altından kalkılamayacak yükler oluşturabiliyor. Bu yüzden Gülşen Durualp de emekliliğinden sonra tekrar çalışmaya başlamış.
Gülşen Durualp, 11 yıl önce yerleştiği Urla’da bakıma muhtaç hayvanları tedavi ettirerek sakat kedi ve köpekleri evinin bahçesinde özenle bakan gerçek bir hayvansever.
56 yaşında olan Durualp 3 yıl öncesine kadar tüm giderlerini emekli maaşıyla sağlayabiliyorken sakat hayvanların sayısı artınca ek gelir ihtiyacı yaşamış.
“Çevremde benim sakat hayvanlara baktığımı bilenler buldukları sakat hayvanları bana getiriyorlar. Onların tedavi ve mama giderlerin karşılıyorum.”
Güzelbahçe Belediyesi’nin açmış olduğu Balık Ağı Onarım Kursu’nu gören ve önceden de sahilde ağ ören balıkçılara özendiğini söyleyen Durualp kursa başvuruyor.
El emeğiyle onarıp ördüğü balık ağlarından kazandığı üç-beş liranın da sakat hayvanlara tedavi olacağını bilmesi onu bu yaşında çalıştıracak gücü veriyor, işi sevdiriyormuş.
Kursa gittiği günlerde de doğumdan itibaren sakat olan kedi kardeşler Miço ve Tayfa’yı da yanından ayırmıyor emektar kadın.
“Çevrem ilk başta karşı çıkıyordu. 11 yıldır aynı yerde oturuyorum ilk başta tepki gösterdiler ama sonra zaman içinde onlara kedi ve köpek sahiplendirdim. Elbirliği ile sakat hayvanlara bakıyoruz. Ben hayatta bir misyonum olduğuna inandım.”