Gulag, Sovyetler Birliği’nin diktatörü Joseph Stalin‘in uzun saltanatı sırasında kurulan bir çalışma kampı sistemiydi. 1920’lerden, Stalin’in 1953’teki ölümüne kadar yaklaşık 18 milyon insan bu kamplarda çalıştı. Her biri 2.000 ila 10.000 kişiyi barındıran yüzlerce çalışma kampını içeren Gulag’daki koşullar acımasızdı. Zorlu hava koşullarında bile 14 saate kadar çalıştırılan mahkumlar; açlıktan, hastalıktan ve yorgunluktan ölüyordu. Bununla birlikte, çalışma kampları sadece Sovyet dönemine özel değildi. Bu sistem yüzyıllardır Rus İmparatorluğu tarafından kullanılıyordu. Rus İmparatorluğu, mahkumları vahşi bir şekilde hapsedip, ağır şartlarda çalıştırarak gelecekteki Sovyet Gulag sistemine ilham vermişti. Peki Gulag sistemi tam olarak nasıl işliyordu?
Gulag’daki “mahkumlar”
Rus devrimi sırasında Lenin, ana yargı sisteminin dışında işleyen siyasi hapishaneler kurmuştu. Ardından 1919 yılında ilk çalışma kampları açıldı. Bu çalışma kampları, Stalin’in yönetimi altında büyüdü ve Çalışma Kampları Yönetimi Baş İdâresi anlamına gelen Gulag’ın sisteminin temelleri atılmış oldu.
Bir Gulag’daki kadın mahkumlar, 1930’lar
Sovyet yönetimine karşı olanlar, siyasi mahkumlar, savaş esirleri, ve diğer suçlular çalışma kamplarına hapsediliyordu. Mahkumlar, soğuk hava şartlarında hastalıkla ve açlıkla mücadele etmek zorunda kalıyorlardı. Aylarca, bazen yıllarca ağır işlerde çalıştırıldılar. Rusya genelinde 5.000’den fazla çalışma kampı kurulmuştu. Bunların çoğu da Sibirya gibi çok uzak bölgelerdeydi.
Mahkumların kaldığı bir evin iç görünümü
Gulag mahkumları genellikle büyük inşaat projelerinde ücretsiz işçi olarak kullanıldı. Moskova Kanalı’nın inşası sırasında çalıştırılan 200.000’den fazla mahkumun binlercesi, zorlu koşullar nedeniyle hayatını kaybetti.
1929’da tutuklanan Varlam Shalamov
Yazar, şair ve gazeteci olan Varlam Shalamov, 1907’de Vologa’da doğdu. Shalamov, Leon Troçki ve Ivan Bunin’in destekçisiydi. Troçkist bir gruba katıldıktan sonra 1929’da tutuklandı. Bunun üzerine Butrskaya hapishanesine gönderilerek, hücre hapsinde yaşamak zorunda bırakıldı. Daha sonra serbest bırakılan Shalamov, Stalin karşıtı literatürü yaydığı için yakalanarak tekrar mahkum edildi. Nihayet 1951’de Gulag sisteminden serbest bırakıldıktan sonra, çalışma kampındaki yaşam hakkında Kolyma Masalları’nı yazdı. 1974 yılında hayatını kaybetti.
1932’de tutuklanan Yury Dombrovsky
Rus bir yazar olan Yury Dombrovsky, Yararsız Bilgi Fakültesi ve Eski Eserlerin Bekçisi gibi dikkat çeken eserlerin sahibiydi. Dombrovsky, 1932’de Moskova’da öğrenciyken tutuklanarak Alma-Ata’ya sürgüne gönderildi. Birkaç kez daha serbest kalıp tutuklanan Dombrovsky, diğer mahkumlar gibi kötü üne sahip çalışma kamplarına gönderildi. 18 sene hapis yatan Dombrovsky, nihayet 1955’te serbest bırakıldı. 1978’de bir grup kimliği belirsiz adam tarafından ciddi şekilde dövüldükten sonra hayatını kaybetti.
1934’te tutuklanan Pavel Florensky
Rus bilge Pavel Florensky, 1882’de doğdu. Matematik, bilim, mühendislik ve geniş felsefe bilgisine sahip bir rahipti. Florensky, 1933’te devleti devirmeye teşebbüs suçuyla tutuklandı. Suçlamalar doğru olmasa da Florensky, tehdit ve baskı yoluyla olmayan suçunu itiraf etti. Ardından 10 yıl hapis cezasına çarptırılarak diğer mahkumlar gibi çalışma kamplarına gönderildi. 1937’de, bir Rus azizi olan Sergei Radonezhsky’nin yerini açıklamadığı için ölüm cezasına çarptırıldı. Diğer 500 kişiyle birlikte 8 Aralık 1937’de vurularak öldürüldü.
1938’de tutuklanan Sergei Korolev
Sergei Korolev, 1950’ler ve 1960’larda SSCB ile ABD arasındaki uzay yarışında başrol oynayan bir Rus roket mühendisiydi. Sergei, kurumun birçok liderinin tutuklandığı ve işkence gördüğü Jet Propulsion Araştırma Enstitüsü’nde çalışıyordu. 1938’de, “Sovyet karşıtı bir karşı-devrimci örgütün üyesi” olduğu gibi sahte bir suçlamayla tutuklandı. Sergei, diğer mahkumlarla birlikte işkence gördü ve 6 yıl hapis yattı.
1946’da tutuklanan 14 yaşındaki Aili Jurgenson
Aili Jurgenson, arkadaşı Ageeda Paavel ile birlikte bir savaş anıtını havaya uçurduktan sonra tutuklandı. 8 Mayıs 1946’da tutuklandığında sadece 14 yaşındaydı. Estonyalı Aili, Sovyetlerin Estonya’yı işgalini protesto ediyordu. Aili, Komi’deki bir Gulag çalışma kampına yollandı ve 8 yıl boyunca Estonya’dan sürgün edildi. Kamptayken, Estonyalı ve siyasi aktivist Ulo Jogi ile evlendi.
Peder Simeon ve Peder Antonii de mahkumlar arasındaydı
Sibirya’da Dubches nehri yakınlarındaki bir manastır karakolu, gizlice münzevileri ve köylüleri barındırıyordu. Manastırlar, Sovyet hükümeti altındaki zulümden kaçmak için Ural Dağları’na taşınmıştı. 1951’de yasa dışı olarak inşa edilen manastırlar, bir uçak tarafından tespit edildi. Bunun üzerine binalar yıkıldı, malları yok edildi ve içinde barınan herkes yargılanarak mahkum edildi. Birçoğu Gulag’a gönderildi ve Peder Simeon kamplardan birinde öldü.
1951’de, Dubches Manastırlarının rahibeleri tutuklandı
Keşişler, rahibeler ve bazı köylüler, Ural Dağları’ndaki manastırlara sığınıyordu. Manastırlar 1951’de tespit edildiğinde, kadınlar ve gençler de dahil olmak üzere içinde barınan herkes yargılandı. Rahibeler de tutuklanarak, diğer mahkumlarla birlikte Gulag’a gönderildi.
Matvei Berman ve Gulag kamp şefleri
Matvei Berman, 1929’da Gulag sisteminin geliştirilmesine yardımcı oldu. Bunun ardından, 1932’de Gulag’ın Başkanı oldu. Lenin Nişanı ile ödüllendirildiği Beyaz Deniz-Baltık Kanalı inşaatı da dahil olmak üzere çeşitli projeleri yönetti. Berman, Gulag’daki 15 büyük projede çalışan 740.000’den fazla mahkumdan sorumluydu.
Gulag çalışma kamplarındaki mahkumların kesin sayısı bilinmiyor. 1929-1953 döneminde 18 milyondan fazla insanın hapsedildiği ve milyonlarcasının korkunç koşullara yenik düştüğü tahmin ediliyor.
Kaynak 1