Türk bilim insanları, ülkemizi dünya çapında temsil ederek bizleri gururlandırmaya devam ediyor. Stanford Üniversitesi Radyoloji Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak görev alan Dr. Gözde Durmuş, mikrobiyoloji ve genetik alanlarında yaptığı çeşitli araştırmalar ile tıpta ve biyolojide çığır açmaya devam ediyor. 2015 yılında MIT Technology Review Dergisi‘nin her sene seçtiği ’35 Yaş Altı Yenilikçiler Listesi’nin öncüler kategorisinde yer alan Dr. Durmuş, Stanford Universite’sinde kendi laboratuvarını kurmuş olmanın gururunu yaşıyor.
Dr. Gözde Durmuş, şimdiye kadar Stanford Universitesi’nde kendi laboratuvarını kurabilmiş 3 Türk’ten biri
Dr. Durmuş; doktorasını 2013 yılında Brown Üniversitesi’nin Biyomedikal Mühendisliği alanında tamamladı. Ardından, doktora sonrası araştırmalarını için Stanford Üniversite’sinde Ronald W. Davis ve Prof. Lars Steinmetz ile birlikte Genome Teknoloji Merkezi’nde çalıştı. Şimdilerde, Stanford Üniversitesi Radyoloji Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak görev yapan Gözde Durmuş, okulun bünyesinde kendi laboratuvarına sahip ve araştırmalarını tüm hızıyla sürdürüyor.
Dr. Gözde Durmuş, kanserin erken teşhisi için geliştirdiği hızlı ve ucuz bir alet ile dünyaca üne kavuşmuştu. Araştırmaları genellikle, nano ve mikro teknolojilerin kanser ve antibiyotik direnci gibi önemli vakalara uygulanması üzerine yoğunlaşıyor
Dr. Durmuş, tasarladığı bu cihazın 20 dakikada kanser teşhisi yapabileceğini ve maliyetinin de yalnızca 1 dolar olduğunu söylüyor. Dr. Gözde Durmuş bu araştırma ile her hücrenin farklı ve “kendine has” bir manyetik özelliği olduğunu gözlemlediklerini belirtiyor. Bu farklı manyetik özelliklerden yararlanarak yerçekimsiz alanda hücreleri uçurarak ayrışmasını sağlayan cihaz, kanserli hücreleri ayırt etmek ve hastalığın erken tespiti için kullanılıyor.
Dr. Durmuş, hücrelerin farklı manyetik özelliklerini şu şekilde vurguluyor: “Örneğin, bu çalışmamızla meme kanseri hücrelerinin diğer kanser türlerine göre daha hafif ve daha az manyetik hassasiyeti olduğunu gösterdik. Ayrıca, değişik kolon kanseri hücrelerinde ilginç noktalar gözlemledik. Örneğin, kökenleri farklı olan kolon kanseri hücreleri (adenocarcinoma ve carcinoma), geliştirdiğimiz alette farklı yoğunluk ve manyetik hassasiyet gösterdi.”
İlkokul 3. sınıfta bir enfeksiyon hastalığına yakalanan ve antibiyotik direnci gösteren Dr. Durmuş, biyolojiye hastalığı sayesinde ilgi duymaya başladığını söylüyor
Antibiyotik direnci sebebiyle tedavisinin 3 sene sürdüğünü vurgulayan Durmuş, bu konuda da araştırmalarını sürdürüyor. Tedavisi süresince çeşitli antibiyotikler deneyen Dr. Gözde Durmuş, hastalar için hangi antibiyotiğin işe yarayacağının daha kısa bir sürede belirlenmesini amaçlayan bir sistem geliştirdi. Manyetik levitasyonla uçurulan hücrelere ilaç taraması uygulayan sistem, ilaca direnç gösteren hücrelerin havada kaldığını gösteriyor.
Dr. Durmuş geliştirdiği test hakkında şu ifadelerde bulunuyor: “Bir saatlik bir ilaç tarama testi bu. Bakterilerde önemli bir konu ilaç belirleme. Bakteri için hastaya bir antibiyotik verileceği zaman bakteriden kültür alınıyor, o kültür 2-3 gün hastane ortamında büyütülüyor, bu işlemle hangi antibiyotik işe yarayacak o anlamaya çalışılıyor. Benim çalışmamda ise örneklerdeki bakteri tespit edildikten sonra bir saat içinde hangi antibiyotiğin kullanılması gerektiği belirlenecek.”