Altılı Masa’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Goebbels’le ilgili söylemlerinden sonra Nazi Almanya’sında Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmış olan Joseph Goebbels kimdir merak konusu oldu. Joseph Goebbels, enerjik ve coşkulu hitap etme yeteneği, kalabalıkların karşısında konuşma becerisi ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan isimli tekniğini usta bir şekilde kullanması ile biliniyordu. Gelin Joseph Goebbels kimdir birlikte bakalım.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Hitler Uğruna Kocasıyla İntihar Etmeden Önce 6 Çocuğunu Öldüren Magda Goebbels”
Nazi Partisi’yle ilk kez 1923’te tanıştı
Hitler’in Propaganda Bakanı kimdir? Bu sorunun cevabı Paul Joseph Goebbels’dir. Goebbels, 29 Ekim 1897’de Almanya’nın Mönchengladbach’ın Rheydt isimli kasabasında dünyaya geldi. Joseph, Albertus Magnus Society’nin bursuyla Münih, Freiburg, Würzburg ve Bonn Üniversitelerinde tarih ve edebiyat okudu. 1923 yılında Nazi Partisi ile tanıştı.
1924 yılında Völkische Freiheit gazetesinde yayın yönetmenliği pozisyonuna geldi. 1925 yılında ise Nazi Partisi’ne katıldı. Parti içinde hızlı bir şekilde yükseldi. 1926 yılında Adolf Hitler ile birebir görüştü ve partinin Berlin bölge sorumlusu oldu. SA ve Nazi gazetelerinin yardımları sayesinde ülke içindeki komünist ve sosyalist partilere dair kışkırtıcı yazılar yazdı. Daha sonra ise Nationalsozialistische Briefe gazetesinde yazı işleri müdürü pozisyonuna atandı. 28 Ekim 1926 yılında büyük bir yükseliş yaşadı ve Der Angriff gazetesinin yayın yönetmeni oldu.
Bu hızlı yükselişin ardından Goebbels, 20 Mart 1928 yılında Parlamento’ya girmeyi başardı. 1930 yılında ise Reich Propaganda Sorumlusu oldu. 1933 yılında Naziler iktidara geldi ve Goebbels, “Kamuoyunu Bilgilendirme ve Propaganda Bakanı” olarak göreve başladı. Yaptığı ilk iş ise Yahudi yazarların yazdığı 20 binden fazla kitabı Berlin’deki meydanda yaktırmaktı. İlerleyen zamanla birlikte Almanya’daki bütün haber kaynaklarının kontrolünü eline geçirdi.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Nazi İdeolojisi: Nazi Almanyası’nın Vampirler, Kurt Adamlar ve Paganizm Hakkındaki Doğaüstü İnançları”
Medyanın tüm kontrolüne sahipti
Propaganda Bakanlığı’nın ilk görevi işgal edilen ülkelerdeki yayın tesislerini devralmak ve işgal altındaki halkın güvenini kazanmak için mevcut spikerleri kullanarak hazırlanan materyalleri yayınlamaktı. Joseph Goebbels ve departmanı, hem işgal edilen ülkelerdeki hem de Almanya’daki medyanın her yönünü kontrol etti.
Bu süre zarfında gösteriler, konuşmalar ve parti mitingleri devam etti; kısa propaganda filmleri yapıldı ve radyoda konuşmaları yayınlandı. Savaşın ilerlediği süreçte Hitler, daha az yayın ve halka açık gösterim yaptı. Bu yüzden Joseph, her geçen gün artarak Nazi rejiminin sesi oldu. 1940 yılının Mayıs ayından itibaren yazdığı başyazılar radyoda yüksek sesle okundu ve Das Reich’da yayınlandı. Radyonun en etkili propaganda aracı olduğunu bilse de filmlerin de etkili bir propaganda aracı olduğunun farkındaydı.
1942 yılının sonlarına doğru Joseph, filmlerinin %80’inde hafif eğlence ve %20’sinde propaganda olmasına karar verdi. 1942 yılının Kasım ayında Gau’nun Reich Savunma Komiseri olarak atandı. 15 Ocak 1943 yılında ise Hitler tarafından Hava Saldırısı Hasar Komitesi’nin en üst kademesine getirildi. Nazi Almanyası’nın savaşı kaybetmesi kesinleştikten sonra Joseph intihar etti.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Irkçılığın Korkunç Yüzü: Almanya’daki Solingen Faciası Hakkında Bilmeniz Gerekenler”
Büyük Yalan Teorisi nedir?
Goebbels’in Prensibi olarak da bilinen Büyük Yalan Teorisi; eğer yanlış olan bir şey birden çok kez tekrarlanırsa, kişi yanlış olarak sunulan şeyi doğru kabul edecektir. Geçmişten günümüze insanlar bilgiyi topladıktan sonra ya kabul ederler ya da inanmayı reddederler. İnsanlar sürekli güçlü kişilere ve etrafında olan insanlara ihtiyaç duyarlar. Hal böyle olunca, hiç fark etmeden onlara itaat eder hale gelirler ve bir noktadan sonra dedikleri şeylere inanmaya başlarlar. Bu şeyler ilk başta yanlış gelebilir, ancak zamanla bilinçaltında doğrulanır. Sürekli aynı şeyleri duyan bir insanın zihni ister istemez bulanır ve bir süre sonra bunları doğru olarak kabul etmeye başlar.
Günümüzde de siyaset ve medya başta olmak üzere bu yalan teorisi uygulanmaktadır. Örneğin; Farklı ülkelerin askeri eylemleri ile ilgili Türkiye’de yapılan haberler ile Amerika’da veya Rusya’da yapılan haberler birbirlerinden çok farklıdır. Dolayısıyla, vatandaşlar ülkelerinde yapılan haberlere ve siyasetçilere inanarak bu propagandaların bir parçası haline gelir.