Günümüzde her ne kadar popülerliğini yitirmiş olsa da geçmişte, masa oyunları bir hayli popülerdi. Özellikle satranç ve dama gibi strateji oyunları dünyanın pek çok yerinde ilgi görüyordu. Kökeni Çin’e uzanan ve tüm Asya’yı etkisi altına alan bir oyun daha var; Go oyunu. 4 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Go oyunu, dünyanın bilinen en eski zeka ve strateji oyunlarından biri. Go oyunu nedir, nasıl oynanır, go oyununun felsefesi nedir? Hep birlikte bakalım.
Bugün dünya üzerinde oynanan en eski oyun olan Go oyununun kökeni Çin efsanelerine göre kral Yao’ya dayanıyor;
Bu efsanelere göre Yao oğluna astronomiyi öğretmeye çalışıyor ancak bir türlü oğlu yıldız sistemlerini anlayamıyor. Bunun için bir tahta üzerine taşları dizerek açıklamaya çalışıyor ve go oyunu Çin’de bu şekilde wéiqí ismiyle doğuyor.
Go’nun kökenine ait kesin bulgular ise bundan 2500 yıl öncesine, Çinli kralların birbirleri ile savaştıkları yıla ait;
Çin tarihinde ayrı bir öneme sahip olan Tang Hanedanlığı zamanında ise go ilk altın çağını yaşamaktaydı. Bu hanedanlık döneminde go oyunu saraya kadar girmişti. Bu hanedanlık zamanında Çin kültürü en yüksek seviyeye ulaşmıştı ayrıca gelişmiş bir bürokrasi sistemi de kurulmuştu. Bu bürokratik sistem çok sayıda eğitimli bürokatı içinde barındırıyordu ve bu durum yeni bir elit kesimin doğmasına yol açtı. Bunlar da dönemin diğer elit kesimleri gibi go ile yakından ilgilenmekteydiler. Oyuna olan ilgi ileriki hanedanlıklar zamanında da devam etti. Song kralı Huizong ve Ming başbakanı Zhang Juzheng gonun ateşli tutkunlarıydı. Krallık rejiminin 1911’de yıkılması ile (Çin’in diğer bütün toplumsal değerleri gibi) go oyunu da toplum içindeki önemini kaybetti. Ancak Kültür Devrimi’nden sonra tekrar toplumun gözünde hakettiği değeri kazanmaya başladı.
Go oyunu nedir ve nasıl oynanır?
Go, iki kişi tarafından tahta üzerinde oynanan bir zeka ve strateji oyunu. Oyunda siyah ve beyaz renklerdeki küçük ve yuvarlak taşlar kullanılır. Oyuna siyah başlar. Siyah taşın kim olacağını karar vermek içinse; öncelikle beyaz oyuncu eline birkaç tane taş alır sayısını bilmeden. Siyah oyuncu ise, beyaz oyuncunun elinde bulunan taşların sayısının tek mi yoksa çift mi olduğunu tahmin etmeye çalışır. Eğer doğru tahmin ederse, siyah oyuncu siyah oyuncu olarak kalır. Eğer bulamazsa beyaz oyuncu, siyah oyuncu olur. Ve siyah oyuncu oyuna başlar. Sırası gelen oyuncunun kendi taşını oyun tahtasındaki mümkün olan bir yere yerleştirmesiyle oyun devam eder. Tahtaya konulan taşlar esir alınmadığı müddetçe oyun sonuna kadar hareket etmezler. Tüm taşlar aynı değere sahiptir ancak birbirleri arasındaki stratejik konum oyunun yapısını belirler. Oyun sonunda en çok alana sahip olan oyuncu oyunu kazanmış olur.
Go oyununun kuralları nelerdir?
Go, kuralları çok basit olmakla birlikte oldukça karmaşık bir oyundur. Go oyununda satrançtaki gibi taşların hareket kabiliyetleri sınırlı olmadığından bir taşı oynayabileceğiniz çok fazla yer vardır. Satranç oyununda ilk yarım hamle için 20 olasılık, ikinci yarım hamle için 20, tam hamle (bir beyaz bir siyah) için 400 olasılık vardır. Go oyununda ise ilk taş (siyah) için 361 olasılık, ikinci taş (beyaz) için 360 olasılık, toplam 129.960 olasılık vardır. Hamle çeşitliliği o kadar çoktur ki bir go oyuncusunun ustalaşma evresi ömrünün sonuna kadar sürebilir.
Oyunun temel amacı şu şekilde özetlenebilir;
Bir benzetmeyle açıklamak gerekirse: İki general bir bölgeyi kontrol altına almak istemektedir. Bunun için ilk önce gözetleme kuleleri dikerler ve sonra da kendileri için güvenli bir pozisyon kurmaya çalışırlar. Oyunun amacı rakibi tamamen ortadan kaldırmaktan veya taşlarını esir almaktan çok onun karşısında avantajlı bir konuma geçmek, kendi taşlarınızla mümkün olabildiğince çok alanı kontrol altında tutmaktır.
Go oyununun felsefesi nedir?
Gonun felsefi yönünü ve kültürel değerini açıklayan çeşitli efsaneler bulunuyor. Bu efsanelerden biri, eski zamanlarda yaşamış bir Çin kralı oğluna disiplini, konsantrasyonu ve ruhsal dengeyi öğretmek için bu oyunu icat ettiği. Kralın oğlu büyüyünce büyük bir go oyuncusu olmakla kalmayıp aynı zamanda dengeli bir kişiliğe sahip bir kral oluyor.
Diğer bir efsaneye göre ise; eski Çin generalleri savaş alanını zihinlerinde daha iyi canlandırabilmek için yanlarında bir adet tahta ve çok sayıda taş götürüyorlardı ve oyunun kökeni de bu yönteme dayanıyordu. Bu efsanelerde gonun iki temel özelliğine vurgu yapılmaktadır; kendini, kişiliğini geliştirmek ve iki olgunun çarpışmasını resmetmek.
Go hakkındaki efsaneler çoğu kez, Taoizm’den kaynaklanan ve go oyununun da temel güçleri olan Yin ve Yang’a da değinirler.
Go sadece mantıkla kavranabilecek bir oyun değildir. Onun karmaşık ve derin yapısını anlamak için kuvvetli iç güdüler ve çok fazla tecrübe gereklidir. Bu noktada go Budizm’in “mantığa dayanan bir aydınlanma sadece aldatıcı bir aydınlanmadır” felsefesiyle de uyuşmaktadır.
Go oyununda aşırı cesaret ile korkaklık, güvenlik ile risk, saldırı ile savunma arasında mükemmel bir denge bulunur. Go ile diğer batılı oyunlar arasındaki en belirgin fark tamamen kazanma veya rakibi tamamen yok etme diye bir durumun olmamasıdır. Kazanan oyuncunun diğer oyuncudan farkı, tahta üzerindeki alanların büyük miktarına egemen olmasıdır. Kaybeden oyuncu tamamen yok olmuş değildir, sadece diğer oyuncudan daha az alan kontrol etmektedir.
Go çeşitli sebepler yüzünden uzunca bir süre sadece erkeklerin oynadığı bir oyun oldu
Turnuvaların kadınlara açılması ve kadın oyuncuların arasından gittikçe daha güçlü oyuncular çıkması, kadın go oyuncularının da erkek rakipleri kadar yetenekli olduğunu ispatladı.
Bonus: Eski masa oyunları ilginizi çektiyse, sizi “Viking Satrancından Ahlak Temelli Oyunlara: Geçmişin Eğlence Anlayışını Yansıtan 12 Masa Oyunu” isimli yazımıza alalım!
Kaynak: 1