Ana sayfa » Sağlıklı Yaşam » Düşündüğünüzden Daha Riskli! Gıdalarda Çapraz Bulaşma Nedir, Neden Olur, Nasıl Korunabilirsiniz?
Düşündüğünüzden Daha Riskli! Gıdalarda Çapraz Bulaşma Nedir, Neden Olur, Nasıl Korunabilirsiniz?
Çapraz bulaşma, gözle görülmez ama sağlığınız için oldukça büyük bir tehlike. “Bir şey olmaz”cılığı bırakıp, küçük hijyen adımlarıyla sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Günlük hayatımızda sağlıklı beslenme konusuna ne kadar dikkat etsek de, bazen hiç ummadığımız bir detay tüm emeğimizi boşa çıkarabilir. Özellikle mutfağa adım attığımızda, görünmeyen ama son derece etkili bir tehlike pusuda bekliyor olabilir: çapraz bulaşma. “Ne kadar kötü olabilir ki?” diye düşünmeyin; minicik bir bakteri, tüm yemeği mahvetmekle kalmaz, sağlığınızı da ciddi şekilde tehdit edebilir. Bu yazımızda çapraz bulaşma nedir, hangi durumlarda ortaya çıkar ve ondan nasıl korunabilir adım adım ele alacağız.
Çapraz bulaşma nedir?
Şimdi şöyle düşünün… Elinizde taptaze bir salata var, mis gibi yeşillikler, çıtır domatesler… Ama o da ne? Salatanın yanına az önce doğradığınız çiğ tavuğun suyu temas etmiş. İşte geçmiş olsun! Tüm o özenli hazırlıklar, bir damlacık mikropla boşa gitti. Adı: Çapraz bulaşma.
Kısaca açıklamak gerekirse; bakterilerin bir yüzeyden ya da yiyecekten başka bir yüzeye geçmesine çapraz bulaşma diyoruz. Yani sadece tavuk etiyle sınırlı değil; gıdalar, ekipmanlar hatta siz bile bu bulaşmanın taşıyıcısı olabilirsiniz. Ve hayır, sadece restoranlarda olmuyor bu olay. Evde, piknikte, hatta marketten alıp buzdolabına koyarken bile başımıza gelebilir. Ama daha bitmedi, çünkü çapraz bulaşma dediğimiz şeyin birkaç farklı çeşidi var ve her biri ayrı bir dikkat istiyor!
Çapraz bulaşma nerelerde olur?
Şöyle bir düşünün: “Ben zaten evde yemek yapıyorum, restoran değil burası. Ne olabilir ki?” diyeceksiniz. Ama gerçek şu ki, bu mikroplar dur durak bilmiyor. Bakın hangi aşamalarda pusuya yatmış olabilirler:
Tarım ve hayvancılık (yani üretimin en başı)
Hasat ya da kesim sırasında
Paketleme ve işleme sürecinde
Taşıma sırasında
Depolama sürecinde
Market veya pazarda
Son olarak evinizde ya da dışarıda yemek hazırlanırken
Yani sadece “mutfakta dikkatliyim” demek yetmiyor. Ürün size ulaşana kadar birçok yerden geçmiş olabilir ve siz farkında olmadan final dokunuşu yapıyor olabilirsiniz.
1.Gıdadan gıdaya bulaşma
Bu tür çapraz bulaşma, en sık karşılaşılan ve genellikle en tehlikeli olanıdır. Düşünün, çiğ tavuğun suları sebzeye damlıyor ya da yıkanmamış bir salatalık doğranmış sebzelerin yanına karışıyor. Geçmiş olsun…
Çiğ veya az pişmiş ürünler, genellikle şu kötü niyetli bakterileri taşıyor:
Salmonella
E. coli
Listeria
Campylobacter
Staphylococcus aureus (adı bile ürkütücü)
Riski yüksek gıdalar da cabası:
Yeşil yapraklı sebzeler
Filizlenmiş baklagiller
Pastörize edilmemiş süt
Yumuşak peynirler
Şarküteri ürünleri
Çiğ yumurta ve et ürünleri
2006 yılında ABD’de bir fast food restoranında yaşanan E. coli skandalı hâlâ hafızalarda. Sebep? Marul. Evet evet, o masum görünen marul tüm salatayı zehirli hale getirmiş ve yüzlerce insanı hastanelik etmişti.
Ve bir not: Artık yemekleri çok uzun süre buzdolabında saklamak da ayrı bir tehlike. 3-4 gün içinde tüketilmeyen artıklar, tam bir bakteri oteli hâline geliyor. Hele bir de o yemekleri birbirine karıştırıp “yeniden yemek” yaparsanız, risk ikiye katlanıyor.
2. Ekipmandan gıdaya bulaşma
Geldik en sinsisine… Bu tür bulaşma genellikle fark edilmiyor ama tehlikesi büyük. Şöyle düşünün: Çiğ eti doğradığınız tahtayı yıkamadan domates doğradınız. Ya da bulaşık süngeriyle önce çiğ tavuğun tabaklarını, sonra temiz çatal bıçakları yıkadınız. Bingo! Bakteriler partide!
Bazı yüzeyler bakterileri uzun süre saklayabiliyor:
Kesme tahtaları
Bıçaklar
Tezgahlar
Saklama kapları
Mutfak robotları
Hatta 2008’de Kanada’da bir et fabrikasında kesme makinelerinden yayılan listeria yüzünden 22 kişi hayatını kaybetti. Düşünün, sadece bir makineden tüm ülkeye yayılabilecek kadar güçlü bu mikroplar!
Evde de benzer durumlar yaşanabiliyor. Bir çalışmada yaşlıların kesme tahtasını sabunla yıkama oranı oldukça düşük bulunmuş. Gençler ise bilgi eksikliğinden dolayı riski fark etmiyor.
Ve ev yapımı konserveler… Özellikle yanlış sterilize edilmiş konserve patatesler 2015 yılında 22 kişiyi botulizmle hastanelik etti. Yani sadece “el yapımı” demek güvenli değil.
3. İnsandan gıdaya bulaşma
Bu kısmı yazarken biraz ürküyor insan çünkü evet, biz de bulaştırıyoruz.
Çiğ ete dokunup elinizi yıkamadan sebzeye geçmek
Öksürüp/hapşırıp sonra mutfağa dönmek
Telefonla uğraşıp sonra yemek yapmaya devam etmek
Kirli önlükle elleri kurulamak
Hepsi riskli!
2019’daki bir çalışmaya göre, sadece %58’imiz yemek yapmadan önce ellerimizi yıkıyoruz. Ve sadece %48’imiz öksürdükten sonra ellerimizi yıkıyor! Bir de telefon ekranlarının bakteriden geçilmediğini düşünürsek…
Ama moral bozmak yok! 2025 yılındayız ve artık gıda güvenliği konusunda eğitimler ciddi fark yaratıyor. Evde ve iş yerinde alınan hijyen eğitimi sayesinde bulaşma oranları büyük ölçüde azalıyor.
Çapraz bulaşma deyince, aklınıza hemen “zehirlenme” gelmeli. Ama bu zehirlenme bir anda karnınızı tutup kıvranmanız şeklinde olmayabilir. Belirtiler bazen sinsi sinsi yaklaşır. İşte onlardan bazıları:
Hafif mide bulantısı mı var?
İştahınız mı kaçtı?
Başınız ağrıyor ama anlam veremiyorsunuz?
Hafif bir ishal başladı ama ‘geçer’ deyip önemsemediniz mi?
Sürpriz! Bunların hepsi çapraz bulaşmanın tetikleyebileceği ilk sinyallerden. Üstelik bazen o kadar geç ortaya çıkar ki, “Ben ne yedim de böyle oldum acaba?” diye kafayı yersiniz… Oysa o suçlu, 10 gün önceki o lazanyanın içine kaçmış minicik bir bakteri olabilir!
Amaaa işin kötü tarafı şu: Belirtiler burada kalmayabilir. Eğer vücudunuz biraz daha hassassa ya da bağışıklığınız yorgunsa, işler ciddileşebilir:
3 günden fazla süren ishal
Kanlı dışkı
Yüksek ateş
Şiddetli susuzluk (dehidrasyon dedikleri olay bu işte)
Hatta bazı ağır vakalarda organ yetmezliği ve ne yazık ki ölüm gerçekleşebilir. Uyarı: Eğer belirtiler 1-2 günden uzun sürerse ya da kötüleşirse, lütfen ama lütfen “geçer ya” demeyin. Doktorunuzun kapısını çalın.
Kimler daha fazla risk altında?
Şöyle düşünün, bu bakteriler sinsi ninja gibi. Herkese bulaşabilir ama bazı kişilere karşı özellikle acımasızlar: Hamileler, çocuklar, 65 yaş ve üzeri bireyler, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler (HIV hastaları, kanser tedavisi görenler, diyabet kontrolü zor olan bireyler). Yani bu gruplardan birindeyseniz ya da bu gruplarla aynı evde yaşıyorsanız, mutfakta hijyen konusunda biraz titizlik değil, bolca titizlik şart!
Çapraz bulaşmadan korunmanın altın kuralları
Alışveriş yaparken:
Tarihi yaklaşmış ürünleri hemen tüketecekseniz alın. “Ucuzmuş” diye dolaba atıp unutmayın.
Çiğ etleri market poşetlerine ayrı koyun. Yumurta da buna dahil!
Eve gelince çiğ etleri buzdolabının en alt rafına, tercihen ağzı kapalı bir kap içinde yerleştirin. (Üst raflara koyarsanız sızarsa, tüm dolaba yayılır.)
Mutfakta yemek hazırlarken:
Çiğ etle uğraştınız mı? Bitti mi? Eller hemen 20 saniyelik sabunlu duş alsın!
Aynı şey hayvan sevdikten, öksürdükten, telefona dokunduktan sonra da geçerli. (Cidden, telefon bakterilerin yazlık evi gibi!)
Et ve sebzeleri aynı tahtada kesmeyin. Mümkünse farklı renkli kesme tahtaları alın. (Bonus: Mutfak da şık durur!)
Süngerinizi haftalarca kullanmayın. Hijyenik görünse de, bakteriler parti veriyor olabilir!
Etin iç sıcaklığını ölçün. “Dışı pişmiş görünüyor” tuzağına düşmeyin. Gıda termometresi bu işin kahramanı.
Pişirdikten sonra:
Artan yemekleri 2–3 gün içinde tüketin. “Dur dolapta dursun belki yerim” cümlesi, çöp kutusuna giden ilk adım olabilir. Yeniden ısıtacaksanız içini dışını sıcacık yapın.