Hayatın vazgeçilmezlerinden biri: İletişim. İletişim denilince ise, ilk olarak aklımıza gelen şey, sözlü iletişim; ve bunu yapmamıza olanak sağlayan “kelimeler”dir. İletişimde kelimelerin gücü yadsınamaz; iyi iletişimin koşulu çok kelime bilmek de olabilir; ancak kesinlikle çok kelime kullanmak değildir.
Şimdi tarihin tozlu sayfalarını bir parça aralıyoruz ve sizi, iletişimin ne demek olduğunu; seçilmiş kelimelerin gücünü kanıtlayan ölümsüz bir konuşmanın hikayesiyle baş başa bırakıyoruz…
Amerika Birleşik Devletleri’nin 16. başkanı Abraham Lincoln, tarihsel değerlendirmelerde en iyi ABD Başkanlarından biri olarak kabul edilir.
Lincoln, Cumhuriyetçi Parti’nin ilk başkanıdır ve görev yaptığı süre boyunca ülkesinin birliğini korumuş; daha önemlisi de köleliğe bir son vermiştir.
Ve onun ünlü Gettysburg Hitabesi de, Amerikan tarihindeki en kuvvetli konuşmalardan biridir.
Amerikan İç Savaşı’nın en kanlı çarpışması olan Gettysburg Muharebesi’ni Birlik’in kazanması, aslında Amerika Konfedere Devletleri’nin bağımsızlık çabasına indirilmiş bir darbeydi. Ama Birlik Güçleri’nin asker sayısı giderek azalıyordu ve daha fazla asker lazımdı. Lincoln, 1863’te bu amaçlı bir seferberlik çağrısı yaptı. Seferliğin duyurulmasıyla birlikte de, hükümete karşı bir isyan çıktı.
Lincoln’ün yaptığı 1863 tarihli konuşmanın amacı, hükümete karşı çıkan isyanı bastırmak; daha doğrusu halkı sakinleştirmek ve savaşa karşı birlik ruhunu kuvvetlendirmekti.
Ve bu konuşma şu şekildeydi:
“87 yıl önce atalarımız bu kıtada, özgürlük içinde bütün insanların eşit yaratıldıkları ilkesine inanarak yeni bir ulus yarattılar. Şimdi bizler böyle bir temel üzerine kurulmuş herhangi bir ulusun ayakta kalıp kalamayacağını test eden büyük bir iç savaşın içindeyiz. Şu anda büyük bir çarpışmanın gerçekleştiği bir alanda bulunuyoruz. Biz buraya, bu alanın bir parçasını, bu ulusun yaşayabilmesi için canlarını verenlere son bir istirahatgâh yeri olarak armağan etmeye geldik. Bir diğer taraftan, bu toprağı kutsamamız, kutlu kılmamız mümkün değildir. Burada çarpışarak hayatını feda etmiş insanlar, burasını öylesine kutlu kılmışlardır ki ona bir şey eklemek ya da ondan bir şey eksiltmek bizim gücümüzün üstündedir. Dünya burada söylediklerimize az önem verse de, umursamasa da, o insanların burada yaptıklarını hiçbir zaman unutmayacaktır.
Burada bundan böyle kendini esas adaması gerekenler hayatta kalmış olanlardır. Bu bitmemiş görevi, bu cesur insanların bu kadar ilerlettiği noktadan alıp daha ileriye taşımalıyız. Biz hayatta kalanlar, işte bu görevi sırtlanıp, burada hayatını vermiş olanların fedakarlığından aldığımız kuvvetle daha çok ilerlemek zorundayız ki bu insanların bir hiç uğruna ölmediğini ispatlayalım. Tanrı’nın şahitliğindeki bu ülkenin yeni bir özgürlük doğuşu yaşamasını sağlayalım ve halkın, halk tarafından halk için yönetimi olduğu bu devlet yeryüzünden silinmesin.”
Lincoln’ün bu tarihe geçen konuşması bugün, onun anıt mezarının doğu duvarında bulunmaktadır.
Abraham Lincoln, büyük bir dikkatle hazırlamış olduğu bu konuşmayı, sadece 271 kelime kullanarak ve yaklaşık 2 dakikada bitirmişti.
Lincoln zaten dinlemekten sıkılmış olan kalabağı daha fazla sıkmamak için, konuşmasında 10 cümleyi geçmemiştir.
Ve konuşmadan bir sonraki gün gazeteler, bu kısacık konuşmanın 5 kez alkışlarla bölündüğünü; bitimindeyse büyük bir alkışın koptuğunu yazdı.
Yani Lincoln’ün kısa ama inanılmaz etkili konuşması, ölümsüz bir konuşma olmuştur.
Lincoln’ün hitabet yeteneği ve üstün zekasının bir kanıtı olan bu konuşma, aslında iletişimde kelimelerin gücünü gözler önüne sermektedir…
Belki de ne kadar az, o kadar iyi. Bir düşünsenize; bize gönderilen uzun mailleri okurken ne kadar zorlandığımızı ya da tarafımıza yapılan uzun konuşmaların bizi ne ölçüde etkilediğini…