15. yüzyılda yaşayan Shipton isimli İngiliz rahibe, gelecekte Londra siluetini yüksek binaların dolduracağını iddia etmişti. Ünlü bilim kurgu yazarı Arthur C Clarke, 1967 yılında insanların bir süre sonra uzaktan çalışmaya başlayacağını dile getiriyordu. Kısacası günümüzden uzun zaman önce yüksek öngörü sahibi bazı kişilerin ortaya attığı ve o dönemlerde hayli tuhaf görünen bazı kehanetler, bugün gündelik yaşamlarımızın sıradan unsurları konumunda. Ancak gerçekten de çılgınca kehanetlerde bulunmaktan kendilerini alıkoyamayan kâhinlerin sayısı da az değil. Bu nedenle tarih, son derece saçma, akıl dışı, ilginç ve en önemlisi hiç gerçekleşmeyen kehanetler ile dolu! İşte 1000 yılı kıyamet tahmininden 1524 sel felaketine, hiçbir zaman gerçekleşmeyen 7 kehanet.
Günümüzden yüzlerce yıl önce yazılan ancak genel Hristiyanlık anlatısına ve İncil içerisine dâhil edilmeyen bazı dini metinler, İsa peygamberin doğumundan tam 1000 yıl sonra kıyamet kopacağı kehanetinde bulunuyordu!
999 yılına gelindiğinde bu korkutucu kehanet, Hristiyan topluluklardaki sosyal yaşamı da ciddi şekilde etkiledi. Özellikle Avrupa’daki fanatik Hristiyanlar, cennete girebilmek ve yaklaşan kıyametten korunabilmek için evlerini ve ülkelerini geride bırakarak Kudüs’e doğru yola koyuldu. Elbette bu hac yolcuları, 1000 yılı kıyamet kehanetinin tarihteki gerçekleşmeyen kehanetler içerisine dâhil olacağını bilemezdi!
2. İspanyol kraliyet komitesinin Kristof Kolomb kehaneti
İtalyan kaşif Kristof Kolomb 1486 yılında İspanyol kralının huzuruna çıktı. Planladığı keşif seferi için, kraliyetin desteğini talep ediyordu. Dönemin İspanya Kralı Ferdinand ise bu konuda kraliyet komitesindeki bilim insanlarına danışmak istediğini söyledi. Kolomb’un çıkacağı seyahatin faydalı olup olmayacağını öğrenmek istiyordu.
İşte Kral Ferdinand’ın bu talebi üzerine kraliyet komitesindeki bilim insanları, tarihe geçecek denli kusurlu bir kehanette bulundu! Komitedeki kişiler, krala bu yolculuğu desteklemenin gereksiz masraftan başka bir şey olmayacağını ve Kolomb’un işe yarar hiçbir şey bulamayacağını söylediler! Oysa Kolomb, bu seferin sonunda her türlü doğal kaynak bakımından oldukça zengin, yepyeni bir kıta keşfedecekti!
3. Johannes Stöffler’in 1524 sel kehaneti
Alman matematikçi ve gök bilimci Johannes Stöffler, 1499 yılında son derece korkunç bir kehanet ortaya attı. 1524 yılının 20 Şubat günü, büyük bir sel felaketi yaşanacağını ve dünyanın yok olacağını söylüyordu. Bu sıra dışı kehanetin temel dayanağını ise Alman bilim insanının astroloji çalışmaları oluşturuyordu.
Stöffler tarafından ortaya atılan bu kehanet Avrupa’da kısa sürede yayıldı. 1524 yılı yaklaşırken sel felaketinden kurtulmak için harekete geçen insanların sayısı da artıyordu. 1524 yılının 20 Şubat’ından önce imkânı olan Avrupalılar kaçabilecekleri en yüksek noktalara çekildi. Bu insanların arasında önemli Avrupa devletlerinin kralları da vardı. Bulundukları bölgeyi terk etme imkânı olmayanlar ise irili ufaklı gemiler inşa etmeye başladı. Onu da yapamayanlar, korku ve çaresizlik içerisinde beklemeye koyuldu. Neyse ki Stöffler tarihteki başarısız kâhinlerden biriydi…
4. William Whiston’ın kuyruklu yıldız kehaneti
1667 yılında İngiltere’de dünyaya gelen William Whiston, çok yönlü bir bilim insanıydı. Tarih, matematik, ilahiyat ve doğa felsefesi, ilgi alanlarından yalnızca birkaçıydı. Bununla birlikte gök cisimlerini özellikle de kuyruklu yıldızları izlemek, en büyük eğlencesiydi. İşte bu sıra dışı hobisi, İngiliz bilim insanının tarihteki başarısız kâhinler listesine dâhil olmasına sebebiyet verecekti…
Whiston, 1736’da bir kuyruklu yıldızın Dünya’ya çarpacağını ve gezegendeki yaşamı yok edeceğini söylemişti. Bilim insanının bu kehaneti, Londra’da müthiş bir paniğe neden olmuştu. Ancak Whiston’un kehaneti hiçbir zaman gerçekleşmedi.
5. Cadwallader C. Washburn’ün Alaska kehaneti
Rusya ile Amerika Birleşik Devletleri 1876 yılında Alaska’nın satışı konusunda anlaşmaya vardı. Böylece ABD, Rusya’ya 7.2 milyon dolar ödeyerek Alaska’yı kendi toprağı haline getirdi. Ancak bu alışveriş, öngörü sahibi olmasıyla tanınan Amerikalı politikacı Cadwallader C. Washburn’ün pek hoşuna gitmemişti!
Washburn, Alaska’nın ABD’ye prestij, zenginlik ya da güç kazandırmayacağını, bu da yetmezmiş gibi büyük bir masraf kaynağı olacağını ileri sürüyordu. Ancak Alaska bugün ABD’nin en zengin eyaletlerinden biri konumunda. Çok sayıda doğal kaynağa ev sahipliği yapan coğrafya, turizm açısından da popüler bir destinasyon!
6. Ferdinand Foch’un savaş uçağı kehaneti
1868’den 1923’e kadar Fransız ordusunda görev yapan Ferdinand Foch, kara savaşları konusunda hayli maharetli bir askerdi. Ancak iş hava savaşlarına geldiğinde başarısız bir kâhine dönüşüyordu! 1911 yılında, uçakları ilginç oyuncaklar olarak tanımlamış, askeri açıdan bir değerleri olmayacağını dile getirmişti… Fransız donanması biraz da ironik bir şekilde 1959 yılında ordu envanterine dahil olan bir uçak gemisine Foch’un adını verdi…
7. Y2K kehaneti
Tarih, hiçbir zaman gerçekleşmeyen kehanetler ile dolu. Bu kehanetlerden pek çoğu günümüzden uzun zaman önce ortaya atılsa da, yakın geçmişte dile getirilen ve gerçekleşmeyen kehanetler de var. Bunlardan biri de Y2K problemi, 2000 yılı problemi, Y2K hatası veya milenyum hatası olarak da bilinen bir kehanet!
Bazı bilgisayar uzmanları ve yazılımcılar, 2000 yılı yaklaşırken büyük bir korkuya kapılmıştı! 2000 yılının ilk saniyelerinde dünya genelindeki pek çok önemli bilgisayar sisteminin çökeceğini düşünüyorlardı. Çünkü o dönemdeki bilgisayarların ve dijital cihazların pek çoğu, yılların yalnızca son iki hanesini kaydediyordu. Örneğin 1998 yılı, bu sistemlerde 98 olarak yer alıyordu. 2000 yılında girildiğinde sistem 00 şeklinde yenilenecekti. Bu nedenle bilgisayarlar ve elektronik cihazlar 2000 yılını 1900’den ayırt edemeyecek ve büyük bir dijital kıyamet yaşanacaktı…
2000 yılının ilk anlarında bilgisayar sistemleri ve bu sistemlerin kullanıldığı tüm yapılar çökecek; bankalar, borsalar ve finans sistemleri devre dışı kalacak, uçaklardan trafik ışıklarına kadar bu sisteme dâhil olan sayısız araç kullanılamaz hale gelecekti! Y2K sorunu, bazı dijital cihazlarda ufak çaplı sorunlara neden oldu. Ancak modern dünyayı dijital bir felakete sürüklemekten çok uzaktı…
