Ölüm, her canlı için son derece trajik bir olgu. Ancak bazı ölümlerin normalden çok daha üzücü olduğu da sugötürmez bir gerçek Pek çok müzisyen arkalarında tamamlanmamış besteler, söylenmemiş şarkılar ve üzgün milyonlar bırakarak hayata veda etti. Söyledikleri şarkılar, kurdukları müzik grupları ile müzik severlerin gönlüne taht kuran müzisyenlerden bazıları amansız hastalıklar, bazıları ise korkunç trafik kazaları yüzünden aramızdan ayrıldı. Ancak müzik ve sanat dünyasının bu kıymetli isimleri, genç yaşlarında aramızdan ayrılsalar da eserleri ve şarkıları hiçbir zaman unutulmadı. İşte, genç yaşta hayata veda ederek sevenlerini yasa boğan 7 Türk müzisyen…
1. Kazım Koyucu
7 Kasım 1971’de Artvin’de dünya gelen Kazım Koyuncu 1990’lı yıllardan itibaren çıkardığı albümlerle geniş kitleler tarafından tanınan ve sevilen bir müzisyen haline geldi. İlerleyen dönemde rock müziği etnik ezgilerle harmanlamak büyük bir başarı yakalayan Koyucu, kendine has müzik tarzını oluşturmayı başardı. Ortaya koyduğu eserleri, albümleri ve konserleri milyonlarca insan tarafından büyük beğeni ile takip edildi. 2004 yılında, kansere yakalanması sevenlerinin büyük bir üzüntü yaşamasına neden oldu. Doktorların dinlenmesi ve kendisini yormaması yönündeki tavsiyeler, müzik tutkusunun önüne geçemedi ve sevilen müzisyen müzik çalışmalarını sürdürmeye ve konserler vermeye devam etti. Ancak ne yazık ki, 2005 yılında henüz 33 yaşındayken bu amansız hastalık nedeniyle hayatını kaybetti…
2. Uzay Heparı
24 Temmuz 1969 yılında İstanbul’da dünyaya gelen müzisyen, konservatuar eğitimini tamamladıktan sonra profesyonel müzik kariyerine başladı. Müzik yaşamı boyunca Sezan Aksu, Aşkın Nur Yengi, Zuhal Olcay ve Erol Büyükburç gibi Türk müziğinin önde gelen isimleri ile birlikte ortak çalışmalar gerçekleştirdi. Pek çok önemli müzisyen ile gerçekleştirdiği çalışmalarda besteci, aranjör ve söz yazarı olarak görev aldı. 1980’li yılların sonundan itibaren çok sayıda unutulmaz Türk pop müziği şarkısının altında imzası bulunan önemli bir müzisyen haline geldi. Ancak 1994 yılında geçirdiği korkunç bir trafik kazası nedeniyle başarılı müzisyen yalnızca 25 yaşındayken yaşamını kaybetti. Geride onlarca acılı hayranı ile birlikte Türk müziğinde yeri doldurulamaz bir boşluk bıraktı…
3. Barış Akarsu
2004 yılında bir televizyon kanalında düzenlenen müzik yarışması ile adını duyuran müzisyen kısa sürede tüm Türkiye’nin tanıdığı bir isim haline geldi. Kendisine has kuvvetli sesi ve rock müziğe getirdiği yeni soluk sayesinde milyonların dikkatini çekmeyi başardı. 2004 yılında çıkardığı “Islak Islak” isimli albüm ve aynı adlı Cem Karaca şarkısı ile milyonların beğenisini kazandı. “Düşmeden Bulutlarda Koşmam Gerek” isimli ikinci albümü ise 2006 yılında piyasaya çıktı. Akarsu, o dönem Türk müziğini ileri taşıyacak isimlerin başında gösteriliyordu. Ancak 2007 yılında Muğla’nın Bodrum ilçesinde geçirdiği trafik kazasının ardından hayatını kaybetti. 28 yaşında hayata veda eden genç müzisyenin kaybı, tüm Türkiye’nin büyük üzüntü duymasına neden oldu…
4. Yavuz Çetin
1970 yılında dünyaya gelen Yavuz Çetin küçük yaşlardan itibaren müziğe karşı ilgi duymaya başladı. Ancak gitar, Çetin için her zaman ayrı bir tutku olmuştu… İlerleyen yıllarda büyüyerek gelişen bu tutku elektrogitar ile tanışmasıyla zirveye ulaştı. 1990’lı yıllardan itibaren müzik ve özellikle de elektrogitar çalışmalarına ağırlık verdi. Yine 1990 yılında Blues Blues Band isimli müzik grubu ile 70’li ve 80’li yılların efsane blues ve caz parçalarına hayat verdi. İlerleyen dönemde Kıraç, Göksel ve MFÖ gibi çok sayıda önemli müzisyen ile çalıştı. 90’lı yıllarda üretilen pek çok önemli şarkıya çok sevdiği elektrogitarı ile katkı sağladı. O dönem, hatırı sayılır bir kitle tarafından Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi gitaristi olarak nitelendiriliyordu. Ancak Çetin’in müzik dolu yaşamında bazı sorular da vardı. Özellikle 2001 yılında ağır depresyon teşhisi ile bir süre hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edilmişti. Ancak taburcu edilmesinden kısa bir süre sonra, 15 Ağustos 2001’de Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak yaşamına son verdi…
5. Bergen
Türkiye’deki arabesk müziğin en önemli kadın temsilcilerinden Bergen 1959 yılında dünyaya geldi. Gençlik dönemlerinde Ankara Devlet Konservatuarı’nda eğitim gördü. Ancak maddi zorluklar nedeniyle eğitimini tamamlayamadı. Ankara’daki eğlence mekânlarında sahne almaya başlayan müzisyen, ilerleyen dönemlerde tüm Türkiye’nin tanıdığı bir isim haline geldi. Özellikle 1986 yılında çıkardığı “Acıların Kadını” albümü Bergen’in geniş kitlelerce tanınmasına ve “Arabeskin Kraliçesi” ve “Acıların Kadını” olarak isimlendirilmesine neden oldu. Şarklıları ile 80’li yıllar boyunca pek çok insanı etkiledi. Ayrıca yine 80’li yıllar boyunca sık sık özel hayatı ile de gündeme geliyordu. Hem müzikal anlamdaki başarısı hem de çalkantılı özel yaşamı Bergen’in popülaritesini iyiden iyiye artırmıştı. Ancak ne yazık ki 14 Ağustos 1989’da 30 yaşındayken, ayrıldığı eski eşi tarafından katledildi…
6. Gökhan Semiz
1969 yılında dünyaya gelen ve Türk müzik tarihinin en sıra dışı isimlerinden olan Gökhan Semiz, müzik ile ilgilenmeye küçük yaşlarda başladı. Barış Manço ve Cem Karaca gibi isimlerden etkilendi. Gençlik dönemlerinde metal müzik ile tanıştı ve dünyanın en etkili metal müzik gruplarını yakından takip etti. Bu etkileşim ilerleyen yıllarda Semiz’in müzik kariyerinde oldukça önemli bir rol oynadı. Ancak Semiz, 80’lerin sonunda eşine az rastlanır bir müzik anlayışının temsilcisi olarak piyasaya çıktı. 1990 yılında kuruduğu “Grup Vitamin” adlı “pop/parodi” müzik grubu büyük bir başarı yakaladı. Absürt komedi ile müzikal unsurları ustalıkla birleştiren albümleri satış rekorları kırıyor, Grup Vitamin’in ve Gökhan Semiz’in popülerliği gün geçtikçe artıyordu. Fakat genç ve başarılı müzisyen, 19 Ocak 1998’de İstanbul’da meydana gelen bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Semiz, hayatını kaybettiğinde yalnızca 29 yaşındaydı.
7. Ajlan Büyükburç
Tanınan müzisyen Erol Büyükburç’un kızı olan Ajlan, 1970 yılında müzisyen bir ailede dünyaya geldi. Bu nedenle müzikle çok küçük yaşlarda tanıştı. Çocukluk dönemlerinde farklı müzik türleri ile ilgilenme imkânı buldu. Henüz 2 yaşına gelmeden müzik ile daha ciddi olarak ilgilenmeye başladı. Çeşitli yarışmalarda birincilikler kazandı. Bu sayede kısa süre sonra profesyonel olarak müzik ile ilgilenme imkânı yakaladı. 1990’lı yıllarda müzikal becerilerini geliştirmek için yurt dışına çıktı. Çok sayıda uluslararası çapta müzisyen ile çalıştı. 90’ların ortalarından itibaren caz müzikle ilgilendi ve bu alanda önemli çalışmalara imza attı. Bununla birlikte pop müzik türündeki eserleri geniş kitlelere ulaşmasına olanak sağladı. Ne yazık ki 1999 yılında, 28 yaşındayken Muğla’nın Fethiye ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucunda genç müzisyen hayatını kaybetti.
Kaynak: 1