Gelinlik, her kültürde farklı şekilde tasarlanır. Evlilik seremonilerinin vazgeçilmezi olan gelinlikler, geçmişten günümüze kadar birçok değişime uğradı. Resmi, jüpon ve korselerden kolsuz ve renkli modern gelinliklere gelene dek yaşanan bu değişimler toplumun bakış açısını da etkiledi. Gelinlikler, sonsuza dek mutluluğun sembolü olmanın yanı sıra, belirli bir dönemin sosyal ve kültürel normları hakkında bize çok şey söyleyebilir. İşte gelinliğin evrimi ve toplumsal bakışın değişimi.
Beyaz gelinlikler sanılanın aksine her zaman bir trend olmadı
Düğünlerin önemli bir sosyal olay olarak kabul edildiği antik Roma’da gelinler, koyu sarı veya turuncu renkte uzun dökümlü duvaklar giyerlerdi. Bu sıcak renkler, gelinlerin kocalarının evlerine getireceği sıcaklığı ve ışığı simgeliyordu. Antik Yunan’daki eğilimler de benzerdi. Gelinler, kötü ruhları korkutmak için bol bol uzun elbiseler ve ateş renklerinde peçe giyerlerdi. Evlilikler o dönemlerde romantik bir birleşmeden ziyade toplumsal değer yargıları ve ekonomik nedenlerle gerçekleşiyordu. Gelinler, düğün töreni için ayrı bir elbise diktirmek veya satın almak yerine, zaten sahip oldukları en iyi elbiseyi seçerlerdi. Gelinliğin rengi değişmeye devam etse de, benzer bir uygulama Orta Çağ’a kadar devam etti.
Orta Çağ’da sıcak renklerin yerini soğuk renkler aldı
Orta Çağ’da mavi genellikle saflık ve asaletle ilişkilendirilirdi. Bu nedenle mavi renk Orta Çağ’da gelinlerin yeni gözesi oldu. Sarı, kırmızı, yeşil ve diğer mücevher renklerini temsil eden elbiseler de özellikle yüksek sosyal statüye sahip kadınlar arasında popülerdi. Yere kadar uzanan etekler, geniş yakalar ve bedene oturan korseler, günümüzde sıklıkla yeniden yaratılan Orta Çağ gelinlik silüetlerinin en belirgin özellikleri arasında.
1700 ve 1800’lerde abartılı gelinlikler moda oldu
1700 ve 1800’lerde lüks düğün törenleri yaygın olmasa da, gelinlikler daha gösterişli ve özenli hale geldi. O dönem, Marie Antoinette öncülüğünde Fransız mahkemesi moda trendlerini dikte ediyordu. Sıradan kadınlar hala düğün törenlerini özel ve mütevazı tutarken, kraliyetler ailesi ise gösterişi zirveye taşıyordu.
Marie Antoinette evlenirken gelinliği skandal derecesinde pahalıydı. Gelinlik, elmaslarla süslenmiş ve gümüş dokuma kumaştan yapılmıştı. Ancak Fransa’ya gelmeden önce yapıldığı için ona tam olarak uymamıştı. Elbiseyi zamanında deneme fırsatı bulamayınca korse çok küçük gelmişti. Bu yüzden aşırı pahalı maliyeti bir yana, üzerine tam oturmayan gelinlik o dönemde bir başka dedikoduya sebep olmuştu.
Beyaz gelinlik 1800’lerin sonunda yaygınlaşmaya başladı
Düğün gününde Kraliçe Victoria Prens Albert’e kraliçe olarak değil gelecekteki eşi olarak yemin edeceğini söyledi. Bu nedenle, geleneksel taç giyme cübbesi yerine, kararını simgelemek için dantellerle süslenmiş beyaz saten bir elbise seçti. Bu seçim ise diğer müstakbel gelinlere duygularını ve kişisel tercihlerini gelinlik seçimleriyle ifade etme konusunda ilham verdi.
O zamana kadar birçok kadın, çamaşır makinesi ve akan su olmayan bir dünyada beyaz rengi korumak zor olduğu için bu lüksü elde etmeyi düşünmüyordu.
20. yüzyıla yaklaşırken dantel detaylı gelinlikler moda oldu
20. yüzyılın yaklaşmasıyla birlikte Viktorya dönemi gelinliklerinin şekli değişti. Korseler daha az sıkı, etekler daha az hacimli oldu. Bu dönemin gelinleri genellikle uzun kollu ve bol dantel detaylı, yüksek yakalı elbiseler giyerlerdi. 1920’ler ve 1930’lardaki teknolojik gelişmeler, kadınlara o dönemin modasına da yansıyan bir özgürlük getirdi.
1920’ler moda tarihinin dönüm noktasıydı
1920’lerde gelinliklerdeki sadeleşmeyi dengelemek için uzun duvaklar moda oldu. Öte yandan gelinlik dikimi daha az özenli olduğu için, daha fazla kadın kendi seçtiği bir gelinlik alabiliyordu. 20. yüzyılın ortalarında ise beyaz gelinlikler bazı toplumlarda norm haline geldi.
1930’larda ise moda film dünyasının etrafında şekillenmeye başladı. Tabii ki, film yıldızlarının giydiği elbiseler tasarımcı yapımıydı ve sadece zenginler tarafından erişilebilirdi. Ancak sanayi devriminin etkisiyle hazır giyim alanında yaşanan gelişmeler bu elbiselerin her bütçeye uygun kopyalarının üretilmesine olanak tanıdı. Bu on yıllık zaman dilimi aynı zamanda ilk gelin dergilerinin de daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağladı.
1940’ların gelinlik stilleri ise şık ve zarif görünümlerden iş kıyafetlerine kadar çeşitlilik gösteriyordu
50’lerde Dior gibi büyük moda evlerinin ortaya çıkması, gelin stilini yeniden tanımlayan yeni bir süreci başlattı. 1950 yapımı Father of the Bride filminde Liz Taylor’ın giydiği efsanevi gelinlik, o dönemde moda olarak kabul edilen her şeyi içeriyordu . Aynı tasarımcı Helen Rose daha sonra Grace Kelly’nin düğünü için zamansız bir elbise tasarladı.
60’ların gelinleri de eski zamanlardaki gibi cesur ve parlak renklerden çekinmediler
Kadınlar güçlendikçe etek boyları kısaldı. Duvakların uzunluğu da önemli ölçüde azaldı. Öte yandan canlı renkler yeniden moda oldu. 1970’lerde ise hippi akımı ile birlikte uzun ve bol kıyafetler moda oldu. 70’lerin modasının ana noktalarından biri cesur kumaş desenlerine ve aksesuarların kullanımına yansıyan bireysellikti. Bazı gelinler duvakları sofistike şapkalarla değiştirmeyi tercih etti. Hatta pantolonlar ve ceketler gelin kıyafetlerinin bir parçası oldu. Güzel ve abartılı gelinlikler her zamankinden daha fazla insanların beğenisine sunuldu. Buna karşılık, 80’ler cazibe ve hacimle ilgiliydi kabarık kollar, geniş etekler, büyük boy fırfırlar ve fiyonklar ve peri masallarından ilham alan duvaklar… Genel olarak 80’lerin gelinlik trendlerinin ve modasının bir başka imza özelliği de şeffaf unsurlar ve dantellerdi.
Prenses Diana’nın ikonik gelinliği 80’lerin gelinlik modasını belirledi
1990’lardan 2000’lere gelindiğinde ünlü düğünlerinin bolluğu gelinliklere ilham oldu. Moda dergilerinin kapaklarını süsleyen tasarımlar gelinlerin seçimine yön verdi. Kilise düğünleri daha az moda hale geldikçe, gelinliklerdeki seçimler de değişti. 2000’li yılların başında ise daha sade seçimler trend oldu.
Son 10 yılda ise yeni stiller ortaya çıktı ve eski stiller yeniden ortaya çıktı
2010’ların en popüler seçimlerinden biri olan vücudu saran balık etekli elbise ile her zamankinden daha fazla çeşitlilik var gibi görünüyor.
Kaynak: 1