İç çamaşırları 300 yılı aşkın süredir hayatımızda olsa da her zaman bugün göründükleri gibi değillerdi. Birçok kadının illet olarak gördüğü sütyenlerden tutun da korselere, tangalardan braletlere kadar inanılmaz değişimler geçiren iç çamaşırları fonksiyonel kullanımlarının yanı sıra modanın değişimiyle birlikte de şekillendiler. İhtiyaçlara göre form değiştirip değişik renklerde, bedenlerde ve amaçlarda hayatımıza girdiler. Bazen seksi hissetmemizi sağladılar bazen de berbat. Gelin sizinle beraber iç çamaşırlarının geçmişten günümüze evrildiği hallere bir göz atalım.
1850’ler: Kalça kemiği görüntüsünü ortaya çıkaran korseler
Korselerin asıl tarihi 16. yüzyılı kadar uzanıyor. Etkileri günümüzde bile çeşitli formlarda devam etmekte. Tartışma yaratan bel incelticiler, dantelli korse formlu iç çamaşırları ve hatta 2019’un trendlerinden olan kalın yarım korse görünümlü kemerler. İşte size 1850’lerden kalp yaka, dramatik ve gösterişli görünüm için kalça eklentili bir gelinlik korsesi.
1870’ler: Kurdele detaylı korseler
İç çamaşırını dış giyime uyarlama aslında 2018’in trendi değilmiş. 1870’lerde kombinlerin yapı taşlarını oluşturan korselerde fiyonk detayları öne çıkıyor. Bu fotoğrafta İtalyan opera şarkıcısı Adelina Patti’yi önünde fiyonk detayları olan bir korseyle görüyoruz. Dizaynlarına göre değişse de genelde bu zamanlarda korselerin arkada ipek bağcıkları da oluyordu.
1880’ler: Renkli korseler
Bütün korseler beyaz ya da naturel renklerde değildi tabii ki. 1880’lere geldiğimizde korseler renklenmeye başladı. Mavi ve altın en çok kullanılan renkler arasındaydı. Korselerin tasarımına daha fazla ayrıntı eklendi ve kıyafetin öne çıkan parçası haline gelmeye başladılar.
1890’lar: Dantelli eklentiler
1890’lara gelindiğinde korseler iyice değişmeye başladı ve dantelli etekler veya şortlar edindiler. Fırfırlar kendilerini göstermeye başladı.
1900’ler: Uzun transparan gecelikler
Eğer tarihi bir filmde dikkat ederseniz kadınların pijamalarının genellikle uzun ve transparan elbiseler olduklarını görürsünüz. Bu yeni tarz bol, salaş ve rahat tarz uzun zamandır süregelen seksi ve vücut hatlarını öne çıkaran korse modasının hafiflemeye başladığını biraz olsun haber veriyor.
1910’lar: Korseler ve dizde biten taytlar
1890’lardaki etek ve şort eklentisine benzeyen bu akım, onlardan farklı olarak daha sakin bir görüntü yarattı. Silüeti kabartmaktansa toparlamayı gözeten bu yeni form sadeleşmenin habercisiydi.
1920’ler: İki parçalar
20’lerde inanılmaz popüler olan bu iki parça setler günümüz sokak modasında da kendini göstermekte. Fotoğraftaki kadın dantel ve ipekten bir bralet ve altına uyumlu bir ipek, elastik belli şort giyiyor. Tasarımdan tasarıma değişen bu akımda etekler de kullanılabiliyordu.
1920’ler: Slip elbise ve dizüstü ince çorap
1920’lerde iki parçaların yanı sıra dizin hemen üstünde biten slip elbiseler ve elbisenin bitimine denk gelen dizüstü ince çoraplar da oldukça revaçtaydı.
1930’lar: Elastik korseler
Birileri kalıp gibi sert, bağlanması zor, rahatsız korselerden şikâyetçi olmuş olacak ki 1930’lara gelindiğinde korseler elastik kumaşlardan giyilmesi çok daha kolay bir şekilde üretilmeye başlandı. Bu yeni kumaşla korse giyenin bel ölçüsü çerçevesinde esneyebiliyordu. Birçok modelin altında jartiyerleri tutmak için kemer eklentileri de vardı.
1930’lar: Sabahlıklar
Takım halinde, aynı kumaştan üretilen slip elbise ve sabahlık takımları 1930’ların bir başka öne çıkan trendiydi. Moda akımlarının iyice kendini iç çamaşırında da göstermeye başladığı bu dönemde dantel ayrıntılar, kemerler öne çıktı ve daha sade parçalarla kontrast oluşturmak için kullanıldı.
1940’lar: Straplez ve yapışkan sütyenler
Günümüzde kullanılmaya devam eden parçaların ilk halleri işte böyle gözüküyordu. Aslında straplez sütyen ilk olarak 30’larda kullanılmaya başlansa da dünya çapında kabul görmesi biraz vakit aldı. Soldaki fotoğrafta Jack Glick’in tasarımını görüyorsunuz. Yapışkan sütyenler ise Charles L. Langs tarafından icat edildi. İnsanlar yıllardır bu rahatlığı bekliyor olacak ki büyük ilgi gördü.
1950’ler: Kombinezon ve yüksek belli külotlar
Bu yıllarda midi elbiseler oldukça modaydı. Onları daha hacimli göstermek ve astar görevi görmesi için yardıma hacimli kombinezonlar yetişti. Kombinezonu elbisenin altından hafifçe göstermek de çok revaçtaydı ve oldukça seksi bulunuyordu. Seksi duruş 1950’lerde iyice kendini göstermeye başladı ve yüksek belli külotlar transparan mini geceliklerle kombinlenmeye başlandı.
1960’lar: Zarif kombinezonlar
60’lara gelindikçe kombinezonlar hacimlerini kaybettiler ve o zamanın modasının birebir yansıması olan daha akışkan ve zarif silüetler halinde karşımıza çıkmaya başladılar. Transparan detaylar ve ince askılar en spesifik özellikleriydi.
1970’ler: Etekli body’ler ve iddialı desenler
1970’lerde domine olmaya başlayan bohem kültür beraberinde etekli body’leri de getirdi. Daha umarsız bir görüntü ortaya çıkardığı düşünülen bu parça o zamanlar çok popülerdi. Aynı şekilde puantiye, ekose ve pateh desenleri de yaygınlaştı ve iç çamaşırlarında boy göstermeye başladılar.
1980’ler: Derin kesimler ve metalik detaylar
Son yüzyılın en iddialı akımlarına öncülük eden çılgın 80’ler iç çamaşırında da bu iddiasını bırakmadı. Romatik hippili 60-70’lerden ani bir geçiş olan bu yıllarda parlak renkler ve alışılmadık seksi kesimler ortaya çıkmaya başladı.
1980’ler: Koni sütyenler
1980’ler deyince unutulmaz görüntülerden biri de koni şeklindeki sütyenler. Aslında bu dönemde ortaya çıkmayan 40’larda da yaygın olan bu sütyenler Madonna’nın sahiplenmesiyle inanılmaz bir popülerlik kazandı. Bu fotoğrafta Los Angeles’taki bir şovunda ucunda siyah püsküller olan bir koni sütyenle Madonna’yı görüyoruz.
1990’lar: Uyumsuz desenler
Kesinlikle maksimalist diyebileceğimiz ve sıkıcılıktan oldukça uzak olan 90’lar modası kendisini iç çamaşırında da gösterdi. “Daha fazla” bu dönemin mottosu haline gelmişti.
2000’ler: Yapay elmaslar
Milenyum geldiğinde gösterişli yapay elmaslar da hayatımıza girdi. Her şey daha ışıltılı bir forma büründü.
2010: Destekli sütyenler
Aslında destekli sütyenler 1940’larda üretilmeye başladı. Yükselişe geçen Victoria’s Secret destekli sütyenleri hayatımıza inanılmaz bir hızla tekrar soktu ve “Bombshell” modeli ortalığı kasıp kavurdu ve endüstriyi domine etti. Fotoğrafta Adriana Lima “Bombshell Fantasy Bra” giyiyor.
2014: Yüksek bel külotlar ve uyumlu sütyenler
Kıyafetler 2000’lerin gelmesiyle birlikte birdenbire daha da transparanlaşmaya ve gösterişli olmaya başladı. Çözüm neydi? Külotlar biraz yükseldi ve takımlar sadeleşmeye başladı. Üstüne giyilen elbise daha çok önem kazandı ve iç çamaşırı çok daha fonksiyonel bir hale geldi.
2015: Kombin olarak iç çamaşırları
İç çamaşırını dışarıya kombinin bir parçası hatta temel parçası olarak giymenin mümkün olduğu 2015’te Bella Hadid’in giydiği bu kıyafetle gözler önüne serildi.
2016: Braletler
Destekli sütyenlerin ani yükselişine ve popülerliğine adeta bir tepki olarak ortaya çıkan braletler, destekleyici petlerden ve göğüs altı tellerinden kurtulmamızı sağladı ve rahatlığı ön plana çıkardı. Firmalar braletlerin de oldukça çeşitli ve gösterişli modellerini üretmeye başladılar.
2017: Fazla fazla askılı modeller
Braletlerin yükselişi yeni bir formu devreye soktu ve kafes modelli, askılı braletler ve sütyenler hayatımıza girdi. Kıyafetlerin içinden bu askıları göstermek çok popüler oldu.
2018: Markaların yükselişi
Instagram’ın da etkisiyle logolu kıyafetler bu sene inanılmaz popüler oldu, bu akım kendini iç çamaşırında da göstermekten çekinmedi. Daha pahalı markaların logolarıyla bezeli iç çamaşırları bu yılın trendleri arasına girdi. Özellikle Calvin Klein çalıştığı Kendall Jenner, Hailey Baldwin, Justin Bieber, Paris Jackson gibi ünlülerle birlikte bu konuda bir kült oldu.