Yirminci asrın başlarında, kış ortasında evini terk edip gittiği tren istasyonunda ölen Tolstoy (1828 – 1910) ve aynı yüzyılın ortasında suikasta kurban giden Gandi (1869 – 1948). İlki edebiyatçı, diğeri insan hakları savunucusu. Ancak eylemlerini, görüş ve geride bıraktıklarını hesaba katarsak birçok tanım gibi bu da oldukça yavan kalıyor. Aynı devirde yaşamış tarihî kişiliklerin birbirleriyle tanışsalar nasıl olacağını merak eder dururuz. Kafamızda bir hayal kurarız. O fanteziye Tolstoy ile Gandi’de gerek kalmıyor. Gandi doğduğunda Tolstoy 41 yaşındadır, ancak bu fark bu büyük ruhların önünde sohbete, fikir tartışmasına mani olmaz. İnsanlık hakkında bugün de vazgeçilmez hakikatler ortaya atan bu iki ismin mektuplaşmalarına bakacağız.
Gandi’nin Tolstoy’dan etkilendiği bilinir, yazarın sıkı bir okuru olan Gandi ahlak, siyaset, din gibi konular üzerine yazarla mektuplaşır
Gandi’den Tolstoy’a. 4 Nisan 1910: Bu mektupla birlikte size Gujatari dilinden çevirdiğim toplu yazılarımı gönderiyorum, küçük bir hitap. Hindistan hükümeti orijinaline el koymuştu. Çevirisini yayımlamakta bu nedenle tereddüt ettim. Sanırım size yük olmam; sağlığınız izin verir de kitaba bir göz atabilirseniz eleştirilerinizin benim için ne kadar önemli, ne kadar değerli olduğunu anlayacaksınız…
Tolstoy Gandi’ye ideolojilerin sevgiyi nasıl ele geçirdiğini anlatıyor
Her bir bireyden var olan her şeye hayat veren ruhsal bir unsur olarak ortaya çıkar ve bu ruhsal öge, benzer bir doğanın her şeyiyle birleşmeye çalışır ve bu hedefe kavuşur. Farklı milletler ve farklı zamanlarda insan doğasında olduğu için ve gerçekleri içerdiğini belirtir. Fakat bu hakikat, bir topluluğun yalnızca bir başkasının diğerlerini kısıtladığı zaman bir arada tutabileceğini düşünen insanlar tarafından biliniyordu ve bu yüzden toplumun mevcut düzeniyle uzlaşmaz bir şekilde ortaya çıktı.
Tolstoy’dan küresel felaketlere dair
İngilizler, Fransızlar, Almanlar ve Ruslar için Hintliler için aranan şey, Anayasa ve Devrimler, ne de her türlü Konferans ve Kongreler, ne denizaltı navigasyonu, hava seyrüseferleri, ne de güçlü patlayıcılar için çok zeki araçlar değildir. Zengin, egemen sınıfların zevkine katkıda bulunacak her türlü kolaylık; ne de sayısız bilim fakültesine sahip üniversiteler, ne kağıtlar, kitaplar, ne gramafonlar, sinematograflar, ne de çocukça ve çoğu zaman sanat olarak adlandırılan yozlaşmış aptallıkların çoğalmasıdır.
Yine Tolstoy’dan Gandi’ye sevgi üzerine
Sevginin en yüksek ahlakı temsil ettiği kabul edilmedi, ya reddedildi ya da çelişti, ama bu hakikat, her yerde, onu çarpıtan her türlü yalanlarla o kadar iç içe geçmişti ki, sonunda hiçbir şey kalmadı. Bu en yüksek ahlakın sadece özel hayat için geçerli olduğu öğretildi. Fakat kamusal hayatta hapsetme, infazlar ve savaşlar gibi her türlü şiddet, çoğunluğun korunması için kullanıldı. Her ne kadar sağduyu, bazı kimselerin başkalarının yararına her türlü şiddete maruz kalmaya karar verdiklerini iddia etseler de, şiddet uygulayan bu erkekleri, kendilerine şiddet uygulayanlara benzer bir sonuca vardılar. İnsanları ileriye götüren her şeye rağmen, uyuşmazlıkları birleştirmeye çalışmak: aşkın erdemi ve seviye karşı olan, yani karşıt olan şiddete göre kötülüktür.
Gandi’den Tolstoy’a pasif direniş üzerine
Sevgi, insanlığı tüm hastalıklardan kurtarmanın tek yoludur ve onun içinde de insanlarınızı köleleştirmekten kurtarmanın tek yolu vardır… Sevgi ve kötülük yapanlara karşı zorlu direniş, tümüyle duyuları yok etmek için böyle bir karşılıklı çelişkiyi içerir.
Bu güzide mektuplara kitap olarak da ulaşabilirsiniz
Açıklama yazısından ikisinin de fikirlerinin özüne dair: ”Edebiyat dünyasının baş tacı Tolstoy’un en büyük hayranlarından birinin Gandhi olduğunu biliyor muydunuz? Pasif direnişçilerle beraber kurduğu kırsal yaşam topluluğuna “Tolstoy Çiftliği” adını verdiğini? Gandhi’nin Tolstoy’a yazdığı ilk mektubunun nedeninin, onun Hintli bir devrimciye yazdığı, Hindistan’ın özgürleşmesi için tek yolun şiddeti reddetmek ve sevginin yasasına boyun eğmek olduğunu söyleyen mektubunu tercüme etmek ve yayımlamak için izin istemek olduğunu? Peki Gandhi mektup yayımlanırken hangi bölümlerin çıkartılmasını istedi? Tolstoy ile Gandhi’nin mektuplaşmalarını okurken, ahlaki mükemmeliyetçilikten ödün vermeden nasıl mücadele edilebileceğini göreceksiniz. Tolstoy’un dediği gibi kesinlikle direnmemek mi, yoksa Gandhi’nin öğütlediği gibi pasif direniş mi doğrusuydu?”
Kaynak: 1