Svastika olarak da bilinen gamalı haç, tarih öncesi dönemlerden kalma kutsal bir semboldür. Bu sembol, pek çok uygarlığın antik dönemden kalma dini ikonasıdır. Svastika; Budizm, Hinduizm ve Jainizm gibi inanışlarda ruhun ve kutsallığın sembolü olarak kullanılırdı. İyi şans, yaratılışın sonsuzluğu ve mutluluk gibi çok fazla anlama gelen Svastika, 1930’lu yıllardan sonra Nazi partisinin amblemi olarak kullanılmaya başladı. II. Dünya Savaşı ve Holokost’un ardından birçok kişi bu sembolü antisemitizm ile ilişkilendirdi. Mutluluğu simgeleyen Svastika, sadece 15 senede ölüm ve yıkım anlamına gelmeye başlamıştı. Peki Svastika nasıl Nazi partisinin sembolü haline geldi?
Dini bir sembolden ulusal kimlik anlatısı yaratmak
Almanya’nın gamalı haçla ilişkisi Türkiye’de başladı. Alman antikacı Heinrich Schliemann, Çanakkale il sınırlarında bulunan Hisarlık bölgesinin Truva olduğuna inanıyordu. Bu fikrini ilk başta kimse önemsemedi. Ancak Schliemann için Yunan mitolojisinin kayıp şehri Truva’yı bulmak takıntı haline geldi. Bu yolda Homeros destanlarının kendisine yol göstereceğine inanıyordu. Schliemann ilk başta İlyada’nın bir kopyasını yanına alarak Akdeniz bölgesine gitti. Üzerinden birkaç yıl geçmiş olmasına rağmen eline hiçbir şey geçmemişti. Bazı ipuçlarını takip ederek Türkiye’nin Ege kıyılarına gitmeye karar verdi. Bunun üzerine Hisarlık bölgesinde çalışmalara başladı. 1870 yılına gelindiğinde Schliemann, buradaki antik şehri gün yüzüne çıkardı ve kentin Truva olduğunu ilan etti.
Schliemann, kazılar sırasında çeşitli eserlerin üzerinde svastika görmüştü. Şehir tamamen gün yüne çıktığında tam olarak 1800 adet svastika sembolü keşfedildi. Schliemann’ın sansasyonel kazılarıyla ilgili haberler büyük bir hızla tüm dünyaya yayılmıştı. Gamalı haçlar ise bir anda binaları, reklamları, kıyafetleri, rozetleri ve daha birçok şeyi süslemeye başladı. Buz hokeyinden basketbola kadar sayısız spor takımı kendilerini svastika olarak adlandırdı. Bu ismin onlara şans, başarı ve iyilik getireceğini düşünüyorlardı.
Tekrar Schliemann’a dönecek olursak, o bu durumdan kendi ulusunun pay çıkarmasını istiyordu. Bu eserlerin, altıncı yüzyıl Germen çanak çömleklerinde bulunan tasarımlarla benzerliğini fark etti. Daha sonra bu sembolün önemli ve evrensel bir dini simge olduğunu ileri süremeye başladı. Kısa bir süre sonra Almanya’daki neredeyse bütün akademisyenler, Almanlar ve Aryanlar arasında bağlantı kurmaya başladı. Çünkü Almanya’daki antik semboller ve Aryanlara ait olduğu düşünülen svastika birbirine çok benziyordu. Sonra da Almanların dünyadaki saf kan tek ırk olan Aryanlardan geldiği sonucuna ulaşıldı. Bu sırada Alman şehir devletleri birleşerek tek çatı altında toplanmıştı. Dolayısıyla milliyetçilik büyük bir hızla yükseliyordu. Sonunda gamalı haç ırk kimliğinin tanımlayıcısı haline geldi.
Sembolün tarihi
Gamalı haç tasarımının ilk defa nasıl ortaya çıktığı bilinmiyor. Ancak sembolün bilinen en eski örneği yaklaşık 15.000 yıl öncesine tarihlendiriliyor. 1908 yılında Ukrayna’da keşfedilen bu sembol, mamut dişinin gövdesinde bulunuyor. Uzmanlar gamalı haçın 15.000 yıl önce doğurganlığın simgesi olarak kullanıldığını düşünüyor.
Sembol daha sonra İliryalılar için Güneş’i simgelemeye başladı. Mezopotamya sikkelerinde ortak bir figür haline geldi. Antik Yunanistan’da vazo ve giysileri süsleyen simgelerden biri oldu. Roma’da ise mozaiklerin vazgeçilmez motifleri arasına girdi. Gamalı haç zamanla Avrupa’da dini ikonografiye dahil edildi. Bu sembol erken Hıristiyan sanatında, İsa’nın ölüm üzerindeki zaferini temsil etmek için kullanıldı. Bununla birlikte gamalı haçın sola bakan diğer versiyonu, İskandinav tanrısı Thor’un çekicini temsil etmeye başladı. Gamalı haç Orta Çağ Avrupası’nın en popüler sembollerinden biri oldu. Sembol sadece Avrupa’da değil Güney ve Orta Amerika’nın Maya ve Aztek gibi uygarlıklarında ve Kuzey Afrika ülkelerinde de kullanıldı. Hiç kuşkusuz gamalı haç en fazla Asya ülkelerine aitti. Özellikle Hinduizm, Budizm ve Jainizm inancına sahip olan insanlar için bu sembol dini anlamlar taşıyordu.
Gamalı haç nasıl Nazi sembolü oldu?
Heinrich Schliemann’ın 1870’lerde Truva’yı keşfetmesi, binlerce yıldır talihin ve umudun sembolü olan gamalı haçı faşizmin nefret edilen ve korkulan bir işaretine dönüştüren olayları harekete geçirdi. Schliemann 1800 örnek ortaya çıkardığında bunun dini sembol olduğu sonucuna vardı. Ancak meslektaşı Emile-Louis Burnouf farklı düşünüyordu. Sembolün Hindistan’da ortaya çıktığını bilen Burnouf, Rigveda adlı kutsal bir Hindu metnini inceledi ve gamalı haç ile esrarengiz antik bir halk olan Aryanlar arasında bağlantı olduğunu iddia etti. Sözde, beyaz tenli savaşçılardan oluşan bu üstün ırk, Hindistan’ı fethettikten sonra gamalı haçlarını da bölgenin insanlarına benimsetmişti.
Almanya’da yapılan arkeolojik kazılarda altıncı yüzyıldan kalan ve üzerinde gamalı haç bulunan çömlekler bulundu. Bu sırada dil bilim çalışmaları da hızla ilerliyordu. Aryan kelimesi tıpkı svastika gibi Sanskritçe’den türetilmişti. Bununla birlikte Sanskritçe ve Almanca arasındaki benzerlikler, Aryanların Almanya’dan göç ettiği şeklinde yorumlandı. 19. yüzyıldan sonra Aryanların varlığı teorisi popülerlik kazanmaya başladı. 1871 yılında Alman şehir devletlerinin birleşmesinin ardından ülkede milliyetçilik akımı yükseliş gösterdi. Almanya’daki milliyetçilere göre Alman oldukları düşünülen Aryanların gamalı haçı tüm dünyaya yayması onların baskın bir ırk olduğunu kanıtlıyordu.
Hitler neden gamalı haçı seçti?
Hitler, gamalı haç sembolünün tarihi geçmişini biliyordu. Bu nedenle sembolün ne kadar güçlü bir anlam ifade ettiğinin farkındaydı. Almanların kadim bir sembole sahip saf bir ırktan geldiği düşüncesi Hitlere çok çekici gelmişti. Bu düşünceden yola çıkan Hitler, 1920 yılında Nazi Partisi’nin ambleminin gamalı haç olmasına karar verdi. Nazi Partisi, amblemin rengini seçerken eski Alman İmparatorluğu’nun bayrağında bulunan kırmızı, siyah ve beyaz renklerini kullandı. Nazi Partisi bu kararla Almanya’nın geçmiş ve geleceği arasında muhteşem bir bağlantı kurmuştu.
Hitler 1925 yılında yayınladığı Mein Kampf’ta “Kırmızı renginde hareketin sosyal fikri, beyazda milliyetçi fikri, gamalı haçta Aryan insanının mücadele misyonunu görüyoruz” diye yazmıştı. Hitler’in Mein Kampf’ından sonra sembol her yere işlenmeye başladı. Nazi Partisi’nin bu yeni tasarımı 15 Eylül 1935’te Nürnberg’deki kitlesel miting sırasında adeta ulusal bayrak olmuştu. Almanya’nın kendi bayrağı yokmuşçasına her tarafta Nazi Partisi’nin bayrakları sallanıyordu. Aynı gün, Almanlar ve Yahudiler arasındaki evlilikleri yasaklayan ve yalnızca Alman kanından olanların Reich vatandaşı olabileceğini ilan eden iki ırk yasası kabul edildi. O günden sonra artık gamalı haç sembolü Nazilerin kötülüğüyle ilişkilendirilir oldu.
Bugün gamalı haç ne ifade ediyor?
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından gamalı haçların halka açık olarak sergilenmesi Almanya’da yasaklandı. Bu sembol Batı dünyasında hor görülse de beyaz üstünlüğüne inanan gruplar arasında güçlü bir sembol olmaya devam ediyor. Son yıllarda özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde gamalı haç bayrağı asan ve duvarlara grafiti çizen insan sayısı artıyor. Diğer taraftan gamalı haç; Hindular, Budistler ve Jainler için bir ibadet sembolü olmaya devam ediyor. Tapınak girişlerinden taksilerin camlarına kadar Hindistan’ın her yerinde gamalı haçlar görülebilir. Bu sembol özellikle törenlerde ve festivallerde önemli bir rol oynuyor. Örneğin Hindu ışık festivali olan Diwali sırasında, gamalı haç renkli kumlarla çiziliyor. Alman politikacılar, 2007 yılında Avrupa’da genel bir gamalı haç yasağı getirmeye çalıştığında, Hindular bu duruma dini gerekçelerle şiddetle karşı çıktılar. Özetlemek gerekirse bugün dünya genelinde gamalı haç sembolüne karşı çok farklı tutumlar bulunuyor. İnsanlık tarihinin dünü, bugünü ve geleceğinin bir parçası olan gamalı haçın daima iki yorumu olacak gibi duruyor: İyilik ve kötülük.
Bu içeriğimiz de ilginizi çekebilir:
Nazi Döneminin En Korkunç Olayı: Holokost Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Kaynak:1