Seksolog ve cinsellik danışmanı Dr. Beverly Whipple, G noktası terimini kullanan ilk kişi olarak kabul ediliyor. G noktası hakkında araştırma yapan ilk kişi olmasa da kadın cinselliği konusundaki çalışmalarıyla hem tıp hem de akademi dünyasına yön vermiş bir isim. Ek olarak New Scientist tarafından dünyanın en etkili 50 bilim insanından biri seçildiğini de söyleyelim! 40 yılı aşan kariyerine türlü başarılar sığdıran Beverly Whipple’ı ve G noktasının keşfini sizler için araştırdık. İşte kadın cinselliğinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen G noktasının keşfi hakkında bilmeniz gerekenler…
G noktasının varlığını ilk fark eden kişi aslında Ernst Gräfenberg’di
Ernst Gräfenberg, rahim içi araç geliştirmiş ve kadınların üretrasının orgazmdaki rolüne ilişkin çalışmalar yapmış Alman bir doktordu. 20. yüzyılın ilk yarısında çalışmalarını sürdürürken Alman tıp dünyası kadın cinselliğiyle pek de ilgilenmiyordu. Gräfenberg, bu kalıplaşmış düşüncelere karşı çıktı ve kadın sağlığı konusundaki çalışmalarını sürdürdü. Bu zaman diliminde pek çok hastasına da danışmanlık vermeye devam etti.
Çalışmalarından birinde henüz bir adı olmayan G noktasından bahsetti
1950 tarihli The Role of Urethra in Female Orgasm adlı çalışmasında “üretranın seyri boyunca vajinanın ön duvarında oluşturabileceği erotik bir bölge”den bahsetti.
G noktasını resmi olarak keşfeden Beverly Whipple ise aslında bir hemşirelik öğretmeniydi
1975 yılında öğrencilerinden birinin cinsellikle ilgili bir soru sorması üzerine bu konuda bilgisi olmadığını fark etti. Zira cinsellik henüz hemşirelik eğitimlerine dahil edilmemişti.
İnsan fizyolojisi ve cinsellik hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen Whipple, iki farklı yüksek lisans programı tamamladı
En sonunda doktora derecesi de alarak nörofizyoloji ve psikobiyolojide uzmanlaştı. 1980’lerin ortasında kendisine fakültede bir pozisyon teklif edildi. Kadınlar üzerine araştırma yapmasına izin verilmesi şartıyla bu teklifi kabul etti.
Whipple, kariyeri boyunca insan cinselliği üzerine 170 araştırma yaptı. Kadınların cinsel aktivite sırasında idrar olduğunu düşündükleri bir sıvının sızmasına ilişkin şikayetlerine odaklandı
Bu şikayetlere yoğunlaştığında Ernest Gräfenberg’in vajina içinde erojen bir bölge olduğuna dair kanıtlarını içeren çalışmalarını fark etti. Böylelikle Whipple, araştırmasının bir parçası olarak G noktasını keşfetmiş oldu. Kendisi aslında ünlü G noktasını bulmak için yola çıkmamıştı. Zira en büyük amacı kadınların deneyimlerini doğrulamak ve kendi cinsel zevkleri hakkında olumlu hissetmelerini sağlamaktı.
Whipple bu araştırmanın bir parçası olarak 400 kadını ve onların cinsel ilişki sırasında salgıladıkları sıvıyı inceledi
Whipple, bu sıvının idrardan önemli ölçüde farklı olduğunu fark etti. Bunun sonucunda uyarılan bölgenin önemli bir alan olduğuna ve yeterince çalışılmadığına karar verdi. Meslektaşları vajina içerisinde yer alan o nokta için “Whipple tickle” adını önerse de Gräfenberg’e ithafen G noktası adı verildi.
G noktası hakkında pek çok farklı görüş var
Bazı bilim insanları bu noktanın klitorisin bir uzantısı olduğunu iddia ederken bazıları ise vajinanın tamamen ayrı bir parçası olduğunu iddia ediyor. Bazıları ise yalnızca belli vajinalarda olduğunu ya da gerçekte hiç olmadığını söylüyor!
Kaynak: 1