Marx’la olan dostluğu, yoldaşlığı ve ortak çalışmalarıyla bilinen, 19. yüzyılın önemli düşünürleri arasında yer alan Friedrich Engels aynı zamanda zamanının en çok yönlü ve renkli kişiliklerinden biriydi. O kadar çok şeye el atıp, o kadar çok kılığa büründü, o kadar çok kimlik edindi ki hayatı boyunca, bunların bir kısmının hiç bilinmemesi kaçınılmaz. İşte besteciden muhasebeciye, generalden dilbilimciye, av partileri ve şarap gezilerinden barikat savaşlarına Engels…
İlahi bestecisi Engels
Hayatı boyunca pek çok şey olmayı başaran Engels, erken yaşlarda müzik ile oldukça ilgiliydi. 17 yaşında ailesi tarafından gönderildiği Bremen’de opera, konser ve zamanın müziğine yoğun bir ilgi duymakla kalmıyor, koroda yer almak gibi faaliyetlere de girişiyordu. O dönem kız kardeşine yazdığı mektuplarda müziğe olan yoğun ve coşkulu ilgisini gösteren Engels, 19 yaşına geldiğinde koro için ilahi bestelemeye de başladı. Yine aynı mektuplarda bestelerinin bir kısmını kardeşine de gönderiyor, besteciliğin zor yanlarından bahsediyordu: “Beste yapmak zor şey, o kadar çok şeye dikkat etmek gerekiyor ki; akortların harmonisi ve doğru bir şekilde ilerlemesi gibi. Şimdi bas ve soprano seslerinin birbirinin yerine geçerek ilerlediği bir ilahi üzerinde çalışıyorum.”
Genç ve gelecek vadeden gazeteci Friedrich Oswald
Bremen’deki gençlik yıllarında çok geçmeden başka alanlardaki becerisini de sergileyecekti Engels. 21 yaşında gazeteler için çok çeşitli konularda makaleler yazmaya başlayan Engels, muhtemelen oldukça tutucu olan ailesinin dikkatini çekmemek için “Friedrich Oswald” rumuzunu kullanır. Bu isimle yazdığı yazılar onu ileride entelektüel camianın içine sokacak, ve aslında resmi olarak üniversite eğitimi görme şansı olmasa da üniversitede kimi derslere izlemeye götürecek ve genç Hegelcilerle tanıştıracaktır.
Karikatürist Engels
Engels hayatı boyunca pek çok işe el attı ama hepsinde o derece başarılı değildi elbet. Zamanında gazeteciliğin önemli parçalarından biri olan karikatüristliği de denemişti Engels ama bu denemelerinde makale yazmak kadar başarılı olduğu söylenemezdi. Zamanında Prusya seçimleri gibi konularda çizdiği ve mektubunda yer verdiği bir karikatürü gazeteye koydurmak isteyen Marx bu yüzden olsa gerek istediğini yapamamıştı. Engels’in bu pek derin olmayan kariyerinin en bilindik eseri ise Genç Hegelcilerin Berlin kanadı olan, Berlin Üniversitesi’nde tanışmış bulunduğu ve Bruno Bauer’in başını çektiği “Die Freien” (Açık Hava) isimli grubu ve tartışmalarını resmettiği aynı isimli çizimidir. Her ne kadar tarihi bir resim hüviyeti özelliği kazansa da pek başarılı olmadığını söylemek mümkün gerçekten.
Engels okuldan mı atılmıştı?
Üniversite okuma şansı olmamasından bahsetmişken, zekası ya da entelektüel başarıyla bilinen her ünlü için yapılan bir klişeyi de yapabiliriz: Engels 17 yaşında ailesi tarafından Bremen’e çalışmak için gönderilmeden önce okuldan atılmıştı. Ya da atılmış mıydı? Elbette bu klişe yine doğru değildir, zira okuldan atılmamış fakat ayrılmış, daha doğrusu ailesi tarafından alınmıştı.
Muhasabeci Engels
Fikirleri ile zengin bir işadamı ve tutucu bir adam olan babasını rahatsız eden genç Engels genç yaşta okuldan alınarak sanayide tornacı çırağı olmaya gönderilmedi tabi ama Bremen’de başka bir işadamının yanında muhasebeci olarak ofis memurluğu yapmaya gönderildi. Gazetecilikle tanışacağı Bremen’de geçirdiği 4 yıl içinde iş dünyası ve kapitalist ekonomi üzerine öğrendikleri elbette ileride yazacakları ve yapacakları ile ilgili ona oldukça çok bilgi sağladı.
Topçu Birliğinde asker Engels
Engels’i Bremen’den uzaklaştıran şey Prusya Ordusu’nda topçu birliğine katılması oldu. Görev yeri ise hem üniversite derslerini takip etme şansı bulacağı, hem Genç Hegelciler olarak anılan çevreye katılacağı Berlin’di. Berlin’de ordu görevini sürdürürken aynı zamanda önceki senelerdeki birikimini de kullanarak gazetelere yazmaya devam etti. Daha çok fabrika işçilerinin istihdam ve çalışma koşulları üzerine olan yazılarını Rheinische Zeitung’a gönderiyordu. Bu sırada bu gazetenin editörü de Karl Marx idi.
General Engels
Engels’in bu askeri geçmişiyle birlikte pek iyi bilinmeyen bir yanı askeri stratejistliği ve askeri konularda yazdıklarıdır. Berlin’den ayrıldıktan sonra Manchaster’a giden Engels, bir yandan meşhur eseri “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu”nu kaleme alırken askeri konularda da yazdı. Manchester’de The Volunteer Journal’da ve Darmstadt’ta Allgemeinen Militär-Zeitung’da (Almanya Askeri Gazetesi) yazıları yayınlanmıştı. Tüm Avrupa’yı saracak ve değiştirecek 1848 devrimlerinde ise bu alandaki bilgi ve yeteneğini pratiğe döktü. Engels’in popüler bir biyografisini yazan Tristram Hunt’a göre “Marx o dönemin meseleleri ile broşürler yazar ve tüm Avrupa’daki gericileri teşhir ederken, Engels barikatlarda ve askeri cephelerde yer aldı.” Devrimler sona erdikten sonra ise cephe savaşlarının analizlerini yapacak ve neler olduğunu yazacaktı. Engels’in bu yönü, dahil olduğu çevrelerdeki insanların ve arkadaşlarının ona hep “General Engels” diye hitap etmesine yol açacaktı.
Dilbilimci Engels’ten 3 haftada Farsça
Engels’in epey bilinen bir özelliği pek çok dil bilmesidir. Esasen başka ülkeler ve dillerdeki askeri haberleri ve kaynakları okumak için girişmişti bu işe. Aralarında Rusça, İtalyanca, Portekizce, İrlanda dili, İspanyolca, Lehçe, Fransızca, İngilizce, Milan dili, Latince’nin bulunduğu pek çok dilde yazabiliyor ve konuşabiliyordu. Zamanla bu ilgisi onu dilbilim çalışmalarına da yönlendirecek ve bu da çalışma alanlarından biri olacaktı. Farsça ve Arapça ile de biraz iştigal eden Engels, 1853 tarihinde Marx’a bir mektubunda şöyle yazıyor:
“Birkaç hafta Şark işleriyle uğraşmaya mecbur olunca, Farsça’yı öğrenmek için bu fırsattan istifade ettim. Arapça’dan çekiniyorum. Bu, evvelâ Samî dillere karşı duyduğum fıtrî nefretten, sonra uzun bir zaman kaybetmeden 4000 huruf-ı asliye’yi ihtiva eden ve iki-üç bin yılı kucaklayan bir lisanı öğrenmeye imkân olmayışındandır. Buna mukabil Farsça öğrenmek çocuk işidir. Hep birbirine benzer 6 harfi bulunan ve sadâlı harften mahrum olan netameli Arap alfabesiyle yazılmasaydı, bütün Fars gramerini 48 saatte öğrenebilecektim. Nihayet üç hafta çalıştım.”
Eh, tabi ki üç haftanın sonunda sular seller gibi Farsça konuşmuyor, biraz da abartmış, o ayrı.
Şarap tadıcısı Engels
Tabi ki Engels’in bütün meziyetleri ve ilgileri entelektüel beceriler ya da askeri konulardan ibaret değildi. Özel ilgilerinden biri şaraptı. Marx’ın da Engels’in de gençliklerinde iyi içicilerden oldukları zaten bilinir. Tristram Hunt’a göre Engels daha çok “gerçek bir alman gibi” içerken, Marx daha depresif ve yer yer de saldırgan bir içici idi. 1848 devrimleri sona erdikten sonra ise barikatlarda savaşan Engels, kendi başına güney Fransa turuna çıktı. Tabir-i caizse bu “kafa dağıtma” turunun en önemli kısmı güney Fransa bağlarının değişik değişik şaraplarını tatmaktı. Engels’in bir şarap uzmanı olduğu söylenebilir. Bu Fransa gezisinin aynı zamanda bir parça çapkınlık turu olduğu da söylenir.
Engels’in ikili hayatı
Engels Manchester’da yaşarken Marx ile olan dostluğu ve ortaklığı gelişti. Marx’ın çalışmalarını desteklemek için zamanla ailesinin İngiltere’deki işlerini üstlenerek iş adamına dönüştü. Bu durum onu ortadan ikiye böldü, bir yanda pamuk işiyle uğraşan bir fabrikatör ve tüccar, öte tarafta işçi sınıfının davasının savunucusu. Engels Marx ölene kadar sürdürdüğü ilk yaşamını bir tutsaklık olarak görecek, Marx’ın ölümünden sonra işi bıraktığı gün koşup birlikte kutladığı insanlar yine Marx’ın ailesi, onu bir çeşit amca gibi seven çocukları Marx’ın kızları olacaktı.
Av partileri
Bu ikili hayatın bir parçası olarak, Manchaster iş dünyası ve burjuva yaşamında da bir yer edinir Engels. Üye olduğu pek çok “saygın” klüp vardır. Bunlar arasında yer alan “Cheshire Hunt” isimli meşhur bir İngiliz av kulübü de vardı ve Engels zenginlerin iş de bağladığı eğlencelerinden bir olan av partilerinin de davetlileri arasındaydı.
Kapital’in yazımını başlatan Engels’ti
Marx’ın başyapıtı ve kuşkusuz modern tarihin en çok ses getiren, hala etkili eserlerden biri olan Kapital’ine başlamasına sebep olan, daha da doğrusu o çalışmayı başlatanın Engels olduğu pek bilinmez. Engels 1843 yılında “Politik Ekonominin Eleştirisi için bir Taslak” isimli ilk ekonomik incelemesini ve kapitalizm eleştirisini kaleme alır. Marx bu eserin bir yıl sonra Alman-Fransız Yıllıkları’nda basılmasını sağlar. Engels çalışmaların finansmanıyla uğraşadururken, Marx bu taslağı alarak yeniden şekillendirecek ve kitaba dönüştürecektir. Aynı zamanda ölümsüz eseri Kapital’in alt başlığı da “Politik Ekonominin Eleştirisi” olur. Marx’ın sonraki hayatının hemen hemen tamamını kaplayacak ve tarihte olduğu yere koyacak çalışmanın başlangıcı bu şekilde gerçekleşir.
Marx’ın Kapital’ini yerde bırakmadı
Bir bakıma meşhur Kapital’i bitiren de o oldu. Marx öldüğünde eserin yalnızca ilk cildi yayınlanmıştı. Yayınlanmayan ciltleri ortada olmasına rağmen üzerinde çalışılması gereken yerler vardı. Marx’ın ölümünün ardından Engels kalan yaşamının büyük bir kısmını bu ciltlerin editörlüğünü yapmaya, yayına hazır hale getirmeye ve yayınlamaya ayırdı.
Marx imzasıyla Engels
Marx ve Engels’in ortak yazma hikayelerinden daha az bilineni ise Marx’ın gazete yazılarıdır. Marx ve Engels’in tek para kaynağı elbette Engels’in işi değildi. The New York Herald Tribune, dünyada olup biteni yorumlaması için Marx’tan makale yazmasını istemişti. Marx’ın Çin’den Avrupa’ya olan pek çok olayı yorumladığı ve açıkladığı gazete yazıları yaklaşık 10 sene boyunca bu Amerikan gazetesinde yayınlandı ve Engels’in ekonomik desteğinin bir parça kısıtlanmak zorunda kaldığı dönemleri geçirebilmesini sağladı. Ancak bu gazete yazılarının hepsi Marx’a ait değildi. Marx Kapital üzerinde çalışmayı sürdüredururken bu gazete yazılarının pek çoğunu da Engels kaleme alacak ve Marx adına gazeteye gönderecekti.