Psikanalizin kurucusu olan Avusturyalı nörolog Sigmund Freud, tarihin en tartışmalı isimlerinden biri. Malum, ortaya attığı hipotezlerden tutun da çalışmalarına dek kadar her noktada eleştiriye muhatap oldu. Bugün bile seküler taraf ile karşısında yer alanların fikirsel çatışmalarına, tartışmalarına dahil olduğunu inkar edemeyiz. Fakat tartışmalı olan bu bilim insanının yazdığı pek çok eser söz konusu. Kişisel gelişime mutlaka katkı sunacak bu eserlerin listesini ise okuduğunuz bu yazının içinde bulacaksınız. “Gerçek hayatta ne işimize yarayacak?” sorusunun hiçbir şekilde soramayacağımız bir konudan söz ediyoruz. O halde sıra geldi can alıcı noktaya… İşte karşınızda mutlaka okunması gereken Freud kitapları..
1. Yaşamım ve Psikanaliz
Yaşamım ve Psikanaliz adını taşıyan bu eser, Freud’un bilimsel çalışma ve çatışmalarının anlatıyor. Yapıt, bununla yetinmiyor. Aynı zamanda onunla birlikte olan fikir arkadaşlarına ve zaman içinde ayrı yönlere savrulanlara dair bilgiler veriyor. Freud’un bu eseri, psikanaliz için başvuru niteliği taşıyor. Bununla birlikte biraz da Freud”u tanımamızı mümkün kılan bir eser bu kitap. Ayrıca Freud’un arkadaşlarından nasıl ve hangi gerekçelerle ayrıldığını merak ediyor musunuz? O halde sözü geçen kitabı elinize alabilirsiniz.
Son olarak psikanaliz konusunda derli toplu ve doyurucu bilgi edinmek isteyenler için başucu kitabıdır. Bu söylemimizi abartılı görmemelisiniz.
2. Düşlerin Yorumu
Bu kitap, yazarın düşünme dünyasını her açıdan etkileyen Oidipus kompleksini ilk kez işlediği eseridir. Yapıtın yazılma aşamasından Freud’un Wilhelm Fliess ile yazışmalarında bu fikri edindikten sonra “önce kafasındaki düşünceleri yazmak istediğini, daha sonra literatürü inceleyip duruma göre tartışmasını değiştirmeyi planladığını” belirtmektedir. Kendisi, araştırmanın özgünlüğü için böyle bir ihtiyaç hissettiğini belirtir. Ancak bazı iddialarının Nietzsche’nin Tragedya’nın Doğuşu adlı eserindeki Oedipus ile ilgili tartışmalarına benzerlik göstermesi söz konusu. İşte bu noktada Freud, bunun, ‘kendisine herhangi bir gönderme yapmasa da, ondan etkilendiğine dair işaret’ olabileceğini vurguluyor.
Rüya, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biridir. Uykunun hızlı göz hareketi (REM) adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunur. Bununla birlikte rüya, görsel ile işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Rüyalar, zaman içinde çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden oldu. Ayrıca farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidemedi. Ancak yine de rüyalar, hala gizemini koruyor. Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır.
3. Totem ve Tabu
Freud, bu eseri ise Avustralya yerlileri üzerine yazdı. İlkel insanların dinsel, toplumsal ve ahlaksal olguların yerine totemizm sistemini nasıl kurduklarını okuyoruz. Aynı zamanda yine bu insanların tabuları nasıl ürettiğini de kitap sayesinde öğreniyoruz. Freud, totemizmi Oedipus Kompleksi’yle açıklamaya çalışıyor. Bu kitapla totem ve ensest yasağının kökenine inmeyi amaçlıyor. Totemik sistemlerin Oedipus şartları altında geliştiğini düşünüyor. Ruhi tarafın çocukta ve ilk totemik gelişmelerde aynı olduğunu gözlemliyor. Ve ilkellerin düşünceleri ile bazı sinir hastaları üzerindeki gözlemlerinde aynı sonuca gittiğini öne sürüyor. Freud, bilinçdışı fikirlerin ilkel insanlardan zamanımıza kadar geldiğini belirtmiştir. Totemizm sistemini kısaca anlatmak gerekirse:
Avustralya kabileleri, birtakım daha küçük gruplara, klanlara bölünüyor. Ve bu klanların her biri kendi toteminin adını taşıyor. Genellikle, bu tehlikeli ve korkulan bir hayvandır. Ama daha seyrek olarak da bir bitki ya da bir doğa gücü olur. Böylece grubun bütünüyle özel bir ilişki içinde yer alır. Totem, ilk önce grubun atasıdır, sonra da onun koruyucu ruhu iyilik yapıcısıdır, ona kehanetlerini bildirir. Bunun için, aynı toteme sahip olan kimseler totemlerini öldürmemek, etini yemekten, ya da ondan herhangi bir şekilde yararlanmaktan kaçınmak gibi kutsal bir yükümlülük altında bulunurlar. Ve bu yükümlülüğün her türlü ihlali otomatik olarak cezalandırılmalarına yol açar. Kitap 4 bölümden oluşuyor. O bölümler ise:
- Ensest korkusu
- Tabu ve Ambivalens
- Animizm, maji ve düşünsel her şeye gücüyeterlik
- Çocuklukta Totemizm‘in dönüşü
4. Espriler ve Bilinçdışıyla İlişkisi
İlk Türkçe çevirisini Dr. Emre Kapkın’ın yaptığı baskısı, 1993 yılında Payel Yayınları tarafından yayımlandı.
Eserin arka kapağından aktaralım:
“Freud Kitaplığı`nın yedincisi olan Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri, Freud`un, estetiğe yaptığı büyük bir katkıdır. Ve diğer ruhçözümcülerce hemen hemen tümüyle ihmal edilmiş bir konuyu irdelemektedir.
Kitap, patolojik psikolojiden çok, normal psikolojinin alanına giren bir inceleme olması bakımından Freud`un diğer yazılarından ayrılıyor. Ve Freud`un aktardığı karmaşık ruhbilimsel süreçlerin en ince ayrıntılarla incelenmiş anlatılarını içeriyor. Ancak kitap, bununla birlikte okunması en kolay kitaplarından biri olma özelliğini korumaktadır. Kitap, özellikle, Freud’un çok hoşlandığı Yahudi halk geleneğinden alınanlar başta olmak üzere, zengin bir espiriler toplamını içeriyor.
Freud, espri ve gülünç’ten, komedi ve mizahtan haz duymanın bilinçli ve bilinçdışı kaynaklarını ele alıyor. Ayrıca esprilerin tekniğini, amacını, toplumsal işlevlerini ve bunları dinleyenlerin rolünü inceliyor.”
5. Tutukluk, Semptom ve Kaygı
Freud kitapları arasında bulunan bu eseri bölümler halinde inceleyebiliyoruz. Bu bağlamda;
İlk bölüm; ketlenme, cinsel işlev, beslenme işlevi, ego, süper-ego, id, isteri, amnezi gibi kavramlarla ilgili psikanalitik literatürde büyük yankı uyandırmış çalışmalarını içeriyor.
Yapıtın bir diğer kısmı olan ikinci bölüm ise; baskılama ve savunma, direnç, karşı yük, libido dönüşümünden kaynaklanan kaygı ve bilinçaltının direnci gibi konulardan oluşuyor.
Freud, kitapta; “Anneden ayrılmak, bütün kaygıların en eskisi olan ‘doğumda duyulan ilk kaygıya’ yol açar” diyor. Ve ayrıca Otto Rank ile Alfred Adler’den de alıntı yapıyor.
6. Bir Yanılsamanın Geleceği
Freud kitapları arasında yer alan tüm eserlere dair söyleyebileceğimiz pek çok şey var. Ancak özetlememiz gerekirse;
“Uzun vadede hiçbir şey mantık ve deneyime karşı koyamaz ve dinin bu ikisiyle olan çelişkisi de son derece açık bir şekilde ortada durmaktadır. Hatta arıtılmış dinsel düşünceler bile, dinin verdiği tesellinin herhangi bi bölümünü korumaya çabaladıkları sürece bu gelecekten kurtulamayacaklardır. Bu düşünceler kendilerini, özellikleri tanımlanmayan ve amaçları sezilemeyen daha üstün bir ruhsal varlığa duyulacak inançla sınırlarlarsa bilimin meydan okumasından kendilerini sakınabileceklerdir ama o zamanda insanları ilgisini yitireceklerdir.”
7. Kültür İçindeki Huzursuzluk
“İnsan türünün kader sorusu, kültürünün gelişmesinin, insanların bir arada yaşamalarından kaynaklanan saldırganlık ve kendini imha etme dürtüsüne hâkim olmasının mümkün olup olamayacağı ve olursa, bunun ne ölçülerde mümkün olacağı sorusuymuş gibi geliyor bana. Bu bağlamda belki de tam da içinde bulunduğumuz dönem özel bir ilgiyi hak ediyor. İnsanlar şu noktada, doğa güçlerine hâkim olarak bu güçlerin yardımıyla birbirlerinin kökünü son insana kadar kazımakta hiç de zorlanmayacak hale geldiler. Bunun farkındalar, günümüzdeki huzursuzluklarının, tedirginliklerinin, mutsuzluklarının, endişeli hallerinin hatırı sayılır bir kısmı buradan kaynaklanıyor.”
Dilimize, farklı isimlerle de çevrilmiş olan Kültürdeki Huzursuzluk, Freud’un yol haritasında neredeyse sona en yakın duraklardan birisidir. Freud kitapları arasında en çok öne çıkanlardan biri olan bu kitapta Freud, Psikanalizin, –hiç de itiraf edilmemiş– bir kültür incelemesi olarak görülmesini de vasiyet eder.
Kültürdeki Huzursuzluk, Alfred Lorenzer ve Bernard Görlich’in ortak kaleme aldığı, hemen hemen ikinci bir kitap oylumundaki uzun giriş yazısıyla birlikte, Freud okurları için yeniden ve yeniden okunacak bir kitap niteliğini taşıyor.
8. Psikanaliz ve Uygulama
“Kültürel ve toplumsal sorunlara ilişkin çözümlemelerinde cinselliğe çok önemli bir yer ayıran Avusturyalı nörolog ve psikiyatr Sigmund Freud, bu kitabında küçük bir çocuğun hastalığını ve iyileşme sürecini analiz ediyor.
Freud, ‘Yetişkin hastalarımızda, yıkıntıları arasından adeta tırnaklarımızla kazıyarak ortaya çıkardığımız ve bilhassa da insan yaradılışının bir parçası olarak bütün insanların ortak malı olduğuna, sadece nevrotiklerde bir parça tahrif edilmiş ve abartılmış bir biçimde karşımıza çıktığına inandığımız cinsel itki ve dileklerin çocuklarda da birinci elden ve yaşamın bütün tazeliği içinde de gözlemlenebilmesinin kesinlikle bir yolu olsa gerektir,’ diyor.
Psikanalitik kuramın kurucusu Freud, öğrencilerine, çocuk hastalarının analizinde cinsel yaşamlarını asla yok saymamalarını öğütlüyor ve kilit noktanın “çocuk cinselliği” olduğunu söylüyor.
9. Histeri Üzerine Çalışmalar
Okunması gereken Freud kitapları arasında yer alan bu eserin arka kapağından aktaracağımız cümlelerde kulağımıza küpe olacak ifadeler yer alıyor:
“Ruh çözümlemesi, Freud ve Breuer’in yaptığı histeri üzerine çalışmalar sonucu ortaya çıkmış. Bu kitap, her iki bilim insanının 1893 yılında birlikte yazdıkları “Ön Bildiri”yi ve 1895 yılında yayımlanan ünlü olgu öykülerini içeriyor.
Çalışmalar’da ruhçözümlemesini kuluçka dönemindeki belli başlı kavramlarının gelişmesini izleyebiliriz. Kitapta bellek yitimi ve hastanın sağaltıma direnmesi gibi engeller okuduğumuz konular arasında. Ayrıca “bilinçdışı” bir zihin ortaya çıkıyor ve cinsel güdülerin gücü vurgusunu hissediyoruz. Tüm bunlara ek olarak aktarım görüngüsüyle birlikte süreklilik ilkesi formüle ediliyor.
Bu basımda bulunan giriş yazısı ilginçtir. Çünkü devrim yaratan bu buluşlardan hangisinin kime ait olduğunu -dinamik Freud’a mı yoksa daha yaşlı ve daha tedbirli Breuer’e mi ait olduğunu tartışmaktadır.”
10. Cinsiyet Üzerine
Cinsiyet Üzerine Sigmund Freud’un yazıp, Türkçe’ye A. Avni Öneş tarafından çevirilen, özellikle çocuklar üzerindeki cinsel bastırımları ele alan kitabıdır.
İnsanın ve hayvanın cinsel gereksinimlerini açıklamak için biyolojide bir “Cinsel Dürtü”nün varlığı kabul görüyor. Bununla birlikte aynı şekilde açlığı anlatmak için bir beslenme dürtüsünü varsayma durumu söz konusu. Öte yandan halk dilinde cinsel gereksinim için açlığın karşılığı olan bir kelime yoktur. Bilim dili ‘libido’ kelimesini kullanmayı tercih ediyor. Freud ise bu noktada müdahale etme gereği duyuyor; cinsel bastırmaların çocuklar üzerindeki evrilişini ortaya çıkaramaya çalışıyor.
Psikoloji alanına ilgiliyseniz veya genel anlamda kitap önerilerine açıksanız, “Psikoloji Meraklılarına: İç Dünyanızı Altüst Edecek En İyi Psikoloji Kitapları ve Konuları“ inceleyebilirsiniz. Ayrıca “İletişim Psikolojisi Uzmanı Olan Doğan Cüceloğlu’nun Önerdiği Kesinlikle Okunması Gereken 22 Kitap“ başlığını taşıyan içeriğimize de göz atabilirsiniz.