İlk ve en zor adım:
Hadi kapitalizme nanik yapalım!
Zor, çok ama çok zor olacak biliyoruz ama freelance olmanın temel sırrı bu: ALIŞVERİŞ YAPMAMAK. Şimdi size ev ödevi: Günde 500 kez o afili toplantı defterinize “artık gereksiz alışveriş yapmayacağım” yazın. Durun şaka şaka. Ama temel motto bu. Ne olursa olsun, zorunlu ihtiyaçlar hariç hiçbir şey satın almıyor, kredi kartı ekstrelerimizi sıfırlıyoruz. Yani kapitalizme nanik yapıyoruz. Satın alma alışkanlığımızı değiştirmeden freelance bir hayat sürdürmemiz mümkün değil çünkü. Öyle sosyal medyada sisteme laf çakıp durmak kolay. Buyurun sizi gerçek hayatı değiştirmeye alalım; değiştirmeye de öyle “dünya”dan falan değil, kendimizden başlayalım…
Portfolyonun gücü adına!
Yıllar yılı bu sisteme hizmet ettiniz. Sabahlara kadar çalışıp epey sağlam işler çıkardınız. E şimdi yaptıklarınızın gerçekten meyvesini toplama zamanı geldi. Kolay anlaşılır ve okunur, vurucu bir CV hazırlayın; en beğendiğiniz işlerinizden de sağlam bir portfolyo. İnternetten sektörünüzle ilgili kurumların İK veya yoksa iletişim mail’lerine, kendinizi açık şekilde ifade ettiğiniz bir önyazıyla CV’nizi gönderin. Aman konu satırına “freelance” ibaresini eklemeyi unutmayın. Kimse aramaz demeyin. Yaşadığımız tecrübeler, mail gönderilen her 20 şirketten birinin, başvuruya dönüş yaptığı yolunda. Elbette dönüş yapmaları, iş tecrübenizin ve portfolyonuzun ne kadar iyi olduğuna bağlı. Deneyin; zamandan başka ne kaybedeceksiniz ki… Trakyalı hemşerimiz Spartaküs’ün dediği gibi “zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var”.
Kendinizi pazarlayın
Aklınıza abuk sabuk şeyler gelmesin; önerimiz tamamen edep sınırları içinde. Mail’leri gönderdiniz ve dönüşler başladı. Yüz yüze görüşmek için mülakata çağırıyorlar. Yapabiliyorsanız öğle yemeklerinde veya iş çıkışlarında gidip görüşün. Karşılıklı görüşme, özellikle freelance çalışma tarzında, insanlara büyük güven verir. İnsanlar sizin bir mail’den ibaret olmadığınızı, kanlı-canlı biri olduğunuzu görür. Gözlerinin içine bakıp elini sıktığınız kişiler, hemen o gün olmasa bile sonraki zamanlarda ihtiyaç duyduklarında sizi arayacaklardır. Bu görüşmeler ayrıca, sektördeki insanları tanıyıp kendinizi tanıtmanızı sağlar. Yıllar yılı başkaları için yaptınız bunu; şimdi kendinize çalışma zamanı!
Hardcore çalışma zamanı!
Ne iş olsa yaparım abi!
Belirli bir müşteri portföyü oluşturana kadar küçük-büyük demeden gelen her işi kabul edin. Freelance olmanın altın kurallarından biri de bu. Bugün küçük iş veren şirket, yarın büyük bir işle kapınızı çalabilir. İş küçük de olsa kimseyi geri çevirmeyin. Böylece hem insanlara nasıl çalıştığınızı gösterme fırsatı bulacak hem de iş işi getirir mantığıyla network’ünüzü genişleteceksiniz. Portfolyonuza yeni işler eklemek de cabası. Merak etmeyin; portföyünüz genişlediğinde, kimlerle yolunuza devam edeceğinize özgürce karar vermenin keyfini de doyasıya yaşayacaksınız.
“İstifade” ettirme “istifa” et
Evet! Büyük gün geldi. Artık freelance iş yaptığınız pek çok şirket var portföyünüzde. Tam zamanlı çalıştığınızda kazandığınız kadar kazanmıyorsunuz ama ilk kuralı başarıyla uyguladığınız için (ilk kural neydi yaw diyenleri listenin başına alıyoruz) artık çok büyük meblağlara da ihtiyacınız yok. Hani şu “kendi yağımda kavruluyorum”un bir tık üstündesiniz. Hazır mısınız! Şimdi işin en keyifli kısmına geçeceğiz; yıllardır sizden “istifa”de eden bu sistemden “is-ti-fa”! Ceketinizi alın ve afili hareketlerle ofisten çıkın. Bu sahneye Eddie Vedder’ın “Society”si öyle güzel eşlik eder ki dadından yenmez…
Şişt! Ciddi olalım beyler…
Sanıldığının aksine freelance olmak ciddiyet ister. Unutmayın ki bu gelip geçici bir durum değil; yaşamınızda yaptığınız köklü bir değişiklik. Üstlendiğiniz işlerin hakkını verin; söz verdiğiniz nitelikte ve tarihte teslim edin. Mülakattan proje bitimine, her noktada özenli olun. İnsanlarda iyi bir intiba bırakın. Unutmayın ki en iyi reklam ağızdan ağıza yapılandır. Siz iyi işler çıkardıkça hiç tanımadığınız, başvuruda bulunmadığınız şirketler arayıp sizinle çalışmak istediklerini söyleyecek. Bu hem gururunuzu hem de cebinizi kabartacak. Üstelik bir süre sonra sektörünüzde markalaşmanızı sağlayacak.
Organize işler bunlar
Freelance olmak, iyi organize olmayı gerektirir. Üstlendiğiniz işlere göre kendinize haftalık iş planı yapın ve çok önemli durumlar haricinde bu plana sadık kalmaya çalışın. Unutmayın ki artık çalış çalış diye tepenizde dikilen bir amiriniz, yanlış bir iş yaptığınızda karşısında serbest vuruş pozisyonuna geçtiğiniz bir patronunuz yok. Amir de patron da eleman da sizsiniz. Bu hem keyifli hem de zor. İpin ucunu kaçırıp tembelliğe bir alışırsanız aylarca uğraşıp oluşturduğunuz o portföyü birkaç haftada yok edersiniz. Ve o biteviye karga-metrobüs döngüsü yeniden başlar.
Eğitim şart!
Artık bir freelance’sin. Sabahlar, öğlenler; haftaiçi de haftasonu da senin. Gez, dolaş; geç yat, geç kalk. Hatta yetiştirmen gereken bir işin yoksa hiç kalkma. Bu konforlu hayatı hak ettin. Ama tüm bunları yaparken mesleğinle ilgili gelişmeleri, trendleri de atlama. Çalışmaktan ve doya doya uyuyup gezmekten artakalan zamanlarını eğitime ayır. Kendini geliştirmenin sonu ve yaşı yok. Yeni bir dil öğren, mesleki seminerlere katıl. Sertifikalarına sertifika ekle. Böylece hem vizyonun hem de CV’n zenginleşecek.
Alanını al, siteni kur
Bu başlık biraz inşaat firması sloganı gibi oldu ama her freelance’e bir web sitesi lazım. İnsanlara uzuuun bir portfolyo göndermek yerine web adresi vermek ve “sitemden işlerime bakabilirsiniz” demek çok daha afili ve etkili. Böylece birlikte çalıştığınız herkese işinizi ne kadar ciddiye aldığınızı göstermiş olacaksınız. Alan adınızı alın ve ücretsiz, hazır template’lerden dilediğinizi seçip işlerinizi yükleyin. İşte bu kadar basit!
Gözünüz gönlünüz açık olsun
Size iş vermeyen yerlere ümidi kesip de sırtınızı dönmeyin; sürekli çalıştığınız yerleri de artık çantada keklik görüp de ihmal etmeyin. Düzenli olarak toplantı talep edip hepsiyle görüşün. Kendinizi hatırlatın, ben buradayım deyin. Bu şekilde kendi PR’ınızı yapıp insanlarla ilişkilerinizi sıcak tutun ki herhangi bir projede ilk akla gelen isim olun. Yani dememiz o ki, gözden uzak olan gönülden de uzak olur deyişi yalnızca özel ilişkiler için geçerli değil.
Kendi istihdamını kendin yarat
Şirketlerden ses soluk çıkmıyor; tabiricaizse işler kesat. Evde oturup kukumav kuşu gibi düşünmek yerine neler yapabilirsiniz araştırın. Hangi şirket neler yapıyor; siz hangi şirket için ne yapabilirsiniz. Projenizi hazırlayın ve bir görüşme ayarlayıp insanlara sunun. Eğer gerçekten doğru bir projeyse destek görecek ve elbette fikir babası olarak başında siz bulunacaksınız. İş’te istihdam, işte çözüm.