Edebiyat dünyasının en ünlü ve en korkunç figürlerinden biri haline gelen korku kurgu karakteri Frankenstein. Frankenstein adı ilk olarak Gotik bir romandan geldi, ancak filmler ve çizgi filmler bu adı daha popüler hale getirdi. Günümüzde “Frankenstein” adı korkunç ve ürkütücü bir şeyin sembolü gibi görülüyor. Peki Frankenstein hakkında neler biliyorsunuz?
1. Frankenstein, 18 yaşındaki bir kızın geliştirdiği bir korku kurgu karakteriydi
Mary Shelley, Victor Frankenstein hakkında romanını yazmaya başladığında sadece 18 yaşındaydı. Bu kadar genç bir kızın Frankenstein gibi bir korku hikayesi geliştirmesi tam anlamıyla dahiyane!
2. Victor Frankenstein, İtalya’nın Napoli kentinden genç bir bilim adamıydı
Romanda, Victor Frankenstein, İtalya’nın Napoli kentinden genç bir bilim adamıydı. Annesinin ölümünün ardından kimyaya olan sevgisine odaklanan Frankenstein duyduğu acıyla cansız bedenlere hayat vermeyi ciddi şekilde düşünmeye başladı. Romanda ise sonunda bu hayalini gerçekleştiriyor. Bilimi kullanarak cansız bir bedenden bir yaratık ortaya çıkarıyor. Ancak bu yaratık bildiğiniz gibi bir canavara dönüşüyor.
3. Frankenstein edebi bir karakter ancak Frankenstein Kalesi gerçek
Mary Shelley, Avrupa’nın tarihi yerlerine seyahat ederken bu romanı yazmak için ilham aldı. Bu yerlerden biri de Almanya’nın Hesse kentinde bir kaleydi. Kale, Odenwald sıradağlarında 370 metre (1210 ft) yükseklikte yer alıyor. Burası Gotik romanların temelini atmak için kesinlikle mükemmel bir yer.
4. “Frankenstein” isminin anlamı romanın kendisi kadar korkutucu değil
“Frankenstein” adı iki Almanca kelimeden oluşuyor. İlk kelime, bir Germen kabilesinin adı olan “Frank”. İkinci kelime, basitçe taş anlamına gelen “stein”. Bunun birebir çevirisi ise “Frankların Taşı” anlamına geliyor. Aslında, Frankenstein aslında bu bölgedeki sıradan bir kalenin adı.
5. Frankenstein Kalesi’nin bulunduğu Odenwald sıradağları biraz gizem barındırıyor
Bazı insanlar kalenin etrafında hayalet gördüklerini bildirirken, diğerleri oldukça düzenli olarak bazı anormal sesler duyduklarına yemin ediyorlar. Ancak, bu iddiaları ispatlayacak bilimsel veya gerçeklere dayalı bir kanıt bulunmuyor.
6. Frankenstein, Johann Conrad Dippel olabilir
Mary Shelley, romanında veya kişisel günlüğünde kaleden bahsetmiyordu. Ancak, bir keresinde Gernsheim adlı Alman kasabasını ziyaret ettiğini ifade etmişti. Orada, muhtemelen kale ve buradaki simyacı Johann Conrad Dippel hakkındaki hikayeyi duymuştu. Frankenstein gibi, Dippel de sıra dışı tıbbi deneyimler arayan bir bilim adamıydı. Dippel sözde hayvansal yağdan bir yaşam iksiri yaptı. Simyanın yanı sıra ölü bedenleri kazıp yapay yöntemlerle onlara hayat vermeye çalışarak anatomik deneyler de yaptı.
7. Frankenstein bir canavar değil
İnsanlar “Frankenstein” kelimesini duyduklarında, otomatik olarak çirkin görünen bir canavarı hayal ediyorlar. Ancak, Frankenstein hakkında söylenebilecek şeylerden biri bunun doğru olmadığı. Frankenstein ve canavar tamamen farklı karakterler. Frankenstein aslında canavarı yaratan bilim insanının adı.
8. Frankenstein kötülüğe karşıydı. Canavarı öldürmeye çalışırken gerçekten öldü
Roman boyunca, Frankenstein canavarı öldürmenin bazı yollarını arıyor. Canavar, onu böylesine korkunç bir görünümle yarattığı için Frankenstein’a oldukça kızgın. Canavarın yaşadığı bu öfke ise Victor Frankenstein’a yakın olan birkaç kişiyi öldürmesine neden oluyor. Sonunda canavar onu da öldürüyor.
9. Frankenstein kitabı dostça bir yarışma için bir giriş olarak yazılmıştı
Mary Shelley, kocası Percey Shelley ve yakın arkadaşları Lord Byron Avrupa’ya seyahat ederken, olabilecek en iyi korku hikayesini yazmak için kendi aralarında küçük bir yarışmaya girdiler. Sonuç olarak Mary Shelley, Frankenstein’ı yazdı ve bizce o yarışmayı kazandı!
10. Paranormal araştırmacılar Frankenstein Kalesi’nde “Arbo burada” gibi sesler duydular
2008 yılında Sci-Fi TV şovunun çekimleri sırasında, paranormal sesler kayıt cihazları tarafından toplandı. Uluslararası Hayalet Avcıları’nın 107. bölümünü hazırlamakta olan uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekip, eski Almanca dilinde bir cümle duydu. İfadenin çevirisi “Arbo burada” gibi bir cümleydi. İlk başta bu cümle bir anlam ifade etmiyordu ancak uzmanlar kalenin tarihinin derinine indiklerinde, o kalede bir zamanlar “Arbogast” adlı bir şövalyenin yaşadığını öğrendiler.
11. Popüler olmasına rağmen, Mary Shelley’nin Frankenstein’ı herhangi bir ödül kazanmadı
Bunun nedeni Mary Shelley’nin romanı yazdığı dönemde pek çok edebiyat ödülünün olmamasıydı. Ayrıca, kurgu türü benzersizdi ve belirli bir kategoriye konulamazdı. Şu anda, eleştirmenler romanı şimdiye kadar yazılmış ilk bilim kurgu olarak görüyor.
12. Mary Shelley, Frankenstein’ı rüyalarında gördü
Marry Shelley’in kendi sözlerine göre, garip bir rüya gördükten sonra aklına Frankenstein karakterinin fikri geldi. Ölü vücut parçalarını bir araya getirerek canlı bir varlık yaratabilen genç bir doktorun hayalini kurdu. Uzmanlar, Luigi Galvani’nin galvanizm teorisiyle derinden ilgilendiği için bu tür bir rüyanın zihninde oluştuğuna inanıyor. Galvani’nin tıbbi deneyi, elektrik akımı uygulayarak ölü bir kurbağanın kaslarını simüle edebilirdi yani ölü bir kurbağayı hareket ettirebilirdi.
13. Aramızda Frankenstein benzeri gerçek doktorlar var
Gerçek hayatta Frankenstein benzeri uç deneyler yapan doktorlar bulunuyor. Örneğin, Dr. Sergio Canavero, Çin’de dünyanın ilk insan kafa naklini gerçekleştirmeye çalışıyor. Birçok tıp uzmanı insan kafası nakli olasılığına inanmasa da, Dr. Canavero teorisinin işe yarayacağından emin.
14. Kitabın tam adı Frankenstein veya Modern Prometheus
Frankenstein’ın kim olduğunu zaten biliyoruz. Şimdi, Modern Prometheus bölümünün ne anlama geldiğini öğrenmemiz gerekiyor. Yunan efsanesine göre Prometheus, çamurdan bir insan yaratabilen bir tanrıydı. Yani, modern Prometheus unvanı Victor Frankenstein ile oldukça uyumlu.
15. Frankenstein’a dayanan ilk film 1910’da çekildi
O zamandan beri roman, dünya çapında 130’dan fazla korku filmine ilham verdi. Frankenstein ile ilgili ilk film 1910’da Thomas Edison tarafından yapıldı. Film sadece 12 dakika uzunluğundaydı. Amerikalı aktör Augustus Philips, Dr. Frankenstein’ı canlandırdı. Edison stüdyoları filmi sadece 3 günde çekti.
Kaynak: 1