Sanat tarihi, oldukça ilginç eserlere, akımlarla ve tartışmalarla dolu. Şüphesiz sanat tarihinde hak ettiği ilgiyi gören ve görmeyen ilginç sanatçılar da var. İşte Fransız ressam Françoise Gilot da sanat tarihindeki, “köşede kalmış” ilginç isimlerinden biri. Gilot, yaşamı boyunca ortaya koyduğu kıymetli ürünlere karşın, bugün oldukça farklı bir unvanla anılıyor: Pablo Picasso’yu terk eden tek kadın! Evet, geçtiğimiz günlerde, 101 yaşında yaşama veda eden ressamın ardından, Picasso ile yaşadığı iniş çıkışlarla dolu ilişkisi ve kişisel sanat yolculuğu tekrar gündemde. İşte sanat tarihine Picasso’yu terk eden tek kadın olarak geçen Françoise Gilot hakkında bilmeniz gerekenler.
Françoise Gilot, 26 Kasım 1921’de Fransa’nın başkenti Paris yakınlarındaki Neuilly-sur-Seine isimli bölgede dünyaya geldi
Oldukça zengin bir evde yaşama gözlerini açan Gilot’nun annesi, resim ve seramik gibi farklı sanat dallarıyla ilgileniyordu. Bu nedenle Gilot’nun sanatla ilk tanışması, yaşamının henüz ilk evrelerinde gerçekleşti. Ancak babasının, Gilot hakkında oldukça farklı tasarıları vardı.
1938 yılında Paris Üniversitesine başladı. Babasının yaptığı baskı ve ısrar nedeniyle içerisindeki sanat aşkını törpülüyor, babasının taleplerine rıza gösteriyordu
Fransa’daki eğitimini tamamladıktan sonra, Cambridge Üniversitesinden İngiliz edebiyatı diploması aldı ve babasının nihai arzunu gerçekleştirmek ve hukuk öğrenimi görmek için Fransa’ya döndü.
1941 yılında, sanat tutkusu galip geldi! Françoise Gilot, hukuk eğitimine ara vererek resim çalışmalarına yoğunlaştı
Bu süre zarfında Paris Naziler tarafından işgal edilmiş, Gilot da pek çok aydın ve sanatçı gibi işgale karşı kesin bir tavır almıştı. İşte böyle bir siyasi ortamda, hukuk eğitimini yarıda bırakarak sanat çalışmalarına ağırlık verme kararı aldı.
Yönünü tamamen sanata ve resme çeviren Françoise Gilot, Macar ressam Endre Rozsda’dan ders almaya başladı
Her ne kadar Gilot’un yüzünü sanata çevirmesi, babasıyla şiddetli tartışmalar yaşamasına neden olduysa da, her şey için çok geçti. Gilot, önemli sanatçılardan özel dersler alıyor, günlerini Paris’teki sanat akademilerinde geçiriyordu. İşte Gilot’nun yaşamını bütünüyle değiştirecek tanışma da sanat dünyasıyla haşır neşir olmaya başladığı bu dönemde gerçekleşecekti…
Pablo Picasso ile 1943 yılında tesadüfen tanıştı
Gilot, 1943 yılının mayıs ayında, bir grup arkadaşı ile birlikte Paris’teki küçük bir lokantada yemek yiyordu. Ancak buranın, Paris’teki diğer tüm lokantalardan belirgin farkı vardı. Lokanta, dünyaca ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun Paris’teki stüdyosuna oldukça yakındı.
Bu sebeple Picasso da, lokantanın müdavimleri arasında yer alıyordu. İşte bu tesadüfler silsilesi, iki ismin aynı gün, aynı saatte, aynı lokantada buluşmasına sebep oldu. Sanat tarihinin unutulmaz çiftleri arasında yer alacak ikili, bu şekilde tanıştı…
İlk tanıştıkları sırada Gilot 22, Picasso 62 yaşındaydı
Üstelik İspanyol ressam Marie-Thérèse Walter ile evli, Fransız sanatçı Dora Maar ile de sevgiliydi! Ancak ikili arasında, daha ilk tanıştıkları anda özel bir ilişki başlamıştı.
Gilot’nun da bir ressam olduğunu öğrenen Picasso, genç kadını stüdyosuna davet ediyordu. Elbette genç bir sanatçı adayı olan Gilot, dünyaca ünlü ressamdan gelen bu teklifi geri çevirmiyor, çoğu zaman sanatçı arkadaşlarıyla, bazen de tek başına İspanyol ressamı ziyaret ediyordu.
İkili arasındaki aşk, resmi olarak 1944 yılında başladı
Gilot, 1946 yılında ise Picasso’nun yanına taşındı ve iki sanatçı âşık, birlikte yaşamaya başladı. Elbette bu birliktelik Gilot’nun sanat yaşamı için de oldukça önemli bir dönüm noktasıydı. Tarihin en önemli sanatçılarından birinin üretim süreçlerine, sanat anlayışına ve eserlerine yakından tanık olma fırsatı yakalamıştı.
Ancak sanat yaşamının hiçbir döneminde “Picasso’ya benzemek” gibi bir çaba içerisine girmedi. Tam aksine, kendi özgün sanat anlayışıyla eserler üretmeye ömrünün sonuna kadar devam edecekti…
10 yıl boyunca birlikte olan çiftin Claude ve Paloma isimli iki çocukları oldu
Ancak çiftin ilişkisinin pek de yolunda gittiği söylenemezdi. Nihayet, Gilot mutsuzlukla örülü bu ilişkiyi sonlandırmaya karar verdi.
20 Eylül 1953’te Pablo Picasso’yu terk etti
Gilot, 1964 yılında kaleme aldığı “Life with Picasso” (Picasso İle Yaşamak) isimli kitabında, ayrılık anının detaylarına da yer verdi. Buna göre Picasso’nun, Gilot’nun ayrılma talebi karşısındaki ilk tepkisi “Hiçbir kadın benim gibi bir erkeği terk etmez.” olmuştu.
Gilot ise bu tepkiye, “Belki de öyledir, ama ben bunu yapacak bir kadınım ve yapmak üzereyim!” cümlesiyle karşılık vermişti. İşte bu ayrılık, Gilot’nun sanat tarihindeki en ünlü kadınlardan biri haline gelmesine sebep oldu. Çünkü o gerçekten de hiçbir kadının yapamadığını yapmış, Pablo Picasso’yu terk eden ilk ve tek kadın olmuştu!
Françoise Gilot, meşhur ayrılığın ardından Amerika Birleşik Devletleri’ne yerleşti
Sanat çalışmalarıyla ilgilendi, “Picasso İle Yaşam” başta olmak üzere bir dizi kitap kaleme aldı. Hatta Picasso bu kitabın Fransa’da yayınlanmasını önlemek için bazı girişimlerde, bulundu ancak başarılı olamadı. Takip eden yıllar boyunca Gilot’nun resimleri ABD başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerindeki seçkin sergilerde yer aldı.
Pablo Picasso’yu terk eden tek kadın Françoise Gilot 2023 yılında, 101 yaşındayken hayatını kaybetti
Uzun yıllar boyunca Picasso’nun gölgesinde kalsa da sanat tarihinde kendisine özgü bir konum elde etmeyi başaran Gilot’nun ölüm haberi, Aurelia Engel isimli kızı tarafından paylaşıldı. Gilot, bir süredir kalp ve karaciğer rahatsızlıklarıyla mücadele ediyordu.
Kaynak: 1