Birçoğumuz izlediğimiz filmlerin sonunu tahmin etmeye çalışır, beklemediğimiz sonlar karşısında hayretlere kapılırız. Kimi filmler finalde olacakları bir sır gibi saklayıp bizleri şaşırtsa da kimi filmler olacaklarla ilgili ipuçlarını çeşitli sahnelere gizler. Tabii bu ipuçlarını yakalamak herkesin harcı değil ? Kenara köşeye sıkıştırılmış ipuçlarıyla hepimizi şaşkına çeviren en etkileyici filmleri sizler için araştırdık ve derledik. İşte finalde yaşanacakları filmin içindeki gizli detaylardan anlayabileceğiniz 9 film…
1. Us – 2019
Adelaide doppelgängerları ilk fark ettiğinde saat 11.11’i gösteriyordu. Tabii bu bizim “11.11” ifadesini ilk görüşümüz değil. Filmin ilk sahnelerinde Adelaide, doğum günü hediyesi olarak üzerinde 11 yazan bir tişört istiyordu. Ardından sahilde, elinde “Jeremiah, 11:11” yazılı bir karton tutan bir adamla karşılaşıyordu. Burada “Jeremiah, 11:11”, İncil’e yapılan bir gönderme. Ayet ise şu şekilde: “Kaçıp kurtulamayacakları bir yıkım getireceğim başlarına. Bana yakarsalar da onları dinlemeyeceğim.” Yani karakterlerin büyük bir felaketle yüzleşeceğini henüz filmin başında anlayabiliyoruz. Ek olarak “11:11” ifadesi filmin devamında da birçok yerde karşımıza çıkmaya devam ediyor.
2. The Shining – 1980
The Shining filminde yer alan Overlook Oteli’ni hatırlıyor musunuz? Otel dışarıdan bakıldığında uçsuz bucaksız dursa da içerisi pek de öyle gözükmüyordu. Filmin hayranları defalarca krokiler ve haritalar çizerek otelin dış görünüşüyle iç görünüşünün uyuşmadığını belirtti. Ancak Stanley Kubrick, olaylara Jack Torrance’in gözünden baktığını açıkladı. Ana karakter otelde vakit geçirdikçe deliriyor, duvarlar adeta üstüne üstüne geliyordu. Biz de film boyunca oteli Jack’in gözlerinden izliyoruz. Yani dışarıdan bakıldığında büyük, ancak içeriden bakıldığında küçük.
3. The Departed – 2006
Martin Scorsese, çarpı sembollerini filmin çeşitli yerlerine gizledi. Filmi izlerken ne zaman çarpı sembolü görsek, bunu kanlı olaylar takip etti. Benzer bir yöntem The Godfather filminde de uygulanmıştı. Ancak orada çarpı sembolü yerine portakal tercih edilmişti. Ne zaman bir portakal görsek, bu bir karakterin öleceği anlamına geliyordu. Bu yöntem ilk olarak 1932 yılında vizyona giren Scarface filminde kullanıldı.
4. The Thing – 1982
The Thing filminin açılış sahnesini hatırlıyor musunuz? Filmin ilk sahnelerinde bir yolcu farklı bir dilde bağırarak ateş ediyor. Bu dil aslında Norveççe. Bağıran yolcunun cümleleri ise şu şekilde: “Buradan uzaklaşın! Bu bir köpek değil, başka bir şey! Köpek kılığına girmiş, gerçek değil! Uzaklaşın burdan sizi salaklar!”. Acaba Norveççe bilen insanlar bu sahneyi izlediğinde ne düşündü ?
5. Total Recall – 1990
Filmden sonra birçok insan, final sahnesinin gerçek olup olmadığını düşündü. Bir grup yaşananların gerçek olduğunu iddia ederken diğer bir grup bunun özel bir rüya programı olduğu konusunda ısrarcıydı. İkinci grup haklıydı ? Filmin başında ana karakter Douglas, Rekall Company’i ziyarete gidiyor. Programla ilgili bilgi veren çalışan ise bunun yeni bir program olduğunu ve adının da Blue sky on Mars olduğunu söylüyor. Filmin son sahnesinde de görebileceğiniz üzere Mars’ın gökyüzü masmavi!
6. The Silence of the Lambs (Kuzuların Sessizliği) – 1991
Dr. Lecter, Clarice ile ilk konuşmasında güzel bir ciğer ve bakla yediğini, yanında ise chianti içtiğini söylüyor. Psikolojik olarak tutarlı olmayan hastaların içerisinde monoaminoksidaz inhibitörleri bulunan ilaçlar kullanması gerekir. Bu ilaçlar ciğer, fasulyegiller ve şarapla birlikte kullanılamaz. Bu konuşma bizlere Dr. Lecter’ın ilaçlarını almadığının ve yakında kaçacağının mesajını veriyor.
7. Saw (Testere) – 2004
Filmin başında John Kramer’in hastanede olduğunu görüyoruz. Sağ alt köşede bulunan çizim aslında bizlere birçok ipucu veriyor. Ölümcül bir tuzağın taslağı olan bu çizim, filmin devamında yaşanacaklara dair önemli bir mesaj.
8. The Truman Show – 1998
Filmin ilk sahnelerinde masanın üzerinde yer alan D vitaminini görmüş olabilirsiniz. Yeterince güneş ışığı alamadığımız durumlarda vücudumuz ihtiyacı olan D vitaminini karşılayamaz. The Truman Show’daki her şeyin, güneş ışığı da dahil, gerçek olmadığını buradan anlayabiliyoruz.
9. Shutter Island – 2010
Filmin başlarında kısa ama çok önemli bir sahne yer alıyor: Hastalardan biri dedektifle konuşurken bir bardak su istiyor. Hasta bunu içerken su bardağının bir an için yok olduğunu görüyoruz. Bu durum filmin ana karakteri Teddy Daniels ile ilgili ipuçları veriyor. Teddy, daha önce travmatik olaylar yaşadığı için sudan nefret ediyor. Buna bir de psikolojik rahatsızlıkları eklenince gerçeklik algısı bozuluyor ve nefret ettiği şeyleri göremez hale geliyor. Ek olarak bu sahneyi onun perspektifinden izliyoruz. Bu durum da bizlere karakterin psikolojik rahatsızlıklarıyla ilgili bilgi veriyor.
Bonus: Beauty and the Beast (Güzel ve Çirkin) – 1991
Filmin başlarında Belle’in parlak mavi bir elbise giydiğini görüyoruz. Ancak Belle’in köyünde başka kimse mavi kıyafetler giymiyor. Tabii bir kişi hariç! Kim mi? Elbette The Beast.
Kaynak: 1