Öğle aralarında “Ne yesek?” sorusuna cevap aradığımız gibi; akşam eve döndüğümüzde ya da hafta sonu boş vakitlerimizde de “Ne izlesek?” sorusuna cevap arıyoruz. İşte bu soruya yanıt olabilecek, farklı tarzlarda, 8 filmden oluşan bir öneri listesi hazırladık. İlerleyen günlerde benzer öneri listelerimiz devam edecek.
1. Sis ve Gece (2006)
Ahmet Ümit’in romanından sinemaya uyarlanan film hem romantik hem de polisiye esintiler sunuyor. Başrollerinde Uğur Polat ve Selma Ergeç’in oynadığı; filmde Oktay Kaynarca, Yetkin Dikinciler, Ayten Uncuoğlu, Sinan Albayrak, Itır Esen gibi isimleri izlemek mümkün.
Filmin sürprizi ise İlyas Salman. Yıllar sonra tekrar izleme şansı bulduğumuz Salman, bu filmdeki performansıyla / 40.Siyad Türk Sineması Ödülleri, 18.Ankara Film Festivali ve 12.Sadri Alışık Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödüllerini aldı.
Yönetmenliğini Turgut Yasalar’ın yaptığı film polisiyenin iyi yerli örneklerinden birisi ve bizim de tavsiye listemizde üst sıralarda yer alıyor.
2. Talaash (2012)
Hindistan’ın ünlü aktörlerinden birisinin şüpheli bir trafik kazası ile ölmesinin ardından olaya atanan polis şefi Surjan Singh Shekhawat (Aamir Khan) olayı çözmek için gizemli bir hayat kadınından (Armaan Kapoor) yardım almaya başlar. Bir diğer yandan da kişisel sorunlarıyla uğraşan Surjan, ciddi bir bunalım içerisindedir. Yıllar önce kaybettiği oğlu Karan’ın ölümünde kendi ihmali olduğunu düşünmektedir. Çocuklarının ölümünü atlatamayan çiftin ailesi yıkılma aşamasına gelmiştir. Aktör cinayetini çözmeye çalışırken karşılaştığı gizemli olaylar ailesine de sirayet edecektir. 2012 yapımı olan Talaash, Aamir Khan Filmleri arasında bir klasik olarak sinema tarihinde yerini almıştır.
6. His severlere özellikle tavsiye ettiğimiz film, Hint Sinemasının bir çok etkileyici oyuncuyusunu bir arada izleme şansı sunuyor.
3. Filth (2013)
Film, adı gibi, pislik bir adamın hikayesini anlatıyor. Bol miktarda James McAvoy çekiciliği içeren film, oldukça eğlenceli ve çılgın bir senaryoya sahip. Dedektiflik yapan bir adam olan Bruce, karısı tarafından terk edilmiş, ot bağımlılığı olan ve pek örnek gösterilmeyecek bir adamdır. Süreç içerisinde kendisini kaybetmeye ve halüsilasyonlar görmeye başlayan dedektif ve erotizmin ve aksiyonun komediyle harmanlandığı bir maceraya sürükleniyor. Zıpkın gibi de bir finali olan film şiddetle önerdiklerimiz arasında.
4. 12 Angry Man (1957)
Bir mahkeme salonu, cinayet zanlısı bir çocuk ve o çocuğun idam kararını oylayacak olan 12 jüri üyesi… Sidney Lurnet’in yönettiği ilk film olan 12 Angry Man, sinema tarihinin önemli kült yapımlarından birisidir.
Cinayet zanlısı çocuk hakkında karar vermek için hakim, Juri üyelerini oylamaya gönderir. Eğer jüri suçlu bulursa cezası idam olacaktır. Amerikan yasalarına göre bu karar 12 üyenin oy birliğiyle alınmalıdır. Eğer “suçlu” ya da “suçsuz” için 12 tam oy çıkmazsa jüri değiştirilecek ve yeniden oylanacaktır. Çocuğun aleyhindeki delillerin çokluğu nedeniyle bu oylamaya formalite gözüyle bakılmaktadır. Jüri üyeleri vakit kaybetmeden hükmü verip dağılma eğilimindedir. Fakat oylamada 11 “suçlu” çıkar. Bir adam (Henri Fonda), bütün delillere rağmen, bir çocuğu idama gönderme oylamasına sadece formalite olarak bakılmasına karşı çıkar. Suçlu bulunacaksa bile uzun uzun üzerinde tartışılmalı en ince detaylar bile incelenmelidir. Diğer jüri üyeleri, sebepsiz yere süreci uzattığı için ona karşı öfkelenirler. Tek bir oda içerisinde olmasına rağmen temposu yüksek ve son derece sürükleyici bir senaryosu olan filmi izlemenizi yüksek şiddetle öneririz.
5. Bana Masal Anlatma (2015)
Minübüs şoförü Rıza, masaldan fırlayıp gelmiş bir peri kızı havası olan Ayperi’yle tanışır. Masal da bu ya; peri kızımızı kurtarmaya gelen bir kahraman olmalıdır elbette. Ayperi bu kahramanın Rıza olduğunu düşünür. Hafif bitirim de takılsa duygusal bir oğlandır Rıza. Kıza tutulduktan sonra onun
hayalindeki kahramanlığa layık olmak için amansız bir mücadeleye girişir.
Bir yandan da Natuk Baytan komedilerinden hatırladığımız, mahallenin evlerini kurtarma telaşı vardır. Rıza hem Ayperi’yi hem de mahalleyi kurtarmak için varını yoğunu ortaya koyacaktır. Bu konuda ona yardımcı olacak iyi yürekli dostları sıcacık bir Yeşilçam mahallesi atmosferi yaratırlar.
Leyla İle Mecnun’dan hatırladığımız Burak Aksak’ın hem senaryosunu yazdığı hem yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini Fatih Artman ve Hande Doğandemir paylaşıyor.
6. The Great Hypnotist (2014)
Öncelikle Çin yapımı bir film olduğu için “çin malı” muamelesi yapıp da pas geçerseniz hata yaparsınız diyerek anlatmaya başlayalım.
Ünlü bir psikiyatrist olan Xu Ruining, hipnoterapi yoluyla birçok hastasını çok başarılı şekilde tedavi etmiştir. Daha öncekilerden çok farklı bir hastası üzerinde klasik yöntemleri tam anlamıyla başarılı olmaz. Hipnoz yöntemi ile hastasının hayallerine, rüyalarına misafir olur ve tanık olduğu şeylerden sonra hastası ile ilgili büyük bir tedirginlik yaşamaya başlar.
7. Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (2007)
Tim Burton ve Johnny Deep hayranları zaten defalarca izlemiştir ama biz izlemeyenler için dram ve gerilimle harmanlanmış çok başarılı bir müzikal film olduğunu söyleyerek başlayalım.
Mutlu bir yuvası varken ailesinden kopartılmış ve yıllarca sürgün hayatı yaşamış bir adam yıllar sonra şehrine geri döner. Artık tek düşündüğü şey intikamdır. İntikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu en güzel anlatan filmlerden birisi olan yapımda Johnny Deep, en çok yakıştığı rollerinden birisini canlandırıyor.
8. The Untouchables (1987)
Al Capone dönemini anlatan filmin başrollerinde Sean Connary, Robert De Niro, Kevin Costner gibi dev oyuncular var.
Al Capone’nun suç imparatorluğuyla mücadele etmek için kurulan özel birliğin başındaki Eliot Ness hayatı pahasına da bu örgütü parçalamaya kararlıdır. Ancak Capone’un eli emniyet güçlerine kadar uzanmış, birçok polisi rüşvet ya da korkuyla kendisine bağlamıştır. O yüzden atılan bütün adımlar boşa çıkmaktadır.
Bunun üzerine ekibi ihanet etmeyeceklerinden emin oldukları 4 kişi ile sınırlarlar…