Tarihimizin ilginç kişiliklerinden biriyle daha karşı karşıyayız. Kendisi başarılı bir biniciydi. Madalya üstüne madalya alıyordu. Binicilik Milli Takımı’mızın en başarılı sporcularından biriydi. Zaferden zafere koşan bu kişi aynı zamanda ordumuzun başarılı subaylarından biri olarak da biliniyordu. Ta ki hayatını yanlış kararlar vererek değiştirene kadar…
Başarılı bir binici olan Fethi Gürcan hem yurt içinde hem de yurt dışında kazandığı zaferlerle bayrağımızı göndere çekmektedir.
Sadece bununla kalmayan Fethi Gürcan ayrıca başarılı bir asker olarak Muhafız Alayı Süvari Grup Komutanlığına kadar yükselir.
Fakat tarih 1962’yi gösterdiğinde MBK’nin geçici anayasa hükümlerini çiğneyerek 14’leri tasfiyesinden sonra ordu içinde güvensizlik meydana gelir.
Sonrasında ise İstanbul ve Ankara’da Türk Silâhlı Kuvvetler Birliği adı altında iki ayrı örgüt oluşur. Örgüt içinde darbeci taraftan yana olan Fethi Gürcan bizzat kendi komutasında bir birlikle bu kalkışmaya destek verir.
Bu darbe sırasında Çankaya Köşkü’nün etrafını sardığı sırada Köşk’te Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Başbakan İsmet İnönü, bakanlar, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları toplantı yapmaktadırlar.
Albay Talat Aydemir’e telefon eden Fethi Gürcan, köşkün etrafını sardığını ve dilerse içerideki herkesi ele geçirebileceğini söyler. Albay Talat Aydemir ise “benim onlarla hesabım yok” şeklinde cevap verir.
Sonrasında İsmet İnönü’nün gayretleriyle bastırılır. Yapılan anlaşmalar gereği yakalanan darbeciler affedilip emekliye ayrılır. Fethi Gürcan ise emekliliği sırasında Milli Savunma Bakanlığı’nda müfettişlik görevine atanır.
Ayaklanmanın başarısız olmasını içine sindiremeyen Albay Talat Aydemir 2. darbe girişiminin gerçekleşmesine karar verir. Ve yine örgütlenme çalışmalarına başlar.
Fethi Gürcan ise hala akıllanmamıştır. Altı ay gibi kısa sürede 229. Piyade Alayı, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, Genelkurmay Kışla Komutanlığı, Harp Okulu ve Zırhlı Birlikleri tekrardan örgütler.
21 Mayıs 1963 gecesi Ankara Radyosu’nu ele geçiren emekli darbeciler gece yarısından sonra bu radyodan halka yeni bir darbe bildirisi okurlar
Hükümete bağlı kalan Hava Kuvvetleri’nin karşı saldırısıyla 20-21 Mayıs 1963’deki İkinci Aydemir darbesi de kolayca bastırılır. Bu sefer işleri daha zordur. Nitekim tüm darbeciler tutuklanır.
Gerçekleşen mahkemeler sonunda yedi kişinin idamına karar verilir. Bunların arasında Albay Talat Aydemir, ve Fethi Gürcan da yer almaktadır.
Eşi Esma Gürcan milli takımdaki başarıları baz alınarak Fethi Gürcan’ın affını isteyen bir mektup yazıp meclise gönderse de bu dileği kabul olmaz ve Fethi Gürcan 27 Haziran 1964’de idam edilir.