“Bir kitap okudum ve hayatım değişti…” repliği artık, diğer iç bayıcı klişe söylemler arasındaki yerini alalı çok oldu. Ne bir film ne, bir kitap hayatınızı değiştirmeyebilir ancak; bazı eserler size farklı bir perspektif kazandırabilir. Hikayedeki kahramanların sizin çuvalladığınız “level”ı, nasıl kolayca geçtiğini görebilirsiniz. Aslında sadece olayı ele alış biçiminizi değiştirerek, çok daha basit şekilde doğru sonuca ulaşabilirsiniz. Size direk faydası olmasa bile dünyayı, gerçekleri daha iyi anlamanızı sağlayacak eserler olabilir. İşte o filmleri listeledik:
1. PK (Peekay)
Peekay, Dünya’ya sıkışıp kalmış olan bir uzaylıdır. İnsanlarla ve inançlarıyla tanıştıktan sonra yaratıcıyı aramaya koyulur. Bu dünyanın gerçeklerine yabancı olduğu için kimsenin sormadığı sorular sorar. Masum, öğrenmeye aç bir çocuk gibidir sorduğu sorular. Bizim içinde büyüdüğümüz kalıplara çok yabancı olduğu için bu sorulara bulduğu cevaplar da son derece ilginçtir. PK inançları anlamaya çalışırken kimseyi kırmadan, hiçbir inancı hor görmeden salt bir anlamlandırma çabası içerisindedir. Bu serüvende bir çok arkadaşı olur. Ve ilk akla gelenin aksine tanrının varlığını inkar etme çabasında değil, tanrının insanların çizdiği sınırdan daha büyük olduğunun altını çizmektedir.
2. Her Şeyin Teorisi (The Theory of Everything)
Film, modern bilim ve teknoloji tarihini değiştiren İngiliz fizikçi ve teorisyen Stephen Hawking’in hayatını ve karısı Jane Hawking ile olan ilişkisini, üniversite döneminden itibaren ele alıyor. Bilim ile sanat arasındaki ilişki ve insan zihninin sonsuzluğunu muhteşem ele alan bir eserdir. Stephen Hawking Cambridge Üniversitesi’nin dehasıyla dikkat çeken bir öğrencisiyken 1965 ve 1991 yılları arasında evli kalacağı Jane Wilde ile tanışır. İkisinin mutlu birlikteliği, Hawking’e henüz 21 yaşındayken teşhisi konulan hastalıkla başka bir boyut kazanır. Tüm olasılıklara meydan okuyan çift evlenip çocuk sahibi olurlar. Yıllar Hawking’in hastalığını daha da şiddetlendirir ve sonunda ilişkilerinin sınırlarını zorlayan bir noktaya sürükler.
3. (Hayata Uyanmak) Waking Life
İlginç bir konusu olan bu animasyon filmde, genç bir adam, rüya dünyası ile gerçek hayatın ayrılma noktasını aramaktadır. Gerçeklik algısı ve düş üzerine farklı görüşleri olan insanlarla konuşmaya başlar. Bu görüşmeler ona farklı kapılar açacaktır. Aynı şekilde izleyici de, günlük hayattaki çokça felsefi konu üzerine düşünme fırsatı bulur.
4. Danimarkalı Kız
1920’lerin Kopenhag’ında geçen hikayede, Einar Wegener isimli genç bir ressam, kendisi gibi bir ressam olan Gerda Gottlieb ile evlenir. Einar eşiyle severek evlenmiş olsa da kendisini kadın gibi hissetmektedir. Bir gün eşine, kadın bir model olarak poz verir ve daha sonra karşı cinsten 2. bir kişiliğe bürünmeye başlar. Bundan sonraki süreç, kabullenmemek ve gerçekten hissettiğin kişi olmak için mücadele etmek üzerine oldukça dramatik bir süreç olacaktır.
5. Donnie Darko
Hikayemizin ana kahramanı Donnie Darko isimli bir gençtir. Bir gün odasından, insan/tavşan karışımı bir yaratık tarafından çıkartılır ve bilinmeyen bir sırra doğru sürüklenmeye başlar. Bu ilginç canlı, Donnie Darko’ya 28 gün, 6 saat, 42 dakika, ve 12 saniye sonra dünyanın sonunun geleceğini söyler. Film esasen kader ve başkalarının iyiliği için fedakarlık yapma konuları çevresinde dolaşır.
6. Bulut Atlası (Cloud Atlas)
Bulut Atlası sınır diye bir şey olmadığını gösteriyor. Sınırlar yalnızca aklımızda! Geçmişte çizilen saçma sınırların, günümüze nasıl bağlı olduğunu, zamanın çizgisel değil dairesel olduğunu en iyi anlatan yapıtlardan birisi. Filmin at başlığı da şu şekilde: “Bulut Atlası’nda Geçmiş, Şimdi, Gelecek, Her Şey Birbiriyle Bağlantılı…”
7. 3 Aptal (3 Idiots)
3 İdiots filmi, Türkçe adıyla 3 Aptal, PK filminin öncüsü sayılabilir. Burada baş karakterimiz başta eğitim olmak üzere hayat üzerine öyle sorular soruyor ki; klasik tarzda okul eğitimine eleştirel yaklaşanların bile ezberleri bozuluyor. Çokça “A evet yaa!” dedirtecek bir film izlemek için kesinlikle öneriyoruz.
8. Birdman veya (Cahilligin Umulmayan Erdemi)
Birdman veya Cahilliğin Umulmayan Erdemi filmi Alejandro Gonzalez Inarritu’ya En İyi Yönetmen Ödülü’nü getirmenin yanı sıra toplam 9 dalda Oscar’a aday gösterilmiş, bunlardan 4’ünü kazanmıştır. 2014 yapımı bu kara komedinin başrollerini Michael Keaton, Zach Galifianakis, Edward Norton, Andrea Riseborough, Amy Ryan, Emma Stone ve Naomi Watts gibi isimler paylaşmıştır.
Innaritu bu filmde aynı zamanda yapımcıdır ve filmin senaristlerinden birisidir. Film, bir zamanlar süper kahraman rolüyle meşhur olan fakat zamanla unutulmuş ve bir Broadway şovuyla tekrar ünlenmeye çalışan bir Hollywood aktörünün hikayesini konu almaktadır. Oyuncu bazında da pek çok ödüle aday gösterilen film başrolündeki Michael Keaton’a En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazandırmıştır.
9. Manolya (Mangolia)
Bazen sorunlarınızı anlamak ve çözüm aramaya başlamak için kendinizi dipte ya da sınırda bulmanız gerekmektedir. Çünkü artık nefes alınamaz noktaya kadar gelene kadar erteleriz bazı sorunlarımızı çözmeyi. İşte bu film, kararlarımızı nasıl, neden ve ne zaman alıyoruz soruları üzerine cevap buluyor.
10. Kayıp Çocuklar Şehri (La cité des enfants perdus)
Muhteşem dekorlar, başarılı efektler ve ucube karakterlerle oldukça çılgın bir hayal alemi… Korkunç bir bilim insanı olan Krank, rüya görme yetisi olmadığı için normalde olması gerekenden daha hızlı yaşlanmaktadır. Krank’in yardımcıları, kaçırdıkları çocukları, laboratuvardaki makinelere bağlamaktadırlar. Böylece Krank, çocukların rüyalarını çalarak kendi rüya açığını kapatmaktadır. Krank’in tezgahı cesur bir kız ve nazik bir dev ile bozulmaya başlar.