Bir film analizi için zor bir tercih ancak, yapılmasa idi içimizde bir ukde kalırdı diye düşünüyoruz. Zira 2022 yılını sallamış, pek çok film ödülüne ve adaylığa layık gösterilen; tek bir tür ile asla açıklayamadığımız, daha doğrusu birden çok daha fazla türe ait bir yapımdan bahsediyoruz. Yaklaşık 2,5 saat süren bu filmin içinde komedi, gerilim, aksiyon, macera, bilim kurgu, fantastik ögeler, dram; kısacası ne ararsanız var. İzleyiciyi bir duygudan bir başka duyguya sürüklüyor, kimi izleyicilerin yüreğinin derinliklerinde kalan kimi yaralara tuz basıyor, kimileri için ise bir görsel şölen yaratıyor. E haliyle “Neresinden başlasak?” derken kendimizi bu paragrafı yazarken bulduk. İşte karşınızda Everything Everywhere All at Once film analizi!
Filmin çıkışı ve film ekibi
Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once), 2020 yılında üretim sürecine başlanan ve ilk gösterimini 2022 yılının Mart ayında South by Southwest (SXSW) festivalinde yapan bir komedi, gerilim, aksiyon, macera, bilim kurgu ve dram filmi.
Filmin yönetmenlik koltuğunda sinema sektöründe “Daniels” olarak bilinen ikili Daniel Kwan ve Daniel Scheinert var. İkili aynı zamanda filmin senaristliğini ve yapımcılığını da üstleniyorlar. Hatta Daniel Scheinert filmin bir sahnesinde aktörlük de yapıyor. Oyuncu kadrosunda ise Michelle Yeoh, Stephanie Hsu, Ke Huy Quan, Jenny Slate, Harry Shum Jr., James Hong ve Jamie Lee Curtis bulunuyor.
Everything Everywhere All at Once başarıları
Film En İyi Fantastik Film dalında Satürn ödülü almasının yanı sıra Michelle Yeoh ve Ke Huy Quan’a da Satürn ödülü kazandırdı. Hollywood Eleştirmenleri Derneği, Hollywood Müzik Ödülleri, İngiliz Bağımsız Film Ödülleri, Amanda Ödülleri ve Gotham Ödülleri gibi yerel, ulusal ve uluslararası pek çok festival ve etkinlikte de film ödülleri ve ödül adaylıkları kazandı.
25 milyon dolarlık bir bütçe ile üretilen Everything Everywhere All at Once’un güncel olarak hasılatı tamı tamına 103 milyon dolar! Bu, filmin bütçesini 4’e katlayarak önemli bir gişe başarısı yakaladığını gösteriyor.
Pek çok seyircinin gözdesi haline gelen yapım, sinema alanındaki önemli sosyal platformlarda da aldığı seyirci oyları ile göz dolduruyor. IMDB‘de 10 üzerinden 8.1, Letterboxd‘da 5 üzerinden 4.5, Rotten Tomatoes‘da ise 100 üzerinden 89 alan film, son dönemlerin en beğenilen popüler filmleri listesinde rahatlıkla ilk 10’a girebiliyor.
Başından uyaralım, bu yazı bir film analizi olacak ve bu paragraftan sonraki kısmı hâliyle filmi izleyip aklında bir soru işareti kalan veya izlediği filme farklı bir perspektifle yaklaşmak isteyen seyircilere dönük bir yazın hâlini alacak. Sözün kısası:
UYARI
“BOLCA SPOİLER İÇERİR, FİLMİ İZLEMEDİYSENİZ VE AĞIZ TADIYLA İZLEMEK İSTİYORSANIZ VEYA BİR GÜN AĞIZ TADIYLA İZLEYESİNİZ TUTABİLİR İSE ŞİMDİDEN SAYFAYI KAPATMANIZI; BİR ÖNERİ OLARAK FİLMİN KISA TANITIMINI DA İÇEREN HAFTANIN FİLM ÖNERİLERİ YAZIMIZI İNCELEMENİZİ ÖNERİRİZ!”
Everything Everywhere All at Once konusu ve içeriği
Everything Everywhere All at Once; çoklu evrenler temasını olay örgüsünün en merkezine alan ama aynı zamanda aile, varoluşçuluk, nihilizm, göçmen yaşamı ve kültür çatışmaları gibi bir dizi toplumsal meseleyi özellikle Amerika’da yaşayan Uzak Asya toplumu açısından ele almayı ustalıkla başaran bir filmdir.
Bu filmin bizi içine çektiği tüm aksiyonun, maceranın, kaosun ve diğer çeşitli temaların ötesinde, özünde iki yakayı bir araya getirmeye çalışan yüzbinlerce Çinli-Amerikalı aileden birisinin hikayesi var.
Orta yaşlı bir kadın olan aile reisi Evelyn; sahip olduğu basit, monoton ama bir yandan da sorunlarla dolu olan hayatından kesinlikle memnun değildir. Öyle bir dönemeçtedir ki hayatındaki her bir şey ters gidiyor gibi görünüyordur.
Tonlarca borcu olan küçük ama şirin çamaşırhanesi, sürekli toparlaması gereken bir eşi ve darmadağınık bir evliliği, ergenlik çağındaki eşcinsel kızıyla bağ kurma (ve genellikle kuramama) çabaları… Saymakla bitmez olan tüm bu sorunlarının arasında hayatını devam ettirirken Evelyn birdenbire her şeyi değiştirme şansı bulur.
Her evrenin kaderini değiştirebileceği, her evrenin kontrolünü elinde bulunduran güçlü bir gücün ciddi tehdidi altında olduğu fantastik bir dünyanın kapıları Evelyn’e ardına dek açılır. Evren(ler)in kaderi artık onun ellerindedir ve her şey Evelyn’e bağlıdır.
Everything Everywhere All at Once üzerine birkaç düşünce
Aslında filmin adı filmle ilgili her şeyi söylüyor. “Her şey Her yerde Aynı Anda“… Birbirine zıt çokça öğe, tür ve temayı bir araya getiren bu filmin yapımcıları büyük bir risk almış ama aldıkları riske sonuna dek değmiş denilebilir. Hikaye; anlam ve derinlik açısından o kadar zengin ki, daha önce görmediğimiz sinemacılık anlayışını sergilemiş desek yeridir.
Çoklu ve paralel evrenler kavramı, kuşkusuz, birçok hevesli film hayranının ve benzer şekilde film yapımcısının ilgisini çeken bir konu olmuştur. Ancak Everything Everywhere All At Once’ta bu konseptin kullanılması daha büyük ve daha zengin bir hikayenin gerçekleşmesi için bir araçtır. Birbirinden tamamen farklı, hatta zıt olan iki kavramı alan ve bu kavramlar arasında sinerjik uyum yakalamayı başaran film; bu bağlamda ciddi bir başarı elde etmiştir.
İlki, alternatif evrenlerin karmaşık doğasını anlatmaktadır ve bu kısmı tek başına ele aldığımızda seyircilerde çokça kafa karışıklığına neden olduğunu söyleyebiliriz. Diğeri ise bir ailenin dışardan bakınca basit görünen ama aynı zamanda derin ve duygusal hikayesidir.
Filmin başarılı olması ve bunaltıcı olmaktan kaçınmak adına çok fazla ayrıntıyı ve çeşitli türleri bir araya getirmesi dikkate değer bir başarı. Everything Everywhere All At Once, bu başarısını; bütün bir olay örgüsünü kara mizah, aksiyon, macera, bilim kurgu, dövüş sanatları, fantastik unsurlar ve hatta bazı animasyon ve korku unsurlarıyla yetkince birleştirebilmesine borçludur.
Filmde aynı anda gerçekleşen o kadar çok olgu, olay ve durum var ki, filmin kafa karıştırıcı bir karmaşaya dönüşmemesi için ciddi bir uğraş gerektiği kesin. Filmde gerçekten sıkıcı olan tek bir an bile yok ve tüm bu türler bir araya gelirken, hikayenin bu kadar duygusal ve anlamlı bir şekilde anlatılması daha önemli hale geliyor.
Filmin sahip olduğu gösterişlilik ve ihtişam; izleyicileri derinlik ve anlam açısından çok zengin olan hikayeden uzaklaştırmıyor. Aslında bu filmin olay örgüsünün nasıl çözüldüğü dahi oldukça konseptsel… Film, üç farklı ama iç içe geçmiş bölüme ayrılmıştır ve filmin adında sırası ile belirtildiği gibi adlandırılmış.
Filmin ilk bölümünün adı “Everything”, ikinci bölümünün adı “Everywhere” ve son bölümünün adı ise “All at Once”tur. Hikaye, bir bütün olarak darmadağın olan ailenin kendisine odaklanmanın ötesinde, ailenin yaşadığı sorunların ve travmaların vurgulanması ile paralel olarak varoluşçuluk ve nihilizm gibi daha derin temalara dalabiliyor.
Bu filmde, filmin doğası gereği yaşama ve evrene dair belli başlı zor soruların yanıtlanması için çok fazla zaman ve ayrıntı harcanmış. “Her Şey Her Yerde Aynı Anda“, izleyicileri hayatın anlamına yönelik hiç bitmeyen bir iç gözlem yolculuğuna çıkarıyor.
Filmin felsefi ve bilimsel soruları/yanıtları
Evelyn, hayatının robotik ve sıradan bir versiyonunda uyandı. Gözleri kendisinin diğer versiyonlarına açıldığında, “ya olsaydı?” ve “acaba ne olabilirdi?” düşünceleri kafasında yer tutmaya başlıyor.
Bu film, alternatif gerçeklik kavramını çok farklı ve ilginç bir perspektiften inceliyor. Bu filmde resmedilen sadece insanlığın paralel dünyalarda aynı anda var olduğu ve her paralel dünyada birbirinden farklı milyonlarca varyasyondan oluştuğu fikri değildir.
Alternatif gerçekliklere müdahale edilebildiğinde her bir seçimin nasıl diğer alternatif gerçeklikleri nasıl etkilediğinin açıklaması bu filmde özel bir yer tutmaktadır. Everything Everywhere All at Once’un en başarılı olduğu şey, aynı anda hem eğlenceli hem kışkırtıcı ve entelektüel olarak teşvik edici bir yapım olabilmesidir.
Filmde ayrıca depresyon ve nihilizm temalarıyla ilgili pek çok önerme de var. Alternatif evrenlerin iletişim aracı olarak kullanılması ve bilim kurgu temasının bu fikri pekiştirmesi yine seyircilere bugüne dek bildiklerimize ilişkin farklı bir perspektif sunuyor.
Filmin dikkat çekici diğer ögeleri
Çarpıcı görseller ve müzikal katkılar da filmin övgü aldığı diğer unsurlardır. İlk birkaç dakika film, indie filmler benzeri bir seyir deneyimi veren çok rahat bir renklendirmeye ve tonlamaya sahip. Filmin görsel ve müzikal atmosferinin yaratılışındaki çeşitlilik, aynı anda birden fazla duyuya dokunabiliyor Kamera açıları, kurgu ve görsel efektler filme o kadar çeşitlilik katıyor ki detaylara verilen dikkat modern sinemacılık anlayışından tamamen farklı bir seviyeyi temsil ediyor.
Sonuç yerine…
Bir derecelendirmede bulunmak yerine filmin her seyirciye farklı duygular yaşattığını ve saydığımız tüm sebepler dışında sadece bunu deneyimlemek için dahi izlenebileceğini vurgulamak istiyoruz.
Keyifli seyirler…