1 Mayıs 1947 yılında Evelyn McHale henüz 23 yaşındayken Empire State binasının 83. katından atlayarak intihar ederek; gelmiş geçmiş en güzel intihar etmiş insan fotoğrafını vermiştir. Empire State binasından atlamış ve bir arabanın üzerine düşmüştür. Ancak cesedi parçalanmamış, sanki hurdalıktaki bir arabanın üzerine yatmış uyuyan bir kadın gibi görünmektedir. Onun ölümünün fotoğrafı günümüzde “tarihin en güzel intiharı” olarak anılır.
Evelyn McHale’in intihar sebebi net olmamakla birlikte üzerine birçok teori ortaya atılmıştır. İşte tarihin gelmiş geçmiş en güzel intiharını gerçekleştiren Evelyn McHale’in hikayesi…
Yazar Notu: Evelyn McHale’nin fotoğrafı “tarihin en güzel intiharı” olarak anıldığı için yazımızda bu ibareye yer verdik. Yani bu cümle, kesinlikle intiharla ilgili pozitif bir algı oluşturmak için kurulmuş bir cümle değil.
İnci Kolye
Evelyn’in nişanlısı Pensilvanya Lafayette Koleji’nde öğrencidir ve onu görmek için 4 günlük bir ziyarete geldiğinde Evelyn’e çift sıralı bir inci kolye hediye eder. Nişanlısının bu kolyeyi alabilecek parası olmadığından mutlaka ailesinden yardım almış olmalıdır ama Evelyn için önemli değildir bu. Bu kolyeye bayılmıştır ve hayatı boyunca değer verecektir.
Nişanlısı Evelyn’in çalışmasından memnun değildir.
Evelyn okulun dışında aynı zamanda Manhattan’da muhasebe memuru olarak çalışmaktadır ancak nişanlısı bu durumdan hiç memnun değildir. Bu yüzden ziyaret, inci kolye dışında çok da iyi gitmez. Zaten nişanlısının memnuniyetsizliğinin nedeni Evelyn’in yanında çalıştığı genç erkeklerden onu kıskanmasıdır.
“Bensiz çok daha iyi bir hayata sahip olacak.”
Ziyaretin 3. gecesinde Evelyn nişanlısına kaldığı yatakhaneye kadar eşlik eder ve sonra sadece kadınların kaldığı şehirdeki oteline döner. Şehirde kalması konusunda nişanlısı ısrar etmiştir. Yatağına oturur, günlüğünü açar ve “Bensiz cok daha iyi bir hayata sahip olacak” yazar. Sonra yazdıklarını silip “Ben hiç kimse için iyi bir eş olamam” yazar ama yine üzerini karalayıp sayfayı günlüğünden yırtar, buruşturur ve odanın öbür ucuna fırlatır.
Hayat disiplin gerektirir, romantik düşler değil.
Evelyn yatmadan önce annesini düşünür. Annesinin kendisine ne kadar sık aptalca davranmayı bırakıp bir düzen kurmasını ve ciddileşmesini söylediğini hatırlar. Annesi ona sürekli hayatı disiplin gerektirdiğini, romantik düşlere yer olmadığını söylemektedir. Evelyn hem ailesini hem de nişanlısını mutlu etmek istemektedir ancak bütün bunlar; kendi işi, kendi parası, kendi hayatıdır. O gece günlüğüne anlatmak istedikleri bunlardır ama yazmamıştır. Yarın nişanlısıyla beraber geçirecekleri son gün olacaktır. Evelyn günü güzel geçireceğine dair kendine bir söz verir.
Nişanlısı hemen evlenmek ister.
Ertesi güne kampüste hafif bir kahvaltıyla başlarlar. Lafayette’deki kemere yürürler, sonra da köprüye. Köprünün ortasına geldiklerinde nişanlısı Evelyn’e döner, ellerini tutar ve:
Nişanlısı – Şehirde çalışmayı bırakmanı istiyorum. Aslında istediğim, planladığımızdan daha önce evlenmemiz.
Evelyn – Anlamıyorum, planlarımızı zaten yapmıştık, sen okulu bitirene kadar bekleyecektik.
Nişanlısı – Senden ayrı olmaya dayanamıyorum. Buna senin de mutlu olacağını düşünmüştüm.
Evelyn – Mutluyum zaten, ama planlarımızda büyük bir değişiklik bu.
Nişanlısı – Biliyorum. Hatta bence şehirdeki işinden istifa etmeli ve belki de kampüsün yakınlarında bir iş bulmalısın düğüne kadar. Ayın ilk gününden itibaren çalışmayı bırakmanı istiyorum.
Evelyn her ne kadar sinirlenip üzülse de nişanlısı ile geçirecekleri son günün kötü geçmemesi için nişanlısının söylediklerine itiraz etmez ve kabul eder. Ziyaret sonrasında şehre döner.
Cebinde otel odasında yazıp buruşturduğu kağıdı bulur.
1 Mayıs 1947 sabahı, yani nişanlısının gidişinden yaklaşık 2 hafta sonra, Evelyn Manhattan sokaklarında amaçsızca dolaşmaktadır. İşinden istifa ettiği için gideceği bir yeri yoktur. Nişanlısını telgraflarına haftalardır cevap vermemiştir. Cüzdanında birkaç dolar parası vardır. En sevdiği açık gri renkli yün ceketinin üzerine beyaz eldivenlerini giymiş ve çok değer verdiği inci kolyesini takmıştır. Yürürken elini cebine sokar ve otel odasında iken yazıp sonrasında buruşturup duvara fırlattığı kağıt parçasını bulur. Kağıdı duvara fırlattığı gecenin ertesi gününde o kağıdı döşemenin üzerinden alıp bir daha hiç yanından ayırmamıştır.
Ufak bir parmaklık, minik bir çıkıntı ve 250 metre yükseklik …
Evelyn McHale, Empire State binasının önüne gelir ve binaya bakar. İçeri girip asansöre biner ve binaya gelen ziyaretçiler için yapılmış olan 86. kattaki gözlem platformuna çıkar. Önünde ufak bir parmaklık, minik bir çıkıntı ve 250 metrelik bir boşluk durmaktadır. Ceketini çıkararak parmaklığa asar. Cüzdanını ve çantasını yere bırakır. İnci kolyesini eline alır ve bir tılsım gibi sımsıkı tutarken, derin bir nefes alıp kendini boşluğa bırakır.
“Tarihin en güzel intiharı”
Evelyn birkaç saniye sonra cadde üzerinde geçmekte olan bir arabanın üzerine düşer. Arabanın tavanı çökerken kendisi sanki; huzurlu, sakin ve uyuyormuşcasına tüm güzelliğiyle ve zarafetiyle yatmaktadır. Bedeni hiç parçalanmamış ve zarar görmemiştir. Kalbinin üzerinde tuttuğu elinde, nişanlısının ona hediye ettiği, çok sevdiği inci kolyesini tutmaktadır. Onun bu zarar görmemiş, uysal, dingin, zarif ve huzurlu halini görenler öldükten sonra cennete gittiğini düşünmüşlerdir.
İntihar notunda ise şöyle yazmaktadır:
“Ailemin içinden veya dışından hiç kimsenin hiçbir parçamı görmesini istemiyorum. Lütfen bedenimi yakarak yok edin. size ve aileme yalvarıyorum, benim için tören veya anma düzenlemeyin. Nişanlım haziran’da evlenmeyi teklif etti. Ben kimse için iyi bir eş olabileceğimi düşünmüyorum. O benden çok daha iyi birisi. Babama söyleyin annemle çok fazla ortak yönümüz var.”
Bu fotoğrafı olaydan yaklaşık 4 dakika sonra tesadüfen oradan geçen bir fotoğrafçılık öğrencisi olan Robert Wiles çekmiştir. Evelyn McHale’in intihar nedeni çok açık olmasa da, öldükten sonra onun zarif ve güzel ölümünü yansıtan bu fotoğraf, “tarihin en güzel intiharı” olarak kayıtlara geçmiştir.