Gerek filmlerde gerekse kitaplarda casusluk mesleğine rastlıyoruz. Pek çok kişinin aşina olduğu ancak gerçek dünyadan çok uzak gibi gözüken bu meslek bir dönem dünya siyasetine yön verdi. Özellikle soğuk savaş döneminde casusluk ülkeler için oldukça önemliydi. Bu sayede birbirlerinin sırlarını öğrenip politikalarına yön verebiliyorlardı. Casuslar aynı anda hem kahraman hem de kötü adamlar olarak ilan ediliyordu. Tarihte ise pek çok ünlü casus bulunuyor. Ancak bunlar arasında öne çıkan bir çift var; Ethel ve Julius Rosenberg. SSCB için casusluk yapmakla suçlanan çiftin hikayesini paylaşacağız sizlerle.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından süper güç olarak çıkan ABD ve Sovyet Rusya Soğuk Savaş Dönemi’ne girmişti. İki ülke neredeyse her konuda birbirleriyle yarış halindeydi
Bu süreçte ise ülkeler birbirlerinin yaptığı şeylerden haberdar olmak için hükümete yakın yerlere casuslar yerleştiriyordu.
1915 doğumlu Ethel Greenglass Rosenberg ve 1918 doğumlu Julius Rosenberg de Yahudi kökenli ailelerin New York’ta doğan çocuklarıydı
Julius Rosenberg elektrik mühendisi, Ethel Greenglass ise sekreterdi. Julius ve Ethel 1936 yılında Genç Komünist Derneği’nde tanıştı. Bundan 3 yıl sonra 18 Haziran 1939’da evlendiler
İki oğlu bulunan ve Rus gizli servisi olan KGB ajanı çift Amerikan vatandaşı ve Amerika Birleşik Devletleri Komünist Partisi (CPUSA) üyesiydiler
Çift evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra da partideki aktif görevlerini sürdürmeye devam etti. Julius Rosenberg 1947 yılında yürürlüğe giren “Taft Hartley Yasası” çerçevesinde, Komünist Parti’ye üye olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldı
Eşinin kardeşi David Greenglass ile tamirhane açan Julius bu işte de sıkıntılar yaşadı. 1945 yılında ise Senatör McCharty’in adamları önce bir itirafçıdan David Greenglass’ın ismini aldılar. David Greenglass yaratılacak komplo için ideal bir suçlu adayıydı. Askerliğini atom bombası üretilen Los Alamos’ta yapmış, terhis edilirken de hatıra olsun diye çaldığı uranyum ve bazı aletlerle yakalanmıştı. Zira atom bombası üretilen tesislerde çalışan David Greenglass bazı bilgileri Julius’a pekala vermiş o da bunları SCBB’ye satmış olabilirdi. Nitekim senaryo da bunun üzerine kuruldu. Greenglass’ın karısı Ruth da Julius aleyhine tanıklık yaptı.
Rosenbergler, Ethel Rosenberg’in kardeşi David Greenglass’ın çalıştığı New Mexico’daki araştırma merkezinden edindikleri nükleer silah sırlarını Rus ajanlara ileten casuslar olarak suçlandılar
17 Temmuz 1950’de Julies, 11 Ağustos’ta da karısı Ethel tutuklandı. Çift kendilerine yapılan suçlamaları reddetti. Ancak aleyhlerine tanıklık edenler vardı. 5 Nisan 1951’de ise her ikisi de idam cezasına çarptırıldı
Toplanan delillerde Julius Rosenberg’in aktif olarak casusluk yaptığı yer almış, ancak suçlu bulunduğu casuslukla kendisinin ya da Ethel Rosenberg’in ilgisi olduğuna dair herhangi bir delil bulunamadı.
Tepkiler üzerine ise McCharty hükümeti çiftle uzlaşmak için anlaşma teklif etti. Hükümet casus olduklarını itiraf etmeleri karşılığında idam cezasını 30 yıla indirmeyi teklif etti ancak Rosenbergler bunu reddetti
Hükümetin çabaları bununla da sınırlı kalmadı. Çifti birbirlerinin aleyhine tanıklık yapmaya zorladılar. Ethel ve Julius’a ayrı ayrı gidip eşinin onun hakkında itirafta bulunduğu söylediler. Ancak Rosenberg çifti bu komploya inanmadı.
Son yapılan teklif ise, Bayan Rosenberg’in bütün şuçu eşine yüklemesi karşılığında serbest bırakılması şeklindeydi ancak bu da reddedildi
Ethel Rosenberg son teklifin ardından tarihe geçecek şu sözleri söyledi; “Ey yollarını şaşırmış yiyiciler, ey satılmış insanlar, ey bu güzel dünyamızı kirleten iğrenç mahlukatlar! Yanıt mı istiyorsunuz? İşte size yanıtım: Sizin lanetlenmiş bağışlamanıza boyun eğip yaşamaktansa, suçlu bulduğunuz kocamla birlikte ölmeyi tercih ederim.”
Çifte götürülen teklifler idam gününe dek devam etti. İdamları içinse 18 Haziran tarihi kararlaştırıldı. Ancak evlilik yıl dönümleri olması sebebiyle idamlarının 19 Haziran’a alınmasını talep ettiler
19 Haziran 1953 yılında ise Ethel ve Julius Rosenberg elektrikli sandalyede idam edildi. Çiftin idamı ise tüm dünyada yankı uyandırdı. Onların casus olduğuna inanmayan pek çok kişi bulunuyordu
On yıllar sonra Sovyet haberleşmeleri Venona Projesi ile deşifre edildi ve kamuya açıldı. Bu haberleşmelerde Julius Rosenberg’in aktif olarak casusluk yaptığı yer almaktaydı. Ancak, suçlu bulunduğu casuslukla ilgili ya da Ethel Rosenberg’in ilgisi olduğuna dair herhangi bir delil bulunmuyordu.
Türk şiirinin önemli isimlerinden Melih Cevdet Anday da Rosenberglerin ölümünün ardından “Anı” isimli bir şiir yazdı. Şiir daha sonra Zülfü Livaneli tarafından bestelendi;
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil bu anılacak şey değil
Apansız geliyor aklıma
Neredeyse gün doğacaktı
Herkes gibi kalkacaktınız
Belki daha uykunuz da vardı
Geceniz geliyor aklıma
Sevdiğim çiçek adları gibi
Sevdiğim sokak adları gibi
Bütün sevdiklerimin adları gibi
Adınız geliyor aklıma
Rahat döşeklerin utanması bundan
Öpüşürken bu dalgınlık bundan
Tel örgünün deliğinde buluşan
Parmaklarınız geliyor aklıma
Nice aşklar arkadaşlıklar gördüm
Kahramanlıklar okudum tarihte
Çağımıza yakışan vakur, sade
Davranışınız geliyor aklıma
Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.
Kaynak: 1