Bir çocuğa bakmak ve onu yetiştirmek gerçekten çok büyük bir sorumluluktur. Bazen bununla ilgili düşünmek bile korkutucu gelebilir. Öyle ki, artık ebeveynleri bu konular hakkında bilgilendirmek ve cesaretlendirmek için yıllar öncesinden günümüze evrimleşen kitaplar, tavsiyeler ve uzmanlar vardır. Ancak eski zamanlarda bunların çoğu yoktu. Ebeveynler geleneklere bağlı kalarak yaşadıkları toplumun sahip olduğu bilgilere göre çocuk büyütüyorlardı. İşte yeni doğan bebekleri domuz yağı ile yıkamayı ve 6 aylık bebeklere kahve içirmeye içeren eski zamanlarda ebeveynlik.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “1800’lü Yıllarda Çocuk Sahibi Olan Ebeveynlere Verilen 22 İlginç Tavsiye”
1. Doğumdan kısa bir süre sonra bebeklere tuvalet eğitimi verilmekteydi
20. yüzyılda ebeveynler, bebeklerini birkaç haftalıkken tuvalet eğitimi vermeye başladılar. Tek kullanımlık bebek bezleri, bebeğin lazımlık eğitimi yaşının gecikmesine neden oluyordu. Çünkü daha önce bez bebek bezleri kullanıldığında bebeklerin tuvalet eğitimi 12 ila 18 aylıkken başlıyordu. Ayrıca Antik Yunan’da lazımlık kullanıldığını gösteren parça ve çizimler vardır.
2. Yeni doğan bebekler domuz yağı ile yıkanmaktaydı
19. yüzyılın ortalarında yayınlanan anneler için tavsiyeler içeren bir kitapta, yeni doğanın cildini kaplayan macunsu maddeyi (verniks kazeoza) çıkarmak için bebeğin yıkanması önerilmiştir. O zamanlarda ebeveynler, yeni doğan bebekleri domuz yağı ile güzelce ovaladıktan sonra sünger, sabun ve ılık su ile yıkadılar.
Günümüzde ise annelerin bebek doğar doğmaz emzirmeye başlayabilmesi için bebeklerin vücut ısısını korumak amacıyla doğumdan 24 saat sonra yıkanması tavsiye edilmektedir. Ayrıca bebeğin vücudunu kaplayan bu madde koruyucu bir tabaka görevi gördüğü için çıkarılmamalıdır.
3. Eski zamanlarda uyku önerileri günümüzden çok daha farklıydı
Bahsi geçen kitapta çocukların kışın 18.00, yazın 19.00’da uyuması tavsiye edilmiştir. Yazar, aksi takdirde bebeklerin zamanından önce yaşlanacağını ve şimdiden hastalık tohumlarının ekileceğini belirtmiştir. Ayrıca bebeklerin ve çocukların üşümemeleri, ayaklarını ısıtmaları ve sağlıklı bir şekilde uyumaları için yatmadan yarım saat önce koşmalarını önermiştir. Günümüzde ise bebeklerin ve çocukların uykuya hazırlanmaları için yatmadan birkaç saat önce dinlenmeleri tavsiye edilmektedir.
4. Zehirli bir madde olan arsenik, bilinçsizce bebeklerin yanında tutulmaktaydı
Viktorya döneminde, çok göz alıcı olan güzel bir zümrüt yeşili tonunda yapay bir boya modaydı. Duvar kağıdı, elbiseler, yapay çiçekler ve hatta bebek arabaları gibi çeşitli ürünlerde yaygın bir şekilde kullanıldı. Fakat bir sorun vardı; o da, bu rengi elde etmek için kullanılan hammaddenin oldukça zehirli bir madde olan arsenik olmasıydı.
5. Eski zamanlarda bebeklerini emziren anneler hoş karşılanmıyordu. Ayrıca bu konu ile ilgili farklı fikirler vardı
Rönesans zamanında aristokrat kadınların bebeklerini emzirmeleri modaya uygun değil idi. Ayrıca figürlerini bozmaktan, sosyal bir hayat yaşayamamaktan ve dönemin kıyafetlerini giyememekten endişe duyuyorlardı. Bu nedenle bebeklerini emzirmeleri için süt anne tuttular. Ayrıca bu bir hizmetçi tutmaktan çok daha ekonomikti. Süt anne bebekle ilgilenirken, anne ev işlerini yapıyordu.
Geçtiğimiz yüzyılın başlarında, bir anne sinirliyken veya endişeliyken bebeğini emzirdiği takdirde bebeğinde kolik, kasılma veya başka bir ani hastalık olabileceği söylenmiştir. 19. yüzyılın başlarında ise genç annelerin, bebeklerini 9 aydan fazla emzirmemeleri tavsiye edilmiştir. Çünkü bunun çocuklarda beyin hastalıklarına, annelerde ise sağırlığa veya körlüğe neden olabileceği düşünülmekteydi.
6. Bebeklerin parmak uçlarına ve tırnaklarına kinin sürüyorlardı
Kinin, şu anda sadece sıtma ve babesiosis tedavisinde kullanılan zehirli bir maddedir. Ancak bu durum 1916 yılında bilinmiyordu. O dönemdeki bir kitapta, bebeklerin tırnaklarını emmelerini veya ısırmalarını önlemek için bebeklerin parmak uçlarına ve tırnaklarına kinin sürüyorlardı.
7. Çocuklara karşı aşırı sevecen davranmaktan kaçınıyorlardı
Ünlü psikolog John B. Watson tarafından 1928’de yayınlanan bir kitapta, “Aşırı Anne Sevgisinin Tehlikeleri” diye bir bölüm bulunmaktaydı. Bu bölümde annelerin, bebeklerini öpmemeleri ve sarılmamaları gerektiği yazıyordu. O zamanlarda bir bebeğe çok fazla ilgi gösterildiğinde şımaracağı ve düzgün bir karaktere sahip olmayacağı düşünülüyordu.
8. Eski zamanlarda doğumdan birkaç hafta, hatta birkaç gün sonra bebeklere katı yiyecekler yediriliyordu
Savaş sonrası dönemde bebek beslenmesi üzerine yapılan bir araştırma, annelerin, bebeklerini 6 haftalıkken katı gıdalarla beslemeye başlamaların önerdi. 1960’ların başında yayınlanan başka bir kitapta bir doktor, 2 günlük bebeklere mısır gevreği verilebileceğini belirtti ve 6-7 aydan itibaren onlara çay ve kahve gibi yetişkin içecekleri verilmesini tavsiye etti.
9. Eski zamanlarda ebeveynler, bebeklerin ve çocukların sol ellerini kullanmalarına izin vermiyorlardı
Ayrıca 20. yüzyılın başlarında, solak olma belirtileri gösteren bebekler ve çocuklar, yemek yeme ve yazma gibi eylemler için sağ elini kullanmaya zorlandılar. Bir çocuk sol elini kullanmayı seçerse, bunun cüretkar bir kişiliğin yansıması olduğu ve zorla değiştirilmesi gerektiği düşünülüyordu. Hatta ebeveynler, sol elini kullanmaya çalışan bebekleri ve çocukları sol ellerini bağlamakla tehdit ediyorlardı.
10. Eski zamanlarda seyahat eden ebeveynlere, bebeklerini bir sepette taşımalarını tavsiye ediyorlardı
1930’larda seyahat eden ebeveynlere, bebeklerinin güvende olmaları için onları bir sepetin içinde taşımaları tavsiye edilmiştir. Bebek araba koltuğunun nispeten yeni bir şey olduğunu düşünürsek, 1930’larda verilen bu tavsiyeye “iyi” demek yanlış olmaz. 1960’lı yıllardaki bir katalogda ise seyahat sırasında bebeğin güvende olması ve özgürce hareket edebilmesi için arka koltuğa yerleştirilen bir platformun reklamı yapılmıştır.
11. Bebeklerin temiz hava almaları için pencere dışına takılan bebek kafesleri kullanılmaktaydı
20. yüzyılın başlarında ebeveynlere, tüberküloz nedeniyle çocuklarını mümkün olduğunca uzun süre açık ve havalandırılmış olan güneşli yerlerde tutmaları tavsiye ediliyordu. Bu nedenle bebeklerin güneşlenmeleri ve temiz hava almaları için pencere dışına takılan bebek kafesleri üretildi ve uzun bir süre kullanıldı.
12. Eski zamanlarda ebeveynler, bebeklerini karınları üzerinde uyutuyorlardı
1970 ve 1980 yılları arasında çocuk gelişimi uzmanları, bebeklerin karınları üzerinde uyumasını tavsiye ettiler. Ancak o dönemin uzmanları, bu uyuma pozisyonunun küçük bebeklerde ani ölüme sebep olabileceğini bilmiyorlardı. 1994 yılında uzmanlar, bebeklerin sırt üstü uyutulmalarını teşvik etmek için bir kampanya başlattılar. Böylece karınları üzerinde uyuyan bebeklerin sayısı %50 oranında azaldı.
Kaynak: 1