Rekabete dayalı olarak ortaya çıkan ve küresel bir üne sahip olan satranç, dama gibi strateji oyunlarının kökeninin çok eskilere uzandığını biliyoruz. Peki şimdilerde oynadığımız kutu oyunlarının yine binlerce yıllık deneyimle ortaya çıkan benzerleri var mı? Cevabımız, evet!
Eğer satranç ve benzeri strateji oyunları ilginizi çekmeyi başarıyorsa size bir önerimiz var; “700’den Fazla Satranç Takımının Sergilendiği Türkiye’nin İlk Satranç Müzesi” başlıklı içeriğimize göz atabilirsiniz.
Gelelim konumuza, bakın başka hangi masa oyunları köklü tarihlere sahipmiş…
İngiliz kökenli masa oyunu: The New Game of Human Life
Bu masa oyunu, 14 Temmuz 1790 tarihinde var olmuş. Bu tarihten itibaren İngiliz eğlencesinin tanımını baştan yapan oyun oldukça dikkat çekmiş.
Oyunda, oyuncular bebeklikten itibaren yaşamın farklı aşamalarından geçiyor. Oyuncular, indikleri karenin ahlaki karakterine göre oyun tahtasında ileri veya geri hareket ediyorlar. ‘Drunkard’ adını alan zeminde yer alan merkeze (meydana) gelmeleri gerekiyor.
Oyun, dönemin sosyal özelliklerini yansıtması açısından önem taşıyan tarihi bir gösterge olarak yer etmiş.
2. İskandinav kökenli masa oyunu: Viking Satrancı
Popüler kültürün etkisi ve katkısıyla (ara sıra katkısı olduğunu inkar edemeyiz) ilgi duyduğumuz Vking tarihini, yalnızca Ragnar Lothbrok’tan ibaret sayamayız.
Arkeologlar, Book of Deer Projesi kapsamında İskoçya’da sürdürdükleri çalışmalarda bir kazı alanına yoğunlaştılar. Bir Ortaçağ manastırı olduğunu düşündükleri alanda bir masa oyununu keşfettiler. Yaklaşık üç yıl önce ortaya çıkardıkları bu masa oyunu, yüzyıllar öncesine ışık tuttuğunu düşündüler. Çünkü Latince olarak yazılar barındıran bu buluntu, aynı zamanda Hristiyan öğretilerinin ve İskoç Galce yazıtların en eski örneklerini içeriyor.
Bu tarih öncesi masa oyunu, gömülü katmanların üzerinde bulunan yuvarlak bir taşa oyulmuştu. Taşın, 7. ile 8. yüzyıla ait olduğu anlaşıldı.
Tarihçiler, bunun antik bir strateji oyunu olan ve Norveçlilere ait olduklarını düşündükleri ‘hnefatafl’ olabileceğini belirtiyorlar..
Antik bir Norveç strateji oyunu olan bu oyuna bazı yerlerde Viking satrancı adıyla denk geliyoruz.
3. Ahlak kavramı üzerinde temellenen masa oyunu: The Mansion of Happiness
Bu oyun, tarihçilere göre 1800’lerin başlarında İngiltere’deki en popüler tahta oyunu idi. Oyuncular, dindarlar için cenneti temsil eden bir ödül olan “Köşk”e ulaşmaya çalışıyor. Oyun, ahlaksızlık ve erdem fikirleri ekseninde türemiş aslında.
İlginç bir teolojik oyun.
4. The Panorama of Europe
Tarihçiler, bu oyunun ilk kez 1815’te ortaya çıktığını söylüyor. Bir topaç yardımıyla oynanan bu tarihi oyunda, oyuncular, zemin üzerinde Avrupa’yı dolaşıyor.
5. Chaupar
Hindistan, toplumsal özelliklerinin yanı sıra tarihi ve siyasi yapısıyla da dikkat çeken bir coğrafya.
Binlerce yıllık bir geçmişi olan bu oyun, çapraz şekilli bir kumaş tahtaya sahip. Oyunu, üç zar ve 16 taş ile oynayabilirsiniz.
6. Halma
Halma adını alan bu tarihi oyunun kökeni yine İngiltere. Tarihçiler, bu oyunun, günümüzden yaklaşık 140 yıl önce, 1880’li yıllarda ortaya çıktığını ifade ediyor. Oyunun orijinal halinde 16×16’lık tahta bir zemin var.
Oyunun özünde, karşı karşıya gelen iki rakipten her biri, kendi alanında olan taşları, rakip sahaya götürmek yatıyor.
Oyunu, Amerikalı bir cerrahın icat ettiği bilgisi var. Oyun, popülerlik kazandıkça, kendi döneminde oldukça yaygın olan Çin damasını tahtından etmiş.
7. Lewis Satranç Taşları
Strateji oyunu dersek aklınızda muhtemelen birkaç oyun ile ilgili imajlar uyanacak. O imajlardan biri de şüphesiz satranç olacaktır. Bu, pek de yanlış değil.
Satrancın en az birkaç asırdır Avrupa’da da meşhur olduğunu biliyoruz.
Kazılardaki titiz çalışmalar sonrasında, Lewis’te ortaya çıkan satranç taşları 1831 yılına ratihleniyor.
Arkeologlara göre ortaya çıkan bu taşlar, 12 veya 13. Yüzyıllarda vardı. Söz konusu bölgenin o tarihlerde Norveç Krallığı’na bağlı olduğunu düşünürsek İskandinav bölgesinin tarihini zenginliği hakkında derin fikirler yürütebiliriz.
Tarihçiler, Lewis Satranç taşlarının, dört tam satranç setine ait olduğunu ve deniz aygırı ile balina dişlerinden oyulmuş 93 parça içerdiğini belirtiyor. Sette yer alan en büyük parçalar ise Ortaçağ kralları, kraliçe, dini figür (fil), şövalye ve muhafızlardan (kale) oluşuyor. Son olarak, piyonların sadece oyulmuş düz taşlardan meydana geldiğini sözlerimize ekleyebiliriz.
8. Asalto
19. yüzyılda yaşasaydınız karşınızdaki rakip ile strateji savaşına gireceğiniz bir başka oyun asalto. Başka bir ifadeyle, iki kişilik oynayabileceğiniz bu oyun, 1800’lü yılların başından bu yana var.
Alman kökenli bir oyun olan asaltoyu, tahta bir zeminde oynayarak rakip saldırılara karşı savunma konusunda elinizden geleni yapmanızı gerektiriyor.
Oyunun amacını ise oyun sürecinde rakibinizin taşlarını ele geçirmek ve bu sayede savaşın galibi olmanız şeklinde özetleyebiliriz.
9. Afrika kökenli masa oyunu: Mancala
Mancala, bazı tarihi bulgulara göre ilk oyun olabilir. Ancak bunun kesin bir yargı olmadığını belirtelim.
Oyunu oynamak isterseniz yumuşak bir yere ve eser miktarda tohum ya da çakıl taşlarına ihtiyacınız olacak.
Oyun için oluşturacağınız çukurları yan yana kazmanız ve söz konusu objeleri (taşları) oyunculara birer birer dağıtmanız gerekiyor.
İlginç olan noktalardan biri ise oyunun tek bir amacı yok. Ama bilmeniz gereken hızlı sayma özelliğinizi geliştirmiş olmanız gerekliliği.
Mancala’nın, yakın bir tarihe kadar Avrupa’da ve Amerika’daki bilinirlik oranının düşük olduğunu söyleyelim. Zaten Smithsonian Enstitüsünün yayımladığı bir rapora göre oyunun kökeni Afrika’ya uzanıyormuş. Hatta bu rapora göre mancala, Afrika’nın ulusal oyunu” imiş.
10. Beş bin yaşındaki masa oyunu: Senet
Senet sepetten anlamasanız bile bu oyunu oynamaktan pişman olmayacağınızı hemen belirtelim.
Bu oyun, tarihi bulgulara göre bilinen en eski masa oyunu. Hatta bu oyunun MÖ. 3.500’e tarihlendiğini bilmenizde fayda var. Evet, beş bin küsur yıllık bir oyundan söz ediyoruz.
Arkeologların Tutankamon’un mezarında bulduğu parçalardan anlıyoruz ki, oyun tahtaları üç kare genişliğinde ve on kare uzunluğunda. Genellikle her oyuncu beş veya yedi taşa sahip. Orijinal kuralları ile ilgili bilgiler kısıt olsa da, oyunun amacının, çubukları zar yerine kullanarak taşları, tahta boyunca yarıştırmak olduğunu biliyoruz.
Seküler bir eğlence olarak başlayan bu oyun, Mısırlılar için daha sonra dini bir kimliğe bürünmüş. Kareler, tanrıları ve öteki hayat biçimlerini sembolize eden imgelerle döşenmiş.
11. District Messenger Boy
Bu oyunu, McLoughlin Brothers isimli bir yayınevi, 1886 yılında piyasaya sürmüş.
Oyun, oyuncuların, eldeki parçaları bir tahtanın etrafında hareket ettirerek, bir telgraf şirketinde başkan olmak için yarışmaları temeline dayanıyor.
12. Binko’s Registered Railway Game
Dilimizde, “Binko’nun Kayıtlı Demiryolu Oyunu” gibi bir karşılığı olan bu oyunu, karşınızda bir rakip ile oynayabilirsiniz.
Bu oyunun tasarım amacının çocuklara; İngiltere, İskoçya ve Galler coğrafyasını öğretmek olduğunu söyleyebiliriz.
Oyuncuların, belirli bir başlangıç noktasına lokomotifler yerleştirmesi gerekiyor. Ardından bir zar yardımıyla rakibinden daha hızlı hareket etmek zorunda.